Lafın gelişi de demiş olsam ben yine de büyük gelişme görüyorum. | Open Subtitles | إذن، إعتبره مجرّد تعبير مجازي. لكنّي أرى تقدماً هُنـا. |
- Çıplak değilsin herhalde. - Lafın gelişi. Gidelim. | Open Subtitles | لا تقل لى انك عار انه مجرد تعبير ، هل يمكننا الذهاب؟ |
Lafın gelişi. | Open Subtitles | لنرى إن قام أحدهم بربحٍ قاتل , إن جاز التعبير |
Uzun Lafın kısası birisi, o gece bacağını uzatmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | لذا لأختصر لكِ القصة لقد إضطر لتجبيس رجله في هذه الليلة |
Lafın gelişi öyle söylenir diye biliyordum. | Open Subtitles | لا ، اعتقدت انه مجاز من التعبير |
O adamı iki yanağının ortasından öpmek bana koymazdı, Lafın gelişi. | Open Subtitles | لا أمانع ان أقبل هذا الرجل بين مؤخرته, مجازياً |
Lafın gelişi söyledi. | Open Subtitles | كان هذا مجرّد تشبيه. |
Uzun Lafın kısası, hayır. Yalan atamam, ben de kaçınıyorum ondan. | Open Subtitles | بإختصار ليس كثيراً لا أجيد الكذب فبدأت أتجنبه |
Uzun Lafın kısası, elinizi gösterdiniz. Şimdi bundan sonrasını düşünmeliyim. | Open Subtitles | بالمختصر المفيد، لقد بالغت في الابتزاز والآن، علي أن أفكر في نتيجة ذلك |
Lafın gelişiydi o seni salak ! Sizi vurmaya niyetim yok. | Open Subtitles | انه تعبير عادي للجملة فلن أقوم بقتلكما أيها الغبيان |
Umarım bunu Lafın gelişi söyledin, yoksa başımız büyük belada demektir. | Open Subtitles | أَتمنّى ذلك فقط تعبير لأن عكس ذلك نحن في مشكلةِ كبيرةِ جداً |
O sadece Lafın gelişi, uyanık. Hiçbir yere götürmeyecekler. | Open Subtitles | إنه مجرد تعبير مجازي يا عبقرية لن يأخذونه لأي مكان |
Ayrıca, gözüm daima üzerinde olacak. Lafın gelişi. | Open Subtitles | ولا أزال سأبقي عينيّ عليكِ، إذا جاز التعبير |
Asker vakit bulduğunda uyur, Lafın gelişi. | Open Subtitles | الجنود تنام عندما يستطيعون إن جاز التعبير |
Uzun Lafın kısası, zengin bir çift evlilik yıldönümleri için bir plan ayarlamış. | Open Subtitles | لأختصر قصه طويله زوج فرنسي أغنياء طلبوا تصميم خاص |
Uzun Lafın kısası doğru olamayacak kadar iyi bir hikaye duyduğunda bu genelde doğru olmuyor. | Open Subtitles | لأختصر لك الأمر، حالما نسمع قصّة تبدو حقيقيّة |
- Lütfen. Sadece Lafın gelişi söyledim. | Open Subtitles | -رجاءً ، كان مجاز من التعبير فحسب |
Lafın gelişi öyle dedim. | Open Subtitles | كان كلاّماً مجازياً |
Lafın gelişi. Hoşça kal. | Open Subtitles | انه مجرد تشبيه حسنا.. |
..ve anahtarını kaptırdı. Uzun Lafın kısası, yönetici kapıyı götürdü. | Open Subtitles | وأخذ مفاتيحها القصه بإختصار المشرف أخذ الباب |
Uzun Lafın kısası, koordinatlar bayrağın yerinin kadının gözüne yansıtacak deliği gösteriyor. | Open Subtitles | حسناً ، القصة بالمختصر الاحداثيات تحدد ثقب يعكس مكان الراية على عين الإمرأة |
Uzun Lafın kısası, teklif sunduk ve kabul ettiler. | Open Subtitles | وباختصار القصة الطويلة، وضعنا عرضًا وتم قبوله. |
Yani belki de Lafın gelişi söylemiştir. | Open Subtitles | أقصد, قد يكون كلام مجازي, تعلم؟ |
Dinle, uzun Lafın kısası bir takım gerçekliklere dayanan bir teorileri vardı. | Open Subtitles | إسمعيني خلاصة الأمر هي أنهم كانت لديهم نظرية مبنية على العديد من الحقائق |
Uzun Lafın kısası, sağlık hizmeti değişiyor olabilir, ancak bu değişim kesinlikle yeterli değil ve yeterince hızlı değil. | TED | خلاصة القول، الرعاية الصحية قد تتغير ولكن ليس بما يكفي أو ليس بالسرعة الكافية. |