Gerçekten ölmek istiyorsan söyleyeyim o böyle bir iyiliğe layık değil. | Open Subtitles | حتى وإن كنتِ تريدين الموت فهو لا يستحق شرفاً كهذا |
- Ona hangara kadar eşlik et. Başkan olmaya layık değil! | Open Subtitles | أنتم لا تعرفون ما الذي فعله، إنه لا يستحق أن يكون الرئيس |
Sevgili Kontes, o sevginize layık değil. | Open Subtitles | عزيزتي الكونتيسة انه لا يستحق حبك |
Bir matematik dahisini ve pembe tırnaklı bir kızı sevemiyorsa o zaman sana layık değil. | Open Subtitles | إذا لم يستطع تحمل عبقرية الرياضيات والأظافر الزهرية إذاً فهو لا يستحقك |
Öyleyse sana layık değil. | Open Subtitles | اذن هو لا يستحقك |
'Yaşamaya layık değil' diye etiketlediği herkes... | Open Subtitles | أيُّ شخصٍ يراه لا يستحق الحياة. |
Bağışlayın efendim ama oğlan buna layık değil. | Open Subtitles | سامحني يا سيدي, لكن... الفتى لا يستحق هذا الشرف |
O kocalığa layık değil. | Open Subtitles | انه هو زوج لا يستحق. |
Öyle bir talebe layık değil. | Open Subtitles | لا يستحق مثل هذه الدعوة. |
Parayı yüzüne atmaya bile layık değil ki. | Open Subtitles | . إنه لا يستحق الإحترام |
O senin itimatına layık değil. | Open Subtitles | هو لا يستحق ثقتك |
- Asansör layık değil. | Open Subtitles | - مصاعد لا يستحق. |
O layık değil. | Open Subtitles | انه لا يستحق. |
Sana layık değil. | Open Subtitles | أنه لا يستحقك. |