Böylece, saf selülozdan bu minik nano lifleri üretiyorlar. | TED | وبالتالي تقوم بغزل ألياف النانو الدقيقة هذه من السليلوز النقي. |
Sinir hücresi lifleri, miyelin adı verilen yağlı bir maddeyle kaplıdır. | TED | إن ألياف الخلايا العصبية مغلفة بمادة دهنية تسمي ميالين. |
Bak, ayrıca, uh, gazete kağıdıyla uyumlu selüloz lifleri... ve farklı insanların çiğnediği bir sakız vardı. | Open Subtitles | حسنا اسمعوا هناك أيضا, ألياف سيليوز تدل على أوراق صحف ولعاب من عدة أفواه |
Yapıldı. - Adli tabip doku ve lifleri alacak... - Endişelenmeyin, efendim. | Open Subtitles | ــ الفحص الطبي سيحصل على النسيج والألياف ــ لاتقلق سيدي |
Ragged red lifleri tedavi edilebilir, fakat iyileştirilebilir değil. | Open Subtitles | و مرض النسيج الأحمر يمكن علاجه لكن ليس الشفاء منه |
İzolasyonun lifleri alkali reçine ile kaplanırdı. | Open Subtitles | الالياف من أن العزل تم المغطى في راتنجات الايبوكسي الألكيلية. |
Halı lifleri. Bunlar kurbanın çorap ve, ayakkabılarının heryerinde vardı. | Open Subtitles | ألياف السجادة، الأن هذه كانت تملأ جوارب وحذاء الضحية |
Beyinde acı lifleri yoktur o yüzden yalnızca ufak bir dokunuş ve titreşim hissedeceksin. | Open Subtitles | ألن يؤلمني؟ حسنا . الدماغ ليس فيه ألياف للألم |
Bu ihtimali eleyemem ama kurşun yarasının etrafında kumaş lifleri var. | Open Subtitles | لا يمكنني القول لكن داخل الرصاصة توجد ألياف قطنية |
Ama şimdiye dek iki parfüm bebek yağı, halı lifleri ve şampanyadan gelen votka ve nane likörü çıktı. | Open Subtitles | ولكن حتى الآن لدينا نوعين من العطور، زيت الأطفال، ألياف السجاد وبقايا من الشمبانيا والفودكا و مسكرات النعناع |
Asbest lifleri buldum. | Open Subtitles | حسنا، حتى الآن، لقد حصلت على بعض ألياف الاسبستوس. |
Ağız içinden çıkan kumaş lifleri sana anlattıklarını destekliyor. | Open Subtitles | ألياف القماش وجدت في مسحات فمها وهذا ما يؤكد ما قالته لك |
Yapışkan dolgulu lifleri ve tüpleri karışıma koyarsak, bir çatlak oluştuğunda yapışır, yapışkan içeriğini serbest bırakır ve boşluğu kapatır. | TED | إذا وضعنا ألياف مملوءة بالمادة اللاصقة وأنابيب داخل الخليط، سوف تفتح عندما يتشكل شق، مطلقة محتواها اللزج ومغلقة للفراغ. |
Şey, ben pamuk lifleri kubanın çenesinin altında bulmuştum. | Open Subtitles | لقد وجدت ألياف قطنية سوداء أسفل ذقنه |
Kurban çıplak zeminde bulunmuştu, ama David kanıt için kurbanın kıllarını topladığında, mavi halı lifleri buldu. | Open Subtitles | وجدت الضحية على أرضية خشب صلب لكن عندما قام " ديفد " بالرش على الجثة للأثر وجدت ألياف سجاد زرقاء |
- Ve arabasındaki halı lifleri Stephanie'den çıkanla eşleşmiyor. | Open Subtitles | - إذا كانوا التوفيق؟ - وجعل من سيارته لا يتطابق مع ألياف السجاد وجدنا على جسم ستيفاني. |
Ragged red lifleri tedavi edilebilir, fakat iyileştirilebilir değil. | Open Subtitles | و مرض النسيج الأحمر يمكن علاجه لكن ليس الشفاء منه |
DNA'sını ragged red lifleri için test edin. | Open Subtitles | ابحث بحمض الفتى النووي عن النسيج الأحمر |
DNA'sını ragged red lifleri için test edin. | Open Subtitles | ابحث بحمض الفتى النووي عن النسيج الأحمر |
Bıçakla kesilirse etin dokusu daha çok sertleşir ve lifleri kopar. | Open Subtitles | الانسجة سوف تصبح قاسية و الالياف سهلة الكسر |
Bazı sinir hücresi lifleri neredeyse 100 kat miyelin ile kaplıdır, | TED | تمتلك بعض الألياف مئات الطبقات من الميالين. |
Prefrontal korteksteki sinir hücreleri, sinir hücresi lifleri adı verilen, incecik ve uzun hücre uzantıları ile posterior kortekse bağlıdır. | TED | ترتبط الخلايا العصبية في قشرة الفص الجبهي مع قشرة الدماغ الخلفية عبر نهايات خلوية طويلة ورفيعة، تدعى بالألياف العصبية. |