müvekkiline iftira ettiğimi düşünüyorsan, o zaman git bana dava aç. | Open Subtitles | إذا كنتِ تعتقدي أنني قمت بالتهشير بسمعة موكلك قدمي دعوى ضدي |
Evet, peki, müvekkiline göre marihuanaydı. | Open Subtitles | نعم، حسناً موكلك يظن أنها كانت ماريجوانا |
müvekkiline hatırlat Arizona'daki lüks yat piyasası en uygun durumda bile sınırlıdır. | Open Subtitles | حسن، فلتذكر عميلك أن محل اليخوت الفاخرة في أريزونا نعروض لأعلى سعر |
müvekkiline o kağıtları imzalat, olur mu? | Open Subtitles | اجعل عميلك يوقع على هذه الأوراق هلا فعلت ؟ |
müvekkiline bir dolar kazandırmış birine göre, pek bir mutlu görünüyordunuz. | Open Subtitles | تبدين سعيدة للغاية بالنسبة لشخص قد ربح دولار واحد لصالح موكله |
müvekkiline, birinci derece şüpheli olmak üzere bir cinayet soruşturması açıyoruz. | Open Subtitles | سنقوم بفتح تحقيق حول ارتكاب جريمة قتل مع وضع موكلتك في عين الاعتبار باعتبارها المشبة به الرئيسي |
Özellikle de müvekkiline haber vermeden... arkasından iş çeviren danışmana ihtiyacı yok. | Open Subtitles | بالتحديد الوحيد الّذي يحاول أن يراوغ بدون معرفة موكّله. |
Eğer müvekkiline merhamet duyuyorsan onu ikna edersin. | Open Subtitles | إذا كنت تشعرين بالتعاطف مع موكلك :اقنعيه لقبول هذا |
Ben sana müvekkiline yardım etmek için bilgi verdim, arkadaşım ve meslektaşıma karşı cadı avına çıkasın diye değil. | Open Subtitles | لقد أتيت لك بمعلومات تساعد موكلك وليس لتلفيق بعض خدع الساحرة ضد صديقى وزميل دراستى |
Ve eminim bu teklifi müvekkiline iletmek zorunda olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | و أنا متأكد من أنّه ليس علي تذكيرك بأنّك ملزم قانونيا بعرض هذا على موكلك |
müvekkiline cinayeti işleyip işlemediğini asla sorma emin ol ki bir delil varsa kesinlikle bulacaktır. | Open Subtitles | لا تسأل موكلك ، هل أرتكب جريمة قتل ؟ أبداً ولكن تأكد إذا كان هناك دليل دامغ |
Şimdi bana teşekkür et ve müvekkiline işi daha da zora sokmamasını söyle. | Open Subtitles | من المفترض أن تقول "شكراً لكِ" و تذهب لإخبار موكلك ولا تعقّد الأمور |
Yasal olarak bunu müvekkiline göstermek zorunda olduğunu hatırlatmama gerek yok. | Open Subtitles | وأعلم أنه لا يجب أن أذكرك بأنه قانونيـًا يجب أن تخبر عميلك عن عرضي |
Şimdi ise buraya gelmiş kendi müvekkiline karşı iddianame vermemi istiyorsun. | Open Subtitles | وانت هنا لجعلي أحضر قائمة بالإتهامات ضد عميلك |
Alicia, müvekkiline bunun sergiyi sonlandırmak olduğunu söyleyebilirsin, ...ama biliyorsun konu para için müzeyi sağmakla ilgili. | Open Subtitles | يمكنك اخبار عميلك انها عن ايقاف المعرض لكن أنت تعلمين انها تتعلق بكسب بعض الأموال من المتحف |
müvekkiline şimdilik benden kurtulduğunu söyle. | Open Subtitles | اذاً سوف تخبرين عميلك انه تخلص من المأزق لهذا الوقت فقط |
İyi bir savunma yapması için önce müvekkiline güvenmeliydi. | Open Subtitles | كان يجب أن يؤمن حقاً ببراءة موكله لكي يمثله جيداً. |
Yasa der ki, avukat müvekkiline danışmak zorundadır. | Open Subtitles | نقابة المحامين تقول أن على المحامي استشارة موكله |
Yasal olarak bu teklifleri müvekkiline bildirmek zorundasın. | Open Subtitles | أنت ملتزم قانونا بعرض تلك العروض على موكلتك |
Bulduğumuz kanın, müvekkiline ait olup olmadığını tespit edecekmiş. Masuka getirmeye gitti. | Open Subtitles | وتأكيد أنّ ما وجدناه هو دم موكّله سيأتي بها (ماسوكا) الآن |
Teklifimizi müvekkiline götürmek istemez misin? | Open Subtitles | اخذ هذا العرض لموكلتك ؟ |
Demek istediğim müvekkiline iftira atan kullanıcıların çalışan olmadığını savunmanız. | Open Subtitles | أعني, بأن حجتك بأن المستخدمين الذين شهَّروا موكلها ليسوا موظفين |
Müvekkilimin senin müvekkiline bir takım fotoğrafları satma planı var. | Open Subtitles | عميلتى لديها خطط لبيع بعض صور موكلك. |
Bunu müvekkiline götür ve biz de küçük güzel bir sohbet gerçekleştirelim. | Open Subtitles | خذه إلى العميل الخاص بك و سيكون لدينا دردشة صغيرة لطيفة. |