Burada 1913 Trio Milwaukee Sanat müzesinde benim parçalarımdan birini çalıyor. | TED | هذه تريو 1913 تؤدي إحدى قطعي في متحف الفن بميلووكي. |
Bizim çalıştığımız Rockies müzesinde, benim dört tane T-Rex'im var, yani bunları kesebilirim. | TED | و في متحف الروكيز حيثُ نعمل لدي اربعة من تي ريكس ويمكنني ان اقطعها جميعها |
bu işlemcinin prototip bir parçasının resmi bilim müzesinde bulunmakta | TED | هذه صورة لنموذج أولي لجزء من المعالج الموجود في متحف العلوم. |
Bir daha onu hiç görmeyeceksin. Jill ve sen parayı alırken Jimmy ve ben Güzel sanatlar... müzesinde olacağız. | Open Subtitles | عندما تذهبين انتى وجيل للحصول على المال انا وجيمى سنكون فى المتحف |
Seaboard Şehir müzesinde sergilenen değerli yakut bir kolye. | Open Subtitles | والثمين روبي قلادة على سبيل الإعارة إلى المتحف الساحل سيتي. |
Bu kategoride Boston Sanat müzesinde pek birşey yok... ve olanların hiçbiri de 10 milyon dolardan fazla değil. | Open Subtitles | حسناً , ليس الكثير بمتحف بوسطن للفن يصنف هكذا ولا اى منها تتعدى قيمتها 10 مليون دولار |
Bu, şu anda Kaliforniya'daki Bilgisayar Tarihi müzesinde ve doğru hesap yapıyor. Gerçekten çalışıyor. | TED | هذا هو المحرك الموجود الآن في متحف تاريخ الحاسبات بكاليفورنيا، وهو يحسب بدقة. إنه يعمل بالفعل. |
O adres defterinin üstünden geçtik, ve eski oda arkadaşının başka bir eyaletteki sanat müzesinde çalışan kuzenini buldu. | TED | حسناً، قمنا بتصفح دليل العناوين ذلك، و وجدت قريب لزميل سكن قديم كان يعمل في متحف للفن في ولاية اخرى. |
Geçenlerde, Seattle Sanat müzesinde Isaac Bunn ve ben bir sergi işine giriştik ve bu sergi onun sesinin duyurulması için bir platform olarak kullanıldı. | TED | مؤخرا، في متحف سياتل للفن، قمنا ، أنا واسحاق بون باستغلال المعرض المقام به، واستعملناه كمنصة لايصال صوته، |
Bu hala Metropolitan müzesinde satışta. | TED | هذه لا زالت للبيع الآن في متحف الميتروبوليتان |
Magritte'nin bir tablosu. Benim çok sevdiğim bir Hollanda müzesinde. | TED | انها لوحة للفنان ماجريت في متحف موجود في هولندا أعشقه كثيراً |
İşte bu görüntü, Viktorya ve Albert müzesinde sergileyeceğim. aslında arabaya bağlı bir ışık kutusu olarak. | TED | لكي اخرج بهذه الصورة .. والتي سوف تعرض في متحف فيكتوريا وألبرت ستعرض كصندوق ضوئي .. وهو متصل الى السيارة |
Bu aslında Whitney müzesinde, orada bunlardan 6 tane var, her birinin üstünde değişik bir argümanı, değişik bir ses dosyası var. | TED | هذا هو في الواقع في متحف ويتني، حيث كان هناك ستة منهم، كل واحدة منها كانت تحتوي حجة مختلف بشأنها، ملف صوت مختلف. |
Doğa Tarih müzesinde bile bunlardan iyisi yok. | Open Subtitles | وهذا أفضل مما يمتلكونه في متحف التاريخ الطبيعي |
Londra Mum müzesinde o sergi bu öğleden sonra açılıyor. Beni götürür müsün? | Open Subtitles | متحف الشموع الذي يفتتح هذه الظهيرة هلا تأخذني إليه ؟ |
Tamam. Lamar, az önce Mitch'i Mud Island müzesinde gördüm. | Open Subtitles | حسنا لامار رأيت للتو ميتش في متحف جزيرة مود |
Okulumuzun müzesinde çok garip bir şey var. | Open Subtitles | في متحف مدرسـتي، هنـاك شيء من أغرب الأشياء التي رأيتها في حياتي. |
Ve modern sanatlar müzesinde kitabını aradım. | Open Subtitles | و فحصت فى متحف الفن الحديث من أجل كتابك. |
Geçen gün, Alman müzesinde, kız öğrencilerin gösterisinde, | Open Subtitles | كان هناك مؤخراً بعض الضجة الغير ضرورية لطالبات في المتحف الألماني |
...Meşhur fosil Fransa Doğa Tarihi Milli müzesinde serin bir bahar gecesi sergilenmeye başladı. | Open Subtitles | الحفرية الشهيرة تظهر في ليلة شتاء باردة في المتحف الوطني للتاريخ الطبيعي في باريس |
İyi şeyler istemek suç mu? O tablo bir devlet müzesinde dursaydı ve sakız çiğneyen Tufts Üniversiteli maymunlar ona bön bön baksaydı daha mı iyiydi? | Open Subtitles | هل هي جريمة أن ترغب بشيء رائع ثم تسرقه من المتحف العام حيث الأشخاص البلهاء يمكنهم العبث بها هناك؟ |
En son Musul müzesinde görülmüş. | Open Subtitles | آخر مرة شوهدت فيها كانت بمتحف بالوصل |
Ve Prof. Owen, bunların kendi müzesinde olmaları için çok hevesliydi. | Open Subtitles | وكان بروفيسور اوين متحمس بشدة على أن يحصل متحفه على أفضل هذه الإكتشافات |