"mısırlar" - Traduction Turc en Arabe

• الذرة
• حبات

Buna rağmen yediğimiz tüm mısırlar genetik olarak bir şekilde değiştiriliyor.
وللاسف معظم الذرة التي نتغذى عليها تصنع بنفس الطريقة

Oraya gidiyoruz. mısırlar büyümüş oluyor ocaklar yanıyor ama ortalıkta kimse olmuyor.
ذهبنا هناك وجدنا الذرة تنمو و توجد نيران بالمواقد و لا يوجد أحد

mısırlar 90 gün içinde hasada hazır olacak.
الذرة ستكون جاهزة للحصاد في غضون 90 يوماً.

Çünkü mısırlar ve kabaklar için bir ırmağa ihtiyacınız var!
ستحتاج نهر يجري من تحتك لأجل الذرة والقرع

Gerçekten de bu patlamış mısırlar çok güzel.
إنهم مثل حبات فشار صغيرة أتعرف ؟

Bu yıl mısırlar iyi büyüdü. Yağmur tam zamanında geldi!
الذرة هذه السنة طويلة حقا، والمطر هطل بالوقت المناسب

Bir de, dünden kalma şu tütsülenmiş mısırlar var.
بالإضافة إلي بعض الذرة المطبوخة من البارحة

mısırlar hala dik duruyor ve Cobra'nın durduğu yere doğru güç uygulanmış.
محصول الذرة كان واقفاَ و أجبر على الهبوط بسبب الحوامة

Tam o sırada, mutfakta mısırlar patlamaya başladı.
عندها فقط,بدأت فرقعة الذرة في المطبخ كما حدث سابقاً

Kahraman'ın Görevi ve mısırlar hakkındaki onca şeyi nereden öğrendin?
من أين عرفت مسألة الذرة تلك و مهمة البطل؟

Romantik olabilirim ama bence onun nefretiyle mısırlar daha tatlı oluyor.
أتعلمي , ربما أكون رومنسياً و لكن اعتقد أن الكراهيه تجعل الذرة طعمه أكثر حلاوة

Sizi ikinizin içi geçmiş sanki güneşte telef olmuş mısırlar gibi.
أنتما الإثنان ميتان من الداخل كقشور الذرة المتروكة تحت الشمس

Buradaki tezgahta gerçekten çok güzel mısırlar satılıyordu hatırladın mı?
هناك كانت منصة الذرة حيث كنا نشتري ذلك الذرة الممتاز هل تذكر؟

Bilemiyorum. mısırlar ile karşılaşmak istemezsin.
لا اعلم لا تريد العبث مع الذرة المحمصة

Evimiz... çayırdaki çimenler, tarladaki mısırlar... ve havadaki... kuşlar ve topraktaki hayvanlar... ve nehirdeki balıklar evimiz...
...وطننا هو العشب على المرج الذرة في الحقل ....

Beni şaşırtamazsın. mısırlar gidecek.
لا يمكنك أن تصدمني الذرة الخاص بك سينزل

Barajı inşa edelim. mısırlar büyüsün.
سنبني السد و نزرع الذرة

Beth, bütün bu mısırlar için... bir milyon dolar alacağız, diyor.
أبيّ ! (بيث) يقول: إننا سنحصل على مليون دولار مقابل كُل هذه الذرة.

Patlamamış mısırlar var!
هناك حبات في الكيس

Torbada *** kalan patlamamış *** mısırlar!
هناك حبات في الكيس