Birkaç Alman hıyarı silahının dipçiği ile mağaranın duvarlarını yoklayacaktır. | Open Subtitles | هناك أحمق ألماني سيضرب على جانب هذا الكهف بمؤخرة بندقيته |
mağaranın tavanında, metrekare başına düşen birkaç yüz larva bir boncuk dizisinden ötekine, lif üretmek için harıl harıl çalışırlar. | Open Subtitles | قد يكون هناك عدّة مئات من اليرقات في متر مربّع واحد لسقف الكهف. ويعملون جميعاً بكدّ منتجين خيطاً تلو الآخر. |
Ama mağaranın daha iç kesimlerinde çok daha uygun donanımlı yaratıklar yaşamaktadır. | Open Subtitles | ولكن، و في أعماق الكهف هناك كائنات أخرى مصممة أفضل للمعيشة بالأعماق |
Fakat bu sefer ki mağaranın girişindeki bir kaplan değil. | TED | لكن هذه المرة ليس الخطر نمرا على باب الكهف. |
İlk bulgularımdan biri, Pasifik Okyanusu'na bakan bir mağaranın girişindeydi. | TED | أحد أولى إكتشافاتي كان في مدخل كهف يواجه المحيط الهاديء. |
Orası, mağaranın arka girişi. Bir tünele ulaşacaklar. | Open Subtitles | حسناً , هذا المدخل الخلفى للكهف سيقابلون نفقاً. |
Farklı şelaleler aniden ortaya çıkar ya da mağaranın içinde bir yerden başka bir yere hareket eder. | TED | تظهر شلالات جديدة أو تتنقّل من أماكنها داخل الكهف. |
Sonra bir pusula ve eğim ölçerle mağaranın yukarı doğrultusunda ve zemin ve tavanların eğimlerini ölçülür. | TED | ثمّ يجب استعمال بوصلة و مقياس الميلان لمعرفة الاتجاه الذي يتجه نحوه الكهف و قيس انحدار الأرضيّة و الأسقف. |
Ve bu mağaranın neden Snow Dragon'dan daha soğuk olduğunu anlayamadık ta ki sonuna ulaşıp sebebini anlayana kadar. | TED | و لم نتمكن من فهم سبب كون هذا الكهف أكثر برودا من التنين الجليديّ إلى أن وصلنا إلى نهايته و عرفنا السبب. |
Dışarısı çok soğuktu, Gerçek şu ki mağaranın içinde uyumak zorunda kaldık. | TED | لقد كان الداخل في غاية البرود، لقد اضطررنا للنّوم خارج الكهف. |
Ve aslında mağaranın içinde, bilim için yeni bir fosfat-sülfat minerali olan, rossiantonite'i keşfettik. | TED | وفي الحقيقة، اكتشفنا في الكهف هيكلًا معدنيًا جديدًا للعلم، وهو روسيانتونيت، سلفات كبريتات. |
Ve gerçekten, mağaranın içerisinde hissedebileceğiniz tek şey biyolojik ve mineralojik dünyaların arasındaki gerçek bağlar. | TED | وفي الحقيقة، أي شيئ تشعر به في الكهف يعتبر روابط حقيقية بين العالم البيولوجي والعالم المعدني. |
Bu mağaranın adı Lechuguilla'ydı ve bu mağara insanlar için son derece zehirliydi. | TED | وهذا الكهف تحديدا كان ليتشوجويلا، وهذا الكهف سام جدًا جدًا للبشر. |
Ve o mağaranın içerisinde muazzam bir fosil ve kalıntı yığını var. | Open Subtitles | و داخل هذا الكهف توجد مستحثات و مصنوعات خرافية القيمة |
mağaranın işe yaramadığını biliyoruz, O yüzden mağarayı kullanmayacağız. | Open Subtitles | والآن، جميعنا نعرف أن الكهف عديم الفائدة، لذا، لن نستخدم الكهف |
Hep zincire vurulmuş, mağaranın arka tarafına bakmaya mecburlar. | Open Subtitles | الكل مقيدون ومجبرون على مواجهة جدران الكهف |
Ve mağaranın ötesinde hiç kimsenin geçemediği... ..çok tehlikeli olan... ..Sonsuz Tehlike Geçidi var. | Open Subtitles | هناك خطر كبير خارج الكهف خطر الملتهم الأبدى الذى لم يعبره رجل من قبل |
Çünkü bu mağaranın girişi şimdiye kadar kimsenin vuruşup... yenemediği, altedemediği... zalim, acımasız bir canavar tarafından korunuyor! | Open Subtitles | ففى مدخل هذا الكهف هناك مخلوق قذر و قاسى جداً لم يقاتله رجل من قبل و عاش |
Ardından mağarasına girdi ve İngilizler mağaranın duvarlarını havaya uçurdu. | Open Subtitles | وبعد ذلك دخل هذا الكهف نسف البريطان الجدارمن حوله |
Orada, içinde 500ü aşkın mağaranın bulunduğu bir tepenin olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم ندرك وجود حافة جبل هناك وبها أكثر من 500 كهف |
Chalie Bir, mağaranın diğer girişine yönelin, tamam. | Open Subtitles | تشارلى 1 ، تحرك إلى المدخل البديل للكهف. |
Volkandaki bir mağaranın içinde hayatta kaldı ve şu an bize ulaşmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لقد نجت في الدخول إلى كهفٍ داخل البركان, و هي تحاول العودة إلينا. |
mağaranın iğrenç kokusu canlandırıcı ama bunun Joseph'le ne ilgisi var? | Open Subtitles | ليس لأنني لا أجد رائحة كريهه بكهف يشع حياة لكن ماصلة ذلك بجوزيف؟ |
mağaranın kayalık zemininde cirit atan böcekler onu hiç mi hiç ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | لا يستهويها الخنافس المتجمعة على الأرض الحجرية في الكهوف |
mağaranın tepesinde bir havalandırma deliği var. Ben oradan içeri gireceğim. | Open Subtitles | الآن، هناك منفذ هوائي على قمةِ ذلك الكهفِ.أنا سَأَدْخلُ خلال هناك. |