Söylemem gereksiz ama tüm masraflarını karşılayıp... maaşını iki katına çıkaracağım. | Open Subtitles | غني عن القول سوف ادفع جميع التكاليف الخاصة بكم وساضاعف راتبك |
Bu arada maaşını ödeyenler de fildişi mermer fuayeden geçip arabalarına biniyorlar. | Open Subtitles | بينما الرجال الذين يدفعون راتبك يمشون على الرخام العاجي الى داخل سياراتهم |
Maluliyet maaşını tren yolu şirketinden alıyor ve sanırım kilise konseyinden de hizmetleri karşılığı cüzi bir miktar alıyor. | Open Subtitles | لديه راتب تقاعدي بسبب إعاقته من شركة السكك الحديدية.. وأجر زهيد لقاء خدماته من مجلس المجلس الكنسيّ، أفترض أنه... |
Ehliyet alana ve kendi donunuzu giyene kadar işiniz ve maaşını askıya alındı. | Open Subtitles | حسناً، حتى تحصل على رخصة قيادة وترتدي ملابسك التحتية الخاصة بك، فأنت مفصول بدون راتب. |
Sen yalnızca öğretmensin; aylık maaşını giriş ücretine harcamadın ya? | Open Subtitles | أنت فقط مجرد أستاذ لم يغطي راتبه الشهري مصروف أكله |
Sadece ekibinizin maaşını ödeyebilmek için evinizi ipotek ettirmeniz gerekti. | Open Subtitles | اضطريتَ لرهن منزلك.. فقط لتستمر بدفع رواتب موظفيك |
Ona maaşını hak edip etmediğini sormuşlar. | Open Subtitles | وسألوه فيما إذا كان يستحق الراتب الذي يتقاضاه |
Adam canlıyken maaşlarımızı almakta zorlanıyorsak maaşını bir de ölü bir kraldan almayı düşünsene. | Open Subtitles | إن كنت تظن أن من العسير الحصول على الأجر بينما كان حيّا، فحاول استلام أجرك من ملكٍ ميت |
- Hayır cidden. Yıllık toplam maaşını bir ayda kazanabilirsin. | Open Subtitles | انا جاد يمكنك ان تجمع راتبك السنوى فى خلال شهر |
Bu çöplüğü satın alıp, maaşını ödeyen teknoloji milyarderi benim. | Open Subtitles | أنا الملياردير التكنولوجي الذي إشترى هذه المزبله و يصرف راتبك |
Bu yüzden maaşını vermesem, şüphesiz kötü muamele gördüğünü düşünürsün. | Open Subtitles | و لو أوقفتُ راتبك لهذا السبب، سوف تعتقد، دون شك، بأنه قد تمّت إساءة معاملتك. |
Altı aylık maaşını, on dakikada kazanabilirsin. | Open Subtitles | في غضون عشرة دقائق يمكنك أن تكسب ستة اضعاف راتبك الشهري |
Şimdi ayrılırsan Play Now sana altı aylık maaşını ödeyecek. | Open Subtitles | غادر الآن وستدفع لك الشركة راتب ستة أشهر. |
İki aydır maaşını alamadığını biliyor musunuz? | Open Subtitles | اتعلم انه مرّ شهرين منذ استلامه لأول راتب ؟ |
Kazanan, bir senelik bölge müdürü maaşını ve.. | Open Subtitles | الفائز سيحصل على راتب المدير الإقليمي لمدة سنة وسيارة |
Böylece zombi olarak son maaşını istemeye dönemez. | Open Subtitles | و بهذه الطريقه لن يعود كزومبي للبحث عن صكِّ راتبه النهائيِ |
Her cuma elçiliğe gelip maaşını alır. | Open Subtitles | هو يزور السفارة كل جمعة ليتسلم راتبه فقط. |
Bazı insanlar emekli maaşını alıyor, bazılarıysa alamıyor bazılarıysa azıcık, hayat adil değil. | Open Subtitles | يتقاضى البعض رواتب تقاعدهم والبعض لا. البعض يحصل على إثنين أو ثلاثة ليست الحياة عادلة. |
Bak, oraya gideceğim. maaşını almaya geldim deyip eski sevgilisini araştırıcağım. | Open Subtitles | سأقول أنني قادم لأجل الراتب وأتجول لرؤية الصديق السابق |
Sorun para ise, maaşını alana kadar ben sana ısmarlarım. | Open Subtitles | فى الحقيقة يجب أن أعود إذا كان هو المال ، لاتقلق أنا سأساعد حتى تحصل على أجرك |
Eğer birisine anlatırsam kocamın, bana geçen maaşını keseceklerini söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا أننى لو تكلمت إلى أى شخص سوف يحجبون معاش زوجى |
Bak, yatırım işine babamın maaşını riskli işlere yatırdığını gördüğüm için girdim. | Open Subtitles | حصلت على المشاركة لأنني رأيت الاستثمار والدي اهدر وقد دفع كل شيك. |
Son maaşını almaya gelmediğinde, yeni bir iş buldu ve haber vermedi diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | وارن؟ عندما لم يأتي لاستلام أخر مرتب له ظننت بانه قد عثر على وظيفة اخرى |
Senin maaşını alıp ona versek daha iyi olur belki. | Open Subtitles | ربما علينا أن نحذف اسمك من جدول الرواتب ونضع اسمها |
Babamın maaşını almaya geldim. | Open Subtitles | جئتُك لآخذ راتِب والدي. |
Altı aylık maaşını bir okula ya da başka bir yere bağışla. | Open Subtitles | فلتتبرع براتب ست أشهر لمدرسة أو ماشابه ذلك. |
Yarın üç dört imza atmalısın ve gelecek ayki maaşını hak etmelisin. | Open Subtitles | غداً عليك أن توقع اسمك لأربعة مرات وعندها ستحصل على مرتبك الشهري |
maaşını artır yemeği ve diğer şeyleri. | Open Subtitles | بالإضافة إلى راتبها أكلها، وكل الأشياء الأخرى |
Kızla gitmek isteyen varsa, haftalık maaşını öderim ve cenaze masraflarını karşılarım. | Open Subtitles | أيّ أحد يود الذهاب معها، سأدفع له أجور لمدة أسبوع ونفقات جنازته. |