Ayrıca anladığım kadarıyla, Majesteleri'nin kızlarıyla olan ilişkisini de sürdürüyor. | Open Subtitles | أفهم أيضا أنها قد حافظت على علاقاتها مع بنات جلالتكم |
Siz Majesteleri'nin talimatlarına bağlı kalınarak, Prens'i korumak için her şey yapılıyor. | Open Subtitles | لقد تم كل شيء لحماية الأمير مع التقيد الصارم لتعليمات جلالتكم |
Bizden, Majesteleri'nin, İngiltere'de kilisenin başı olduğunu kabul etmemiz isteniyor. | Open Subtitles | طلِب مَنا الإعترَاف بِأن فَخامتُه الرئِيس الأعَلى لِكنيَسة إنجِلترا |
Bu konu, yani Majesteleri'nin evliliğinin geçerliliği, sadece kurulumuz tarafından incelenebilir ve daha karara varmadık. | Open Subtitles | هَذِه المَسألَه فَخامتُه لَه صَلاحِية الزَواَج لايمُكِن إلا أن تحُسم بِعشِيرتِه التي لم تَصِل بَعد إلى نتِيجه |
Söylesenize Mösyö Marillac, Majesteleri'nin, son Kraliçe'sinden kurtulduğunu Kral'ınıza ilettiğinizde gerçekten ne dedi? | Open Subtitles | قل لي أيها السيد ماريلاك ماذا قال ملكك بصدق عندما قلت له بأن جلالة الملك قد تخلص من الملكة الأخيرة؟ |
Majesteleri'nin, uzun ve kutsal hükümranlığı ile, sağlığı için dua edelim. | Open Subtitles | لندعو من أجل بركة جلالتة وعهده الطويل ومن أجل سلامة صحته |
Siz Majesteleri'nin iyi eşlikçilerinden olan güvendiği birinin, karınız Kraliçe ile zina yaparak size ihanet ettiği kesin gibi görünüyor. | Open Subtitles | ووجدت رفيقا جيدا لصاحب الجلالة زميل موثوق أتضح أنه قام بخيانتك ياصاحب الجلالة |
Evet ama her zaman Majesteleri'nin şehvet düşkünü olmamamız konusundaki dedikleri aklıma geliyor. | Open Subtitles | نعم ولكِني دائِماً أتَذكر مَا قُلتِيه لنَا فَخامتُك عَن عَدم الفِسق وضَبط القَاعِده |
Tucker, sen Majesteleri'nin hizmetinde çalışan bir gizli istihbarat ajanısın. | Open Subtitles | تاكر إنك عميل تعمل في الاستخبارات لصاحبة الجلالة |
Siz Majesteleri'nin, bazı gizli misyonerlerin, içinde lüteryan kafirliklerini ve fikirlerini yaymaya çalıştığından ve bu niyetlerini bir adım daha öteye taşıyacaklarından şüphelendiği kilise. | Open Subtitles | إنها الكنيسة نفسها ..التي إشتبه بها جلالتكم بزرع بذور الهرطقة اللوثرية وبقيامها عمدا بخرق قوانين الصيام |
Majesteleri, bu zavallı, çilekeş insanlar, gitmenizden önce siz Majesteleri'nin yüce merhametine sığınmak istediler. | Open Subtitles | صاحب الجلالة هؤلاء الرعايا الفقراء والمعانون يقومون بالتوسل ليتلقون من جلالتكم مكرمة النعمة |
Bu adamları tutuklayıp, sorgulamamız için Majesteleri'nin rızası var mıdır acaba? | Open Subtitles | هل لدينا إذن جلالتكم لتوقيف وفحص هؤلاء الرجال؟ |
Ne yazık ki, Kraliçe Katherine, aynı Dereham'ı, Majesteleri'nin en son "ilerleyiş"i sırasında, özel sekreteri ve teşrifatçısı olarak işe aldı. | Open Subtitles | ..للأسف قامت الملكة كاثرين بتوظيف ديرهام ذاته ليعود ويعمل لديها خلال تقدم جلالتكم الأخير |
Eğer kuşatma biraz daha uzarsa, korkarım ki, Majesteleri'nin ordusunun büyük bir kısmı,... ..yakında Boulogne meydanlarına gömülecek. | Open Subtitles | إذا كان ينبغي مواصلة الحصار لفترة أطول أخشى قريبا على جزء كبير من جيش جلالتكم أن يدفن في حقول بولوني |
Majesteleri'nin annenizle olan evliliği, geçersiz ve hükümsüz ilan edildi. | Open Subtitles | زوَاج فَخامتُه مِن أمِك قَم تم ألغَائه وإبطَالُه |
Aynı zamanda, Majesteleri'nin Kraliçe Anne ile olan evliliği geçerli ve yasal olduğu ilan edildi. | Open Subtitles | وفي الوَقت نَفسُه زَوآج فَخامتُه مُؤخراً مِن آن أُعلِن بِأنه قَانِونِي وشَرعِي |
Majesteleri'nin karısına karşı, saygıdan yoksun davranışlarınızın cezası olarak da, hizmetkarlarınızdan ikisini, görevlerinden alıyorum. | Open Subtitles | عقابا لك على عدم إحترامك لزوجة جلالة الملك سأقوم بإزالة اثنتين من وصيفاتك من خدمتك |
Ekselansları, Majesteleri'nin bacağındaki yara, ne yazık ki tekrar irin topladı. | Open Subtitles | سموك القرحة في ساق جلالة الملك أصبحت تسد الصديد مجددا |
Sonuç olarak, Majesteleri'nin krallığındaki tüm lüteryan ve protestanları yakalamaya başlamamamız için hiçbir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | حسنا, ونتيجة لذلك , لا أرى سببا في أننا لا ينبغي أن نبدأ مطاردة جميع اللوثريين والانجيليين في مملكة جلالتة |
Majesteleri'nin hayati tehlikesi gerçektir ve yakındır. | Open Subtitles | التهديد لحياتك ياصاحب الجلالة حقيقي وعاجل |