Benim rüşvet almamın bu Goryeo ülkesiyle veya Majesteleriyle nasıl bir ilgisi olabilir? | Open Subtitles | , أخذي لرشوة ما علاقة هذا بالأمة , او جوريو أو جلالته ؟ |
Majesteleriyle aynı yatağı paylaşacak muhtemel adayların bir listesini hazırlayacaksınız. | Open Subtitles | عليك تقديم قائمة بالمرشحات لمشاطرة سرير جلالته |
Bunu planlı yapmışlar. Majesteleriyle aranızı açmaya çalıştıkları gün gibi ortada. | Open Subtitles | . لقد قصدوا حدوث هذا أي شخص يستطيع الرؤية انهم يحاولوا التفريق بينك و بين جلالته |
Majesteleriyle daha önce tanışmıştık. | Open Subtitles | لقد التقيت و جلالتها من قبل |
Bay Janvrin, Başbakan, Majesteleriyle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | سيد (جانفرين)، رئيس الوزراء يرغب في التكلم مع جلالتها |
Majesteleriyle birlikte hayat; içimi bitmeyen bir bardak süt. | Open Subtitles | مع صاحبة الجلالة ، الحياة تسير على نفس المنوال |
Öncelikle Majesteleriyle Sekreter Hong'u yakınlaştırmak için bir şeyler yapalım. | Open Subtitles | أولا ينبغى ان نفعل ما بجهدنا لنجعل سموه و ولية العهد اكثر قربا من بعضهما |
Saraya gidiyoruz, bu gece Majesteleriyle görüşmeliyiz. | Open Subtitles | من القصرِ، نحن يجب ان نرى جلالته الليلة |
Majesteleriyle görüşmem var. | Open Subtitles | لدي اجتماع مع جلالته |
Bu konuyu Majesteleriyle konuştum. | Open Subtitles | ناقشت هذه المسألة مع جلالته. |
Bay Janvrin, Başbakan, Majesteleriyle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | سيد (جانفرين)، رئيس الوزراء يرغب في التكلم مع جلالتها |
Majesteleriyle biraz görüşmek istiyorum, sorabilir misin? | Open Subtitles | هلا سألتِ صاحبة الجلالة إذا كان ممكناً أن تستقبلني؟ |
Dışarı, hepiniz. Majesteleriyle özel konuşacağız. | Open Subtitles | -الى الخارج جميعا انا و صاحبة الجلالة سنتحدث على انفراد |
Majesteleriyle konuşacağım. Başka birşey? | Open Subtitles | سأتحدث مع سموه هل من شئ اخر؟ |
Majesteleriyle görüşmek için çıkmamış mıydın? | Open Subtitles | ألم تذهبِ للقاء سموه ؟ لا |