| Verimliliği arttırmak için bir buhar makinası satın aldım. | Open Subtitles | إني إشتريت حتي ماكنة بخارية لضمان الناتج. |
| Onun için MySpacede sayfa yaptım 'Çılgın Bok makinası' diye | Open Subtitles | لقد أنشأت لها صفحة في النت بأسم ماكينة التبول المجنونة |
| Bana ona bir kahve makinası almam gerektiğini söyleyen sendin. | Open Subtitles | أنت الذي أخبرتني بأني بحاجة لشراء صانعة قهوة لها |
| Phone: Geçen ay verdiğmiz şeyi tamamladın mı? Şu fotokopi makinası eğitimini? | TED | المتصل: هل اتتمت ذلك الامر الموكل لك منذ شهر؟ التدريب على الة التصوير؟ |
| Yalan makinası. Las Palmas kahvecisi. Marine-1'e sınırsız giriş yetkin vardı. | Open Subtitles | جهاز كشف الكذب،مقهى لاس بالمز و تأخرك عن موعد الطائرة |
| Erkekler bana, "Siz kadınlar, seçilmiş kadın üyeler kadınlar için dikiş makinası alın." | TED | أخبرني الرجال: "أنتم النساء، النساء الأعضاء المنتخَبات، عليكن ابتياع آلات خياطة للنساء". |
| Asıl ihtiyacı olan bir Bulaşık makinası, ve bil bakalım ne oldu? | Open Subtitles | ما يحتاجه حقاً مغسلة صحون جديدة، وتوقع ماذا؟ |
| Büyük ekranlı TV, lüks bir karaoke makinası ve THX sistemi. | Open Subtitles | جلبت لك تلفزيونَ بشاشةِ كبيرة ماكنة الكاريوكي الفاخرةِ |
| Kampanya merkezindeki fotokopi makinası eskiden Jack Whitman'a aitti. | Open Subtitles | ماكنة النسخةَ في مكتبِ حملتِكِ يُستَعملُ للعَودة إلى جاك ويتمان. |
| Yani sizin için o sadece bir suç çözme makinası. | Open Subtitles | أَعْني، إليك، هو فقط نوع من ماكنة حَلّ الجريمةِ. |
| işte bu birkaç yüz Rupiye mal olan kahve makinası | TED | هذه ماكينة قهوة، تكلفت بضعة مئات من الروبيات فقط |
| Evet, belli. Ve yem bir şifre makinası. | Open Subtitles | من الواضح أنه فخ والطعم هو ماكينة تشفير. |
| Bir daha beni sınama, yoksa annenin evine bırakacağım hediye, kahve makinası olmayacak. | Open Subtitles | لا تختبرني ثانية، أو في المرة المقبلة سأترك هدية في بيت أمك لن تكون هذه المرة صانعة القهوة |
| Burada bir yerde kahve makinası vardır. | Open Subtitles | مؤكد ان هناكَ صانعة قهوة في مكانٍ ما هنا |
| Ama gerçek zaman makinası olmadığı için, parayı da alamayacaksın. | Open Subtitles | لكن لو لم تكن الة الزمن حقيقه فلن يكون هناك نقود |
| Evet, bizi geçmişe götürebilecek bir zaman makinası var... ama o zamanlar, zaman makinası falan yoktu, yani- | Open Subtitles | نعم , هناك الة زمن تستطيع ...اعادتنا للماضي لكن لم يكن هناك ...الة زمن تعيدنا حينها, اذن |
| Emin olmak için yalan makinası testi uygulayalım. | Open Subtitles | دعنا نَعمَلُ إختبارُ جهاز كشف الكذبَ على أية حال، لِكي يَكُونَ متأكّدَ. |
| Singer dikiş makinası kullanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نستخدم آلات خياطة مُغنية بالتأكيد |
| Tost makinası ile araba yıkama makinasına girmek gibi bir şey. | Open Subtitles | الأمر يشبه قيادة محمصة عبر مغسلة سيارات |
| Bu ne dağınıklık. Sanki ahırdayız. Sana niye bulaşık makinası aldım? | Open Subtitles | إنها فوضي، إنها كالزريبة برأيِك لما تظنينني أشتريت لكِ غسالة الصحون؟ |
| Bende bir matbaa makinası görene kadar ağlayıp durdum. | Open Subtitles | كدتُ أن أبكي عندما رأيت ماكينات الطباعة من جديد. |
| "IBM makinası kartların üstüne zift gibi bir şey döküyor. | TED | آلة آي بي إم تضع مادة تشبه القطران على السيارات. |
| Kırpma makinası ile taşaklarını kesemez miyim sanıyorsun? | Open Subtitles | لكن لا يمكنني قطع لسان أحدهم بآلة تشذيب, صحيح؟ |
| Alev makinası, büyük ve gürültülüdür. Dikkati üzerimize çekebilir. | Open Subtitles | قاذف اللهب كبير وعالى وقد يلفت أنظار غير مرغوب فيها |
| Kondom makinası için bir çeyrekliğin var mı? | Open Subtitles | هل لديك عملة لماكينة الواقيات الجنسية؟ |
| Ekmek kızartma makinası ile ne yapıyorsun? | Open Subtitles | ماذا تفعل بمحمص الخبز؟ |
| Görüyor musun, işte bu yüzden faks makinası ve Xerox alman lazım. | Open Subtitles | أرأيت؟ لهذا عليك امتلاك آلة فاكس وآلة طابعة. |