"maviydi" - Traduction Turc en Arabe

    • زرقاء
        
    • أزرق
        
    • أزرقاً
        
    • زرقاوتين
        
    • زرقاوان
        
    • كان الأزرق
        
    Her şey güzel. Hey, sokaktan aşağıya yürüyordum ve gökyüzü maviydi. TED اسمعي, كنت امشي في الطريق وكانت السماء زرقاء.
    Geçen ay yolculuk belgeleri maviydi. Open Subtitles الشهر الماضي ، أستمارات السفر كانت زرقاء
    Bedenimi aldılar ve cennetteydim ve her taraf maviydi. Open Subtitles وصعدت للسماء وأخذوا جسدي سريعا وأنا في السماء وهي زرقاء
    Aslında onu kasaba civarında gördüm ve hâla maviydi. Open Subtitles خصوصا لو رأيته في المدينة وهو مازال أزرق اللون
    Ölü deniz soluk maviydi. Open Subtitles البحر الميت كان أزرقاً باهتاً.
    Beyazdı ve gözleri maviydi. Open Subtitles لقد كان ببشرة بيضاء وعينان زرقاوتين.
    Grace'in bana gösterdiği haplar maviydi. Open Subtitles لكن غرايس عرض على حبوب ريسبيردكس و كانت زرقاء
    Ama bir şey var, diğer arabaların hepsi de maviydi. Open Subtitles الشيء الوحيد ، أن السيارات التي حطموها كانت زرقاء
    O evde de birden çok intihar etmiş kişi ile karşılaştılar. Elleri ise maviydi. Open Subtitles حيث عثرا على مجموعة ضحايا انتحار بأيدٍ زرقاء
    Açık mavi. Kesinlikle açık maviydi. Open Subtitles كانت زرقاء فاتحة، بالقطع كانت زرقاء فاتحة اللون
    Değil mi? Şaka yapmıyorum. Mesaj diyor ki, "Sokaktan aşağıya yürümek" ve "gökyüzü maviydi" ve "acil" ! TED صحيح؟ انني لا امزح, الرسالة كانت تقول, "كنت امشي على الطريق "و " كانت السماء زرقاء"و"طوارئ"
    "Ay maviydi, ve sen de öyle, ve bu gece ben... Open Subtitles السماء زرقاء, و أنتي ايضا ...و أنا الليلة
    Gözleri maviydi... saçları siyah. Open Subtitles كانت لديه عيون زرقاء وشعر أسود
    Yürüyebilenlerin ise yüzleri soluk maviydi. Open Subtitles -وهؤلاء الذين كان بإمكانهم السير -كانت وجوههم زرقاء شاحبة
    Göküyüzü maviydi, çok yükseklerde Open Subtitles وكانت السماء زرقاء ، وارتفاع أعلاه
    Gözleri öyle maviydi ki... Neredeyse menekşe rengi. Open Subtitles وعينيها كانت زرقاء كأنها لون البحر
    Hurda gibiydi, rengi koyu maviydi, arkasında beyaz karavanımsı bir şey vardı. Open Subtitles وكانت مُحطمة قليلاً لونها أزرق قاتم وكان فيها تلك الخيمة البيضاء من الخلف
    Püskürterek kusuyor. Bir keresinde maviydi üstelik kusmuğu. Open Subtitles إنّه يسيّر القيئ وكان أزرق اللون مرّة
    Onu çıkardığımızda, nabzı zayıftı rengi de maviydi her şey tıkandığını ya da acı çektiğini gösteriyordu sonra kendi başına nefes almadan önce rengi yerine geldi. Open Subtitles عندما أخرجناه نبضه كان ضعيفا ً ، ولونه أزرق كل شيء كان يشير إلى نوع من الإنسداد أو الضيق وبعد ذلك و قبل أن يتنفس بنفسه غمره اللون مجددا ً
    Annemin evi maviydi. Open Subtitles منزل أمّي كان أزرقاً
    Gözleri maviydi. Open Subtitles عيناها كانتا زرقاوتين.
    Şaka maka bebeğin gözleri maviydi. Open Subtitles ‫لست أمزح، فعيناها زرقاوان
    Ne bileyim ben kabarık kek, maviydi işte. Open Subtitles أنا لا أعرف ، كب كيك ، كان، اه ، كان الأزرق .

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus