Mello, duygularının seni kontrol etmesine izin veriyorsun; bu yüzden önemli şeyleri unutuyorsun. | Open Subtitles | ميلو ، أنت تجعل عواطفك تتحكم بك ، لذا قد نسيت أموراً مهمة |
Patlamada ana hedef olduğu düşünülen BM elçisi Sergio de Mello da öldü. | Open Subtitles | الأنفجار قتل أيضا سفيرالأمم المتحدة سيرجيو دي ميلو والذي يعتقد أنه الهدف الرئيسي |
Mello bize bir buçuk yıl önce katıldığından beri hiç hata yaptı mı? Ama... | Open Subtitles | منذ أن انضم لنا ميلو من سنة ونصف ، لم يخطئ أبداً |
Bütün istediğin bu mu, Mello? | Open Subtitles | ذلك الشيء فقط الذي تملكه هنا يا ميلو ، صحيح؟ |
Bunu yapmanın bir yolunu bulsam bile, Mello böyle bir zamanda bana cevap vermeycektir. | Open Subtitles | على الرغم من أني لدي طريقة لفعل ذلك ، ميلو لن يرد في وقت كهذا |
Mello bütün bunların olabileceğini biliyordu. | Open Subtitles | ميلو كان يبدو أنه يعرف بما ستؤول إليه الأمور |
bir diplomat brezilyalı Sergio Vieira de Mello yu çağırdı. | Open Subtitles | كان دبلوماسي برازيلي ما يسمى سيرجيو فييرا دي ميلو. |
Irak içindeki birleşmiş milletler özel muhabiri, Sergio Vieira Mello. | Open Subtitles | المبعوث الخاص لمكتب الأمم المتحدة في العراق ، سيرجيو فييرا دي ميلو. |
- Mello Yello, Oreos ve Adderall'a dadanırsam bitirene kadar uyumam. | Open Subtitles | أقوم بخلط شراب ميلو ييلو وقطع أوريو مع دواء اديرال وحينها لا أنام حتى أنهي العمل حسناً |
Bayan Laura, bu Kaptan Mello'nun ceketlerinden biri ve şapkası. | Open Subtitles | آنسة (لورا) ، تفضليّ أحد معاطف (و قبعات القبطان (ميلو |
Mello, Near, birlikte çalışmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | ميلو ، نير ، ماذا عن؟ أن تعملا معاً؟ {\cH00ffff} |
Dürüstçe söylemek gerekirse... benim adamım olan korumada bunun Mello tarafından yapılmış olduğunu onayladı. | Open Subtitles | الحارس الذي أرسلته تأكد بأنه كان ميلو |
Bu Mello, ve onun ne yapacağını bilmiyoruz. | Open Subtitles | إنه ميلو ، ونحن لا نعلم ما الذي سيفعله |
BM'e Sergio Vieira de Mello'yla konuşmak için geldi... ve aracıların talep ettikleri... | Open Subtitles | التي كانت تأتي إلى مكتب الأمم المتحدة في الكلام مع سيرجيو فييرا دي ميلو... وانهم طلبوا منه الخروج... |
Efendim, kendisi Agnes D'Mello'nun cinayet davasının soruşturmasını yapıyordu. | Open Subtitles | سيدي لقد كان يستسفر عن قضية "اجنيس دي ميلو" |
Kaptan Mello sabah sizi akıntı yukarı götürecek. | Open Subtitles | قبطان (ميلو) سيأخذك إلى أعلى النهر في الصباح |
Kaptan Mello'ya kırk yıldır göz kulak oluyorum. | Open Subtitles | لقد اعتنيتُ بالقبطان (ميلو) طوال 40سنة أو أكثر |
Kaptan Mello gemiyle sıkıntı yaşıyor olabilir. Fakat Hendricks haber vermeliydi. | Open Subtitles | . القبطان (ميلو) ربما واجهته مشكلات مع قاربه لكن كان من الواجب على (هيندريكس) إبلاغنا بذلك |
Şu eşyaları gemiye yükleyin. Atları ve sürüyü de. Sana uyar mı Kaptan Mello? | Open Subtitles | . دعهم يحملون الأمدادات إلى الباخرة أهذا جيد بالنسبة لك ، قبطان (ميلو) ؟ |
- Sana teşekkür etmek istiyorum Kaptan Mello. - Ne için? | Open Subtitles | (ـ بكل تأكيد أود أن أشكرك ، قبطان (ميلو ـ لماذا ؟ |