| Sonuçta, bu mikropların etkisini göreceğimiz moda olmayabilir de. | TED | وفي النهاية، قد لا يكون حتى موضة أن نرى هذه الميكروبات تؤثر. |
| Peki kapalı alanda yaşayan mikropların türlerini ve dağılımlarını ne etkiliyor? | TED | ما الذي يحدد أنواع وتوزيعات الميكروبات داخل المباني؟ |
| Sizi denizin derinliklerinde bir gezintiye çıkarmak ve en küçük ev sahipleri olan mikropların gözünden baktırmak istiyorum. | TED | أود أن آخذكم في رحلة إلى البحر، للنظر لها من منظور أصغر ساكنيها: الميكروبات. |
| mikropların bir vücudu hasta edebildiğini anlayabilmek, insanların 5,000 yılını aldı. | Open Subtitles | لقد أستغرف 5000 سنة ليتفهم الناس أن الجراثيم يمكنها امراض الناس |
| mikropların insanlar ve hava yoluyla dağıldığını biliyoruz.. | TED | نعلم ان المايكروبات متناثرة حول الناس و حول الجو. |
| Yani bu hayvanların bazıları için, bağırsaklarında doğru mikropların olması yaşayıp yaşamayacaklarını etkileyebilir. | TED | لذا بالنسبة لبعض هذه الحيوانات، امتلاك الميكروبات المناسبة داخلهم قد يكون قضية حياة أو موت. |
| Hatta, her diş kendine özgü semtleri, bağırsaklarımız ise birbirleriyle etkileşimli mikropların metropollerini oluşturuyor. | TED | حتى كل سن يعتبر حي مستقل بنفسه، وأمعائنا هي مدن متحدة من الميكروبات المتفاعلة. |
| Ayrıca, bağırsaklarımızda hangi mikropların yaşadığını yediğimiz besinler de etkiler. | TED | الطعام الذي نأكله أيضا يؤثر في نوعية الميكروبات التي تعيش في أمعائنا. |
| Gitgide şeker seven mikropların sayısı azalır. | TED | تدريجيًا، فإن عدد الميكروبات المحبة للسكر في الفم سينخفض. |
| mikropların bu çözümün bir parçası olabileceğini düşünüyoruz-- özellikle bu süper yüklü karbon dönüştürücülerinin. | TED | أنا مؤمنة أن الميكروبات هي جزء من الحل وخصوصا تلك التي تعيد تدوير الكربون بشحنات كبيرة. |
| Sonunda anlaşıldı ki dünyadaki mikropların çoğunluğu okyanuslarımızda, bağırsaklarımızda ya da atık su arıtma tesislerimizde değil. | TED | بل في الحقيقة، معظم الميكروبات على كوكب الأرض ليست موجودة في المحيطات ولا في أمعاء المخلوقات ولا حتى في مياه المجاري. |
| mikropların bununla bir ilgisi var mı? | TED | هل الميكروبات لديها ما يمكن فعله في هذا الشأن؟ |
| İlk olarak, eğer bazı mikroplar eksikse bu mikropların yutulabileceği anlaşıldı. | TED | أولاً، من غير المفهوم أنه إذا وجدت بعض الميكروبات المفقودة، يمكن تناولها. |
| Bu mikropların zaman ve enerjiyle olan ilişkisi bizimkinden tamamen farklı. | TED | وهذه الميكروبات لها علاقة مختلفة اختلافًا جذريًا عن علاقتنا مع الوقت والطاقة. |
| Toprağın yüzlerce metre altında bu mikropların nasıl yaşadığını gözlemlerken bazı bilim insanları başka yerler hakkında kafa patlatırlar. | Open Subtitles | أثناء مراقبتهم الميكروبات التي نجت من عمق آلاف الأقدام تحت السطح، خمّن العلماء وجود حياة بمكان ما. |
| Bu mikropların sadece zor koşullarda yaşayabildiğini sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدتُ بأن هذه الميكروبات تعيش فقط في البيئات القاسية |
| mikropların derin köklerinde sadece tek bir hücreden oluşan vücutları vardır. | Open Subtitles | في أعمق جذورها توجد الميكروبات أجسامها عبارة عن خلية وحيدة |
| Mümkün olduğu müddetçe karanlıkta kalmalıyım. mikropların ışıkta %80 daha hızlı ürediklerini biliyor musun? | Open Subtitles | يجب أن أبقى بالظلام قدر الإمكان هل تدرك أن الجراثيم يمكنها التكاثر |
| mikropların içinde oynamak istiyorsan, buyur. | Open Subtitles | أتعلم أمراً ؟ إن ادرت التمرغ بين الجراثيم فتفضل |
| Benim hasta olduğumu düşünüyorlar çünkü bazen mikropların görüntüsüne dayanamadığımdan, yemiyorum. | Open Subtitles | يعتقدون أني مريضة لاني لا أستطيع أن أستحمل منظر الجراثيم لأني بعض الأوقات لا أود أن أأكل |
| Burada gizlenen şey ise mikropların memelilerin davranışlarına etki edebildiği. | TED | ما يمكن استنتاجه هو ان المايكروبات يمكنها التأثير على تصرف الثديات. |
| mikropların kablolardan gelebileceğini biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعلمين أنه يمكن للجراثيم الإنتقال عبر الهاتف؟ |