Mose da bostan korkuluğu için öyle söylemişti ama zavallıya neler yaptı. | Open Subtitles | هذا ماقاله موس عن سيدته الفزاعه وانظرو ماذا فعل لذلك الشيء المسكين |
- Hayır.,Çocuklar Mose'u seviyor. - Herhalde senin canını sıkıyordur. | Open Subtitles | " كلا الأطفال يحبون " موس - أظنه يغضبك - |
Eşinin olmaması, işinin zor olması ve Mose adındaki deli kuzeni hayatını çok zorlaştırıyor. | Open Subtitles | انه يمر بوقت صعب بلا زوجة وضغط العمل العالي وابن عمه المجنون موس |
Ama ben Mose'un kabloları nereye sakladığını bulur bulmaz, tekrar gelecek. | Open Subtitles | ولكن حالما أكتشف أين خبّأ موسى كل الأسلاك ستعود الطاقة مجددا |
Tabi bugün işler Ryan'la iyi gitmediği sürece, ...eğer öyle olursa, Mose'la daha fazla takılmam herhalde. | Open Subtitles | " إلا إذا سارت الآمور بشكل جيد مع " رايان في هذه الحالة, أنا لن أصاحب " موسى " كثيراً بعد الآن |
Dwight benim kuzenim bende duşta kardeşim Mose'a bu iş fırsatından bahsederken duydum. | Open Subtitles | دوايت ابن عمي لذا سمعته يخبر أخي موز عن فرصة وظيفة في الاستحمام |
Eczanede kan basıncını ölçtürmek için Mose'u alışveriş merkezine bırakırken fantezi ürünler satan bir mağazada gözüme takıldı. | Open Subtitles | كان متجر لبيع المناظر و خطف نظرات عيني عندما أخذت موز إلى المركز التجاري |
Değerli vaktini böyle aldığım için üzgünüm Mose ama o senin de teyzen. | Open Subtitles | انا اسف لأنها تأخذ الكثير من وقتك الثمين موس لكنها عمتك أيضا |
Kaddolar ya da Kiowalar. Yaşlı Mose bilir. Evet efendim. | Open Subtitles | الكادوس أو الكيواس موس العجوز يعرف |
Mose'u alır mısın? Sanırım biraz sarsıldı. | Open Subtitles | أحضر موس من أجلى أعتقد أنه يرتجف |
Her neyse. Mose adamın Wisconsinli bir Norwigger olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بأي حال " موس " يقول أن الرجل " نرويجي من " ويستكونسن |
Tolliver geldikten sonra yardım etmesi için Mose'u buldun. | Open Subtitles | " بعدما جاء " توليفر ووجد " موس " لمساعدتي |
- Birinin yardıma çağırması gerek - ve o sen olacaksın Mose | Open Subtitles | يجب أن يذهب أحداً لطلب النجده نعم ، و هذا يجب أن يكون أنت يا "موس" |
Dwight ve Mose'la büyümek kolay değildi. | Open Subtitles | العيش مع دوايت و موس لم يكن بالسهل |
Mose, ne yapıyorsun? | Open Subtitles | هذا سماد الشمندر موسى , ماذا تفعل ؟ |
Tabi bugün işler Ryan'la iyi gitmediği sürece, ...eğer öyle olursa, Mose'la daha fazla takılmam herhalde. | Open Subtitles | " إلا إذا سارت الآمور بشكل جيد مع " رايان في هذه الحالة, أنا لن أصاحب " موسى " كثيراً بعد الآن |
Benim için sorun olmadı, Ama Mose... | Open Subtitles | سار الأمر بشكل جيد بالنسبة لي، ولكن (موسى) |
Evet. Mose, kuzenimin adı ve burda yaşıyor. | Open Subtitles | موسى " إبن عمي, وهو يعيش هنا " |
Şimdi de sen kuzenim Mose'u yere sereceksin. | Open Subtitles | أنت ستصارع إبن عمي " موسى " الآن |
...Saat 5:45'te Göçmenlik Bürosundan adı Mose Schrute olan birisi gelip onları bir kamyonetin arkasına atıyor ve Harrisburg'un ortasında bırakıp burası Kanada diyor. | Open Subtitles | في تمام الساعة الخامسة و خمس و أربعون دقيقة يأتي عامل الهجرة اسمه موز شروت يضعهم في صندوق السيارة |
Ama talih Mose'a gülüyor. | Open Subtitles | لكن كان دائماً ابن عمي موز يحصل عليه |
Mose, oynayacak mısın yoksa bakıp duracak mısın? | Open Subtitles | ( هل ستلعب هذه الأوراق يا ( موز أم سُتحدق فيهم حتى تثقبهم ؟ |