| Bir hafta önce oradaydık, sokakta 7000 kişi toplanmıştı bu bi mucizeydi, çok tehlikeli olduğu için normalde | TED | كنا هناك في الأسبوع الماضي ،عندما كان هناك 7000 شخصا في الشارع و كانت بحق معجزة ، و بينما كنا نمشي عبر الشوارع |
| Kaçışım bir mucizeydi. Şimdi de geri dönmemi bekliyorsunuz! | Open Subtitles | أيها الرائد لقد خرجت لتوى من هناك وكان هروبى معجزة |
| Geri dönmem bir mucizeydi diyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إخبارك بأنها معجزة فقد رجعت عندما شعرت بحدوث ذلك |
| Polisler onu karda kanlar içinde bıraktılar. Kurtulması mucizeydi. | Open Subtitles | الشرطة تركته ينزف على الجليد ونجا بمعجزة |
| O kesinlikle bir mucizeydi ve onca zaman boyunca doktorlar yanılmıştı. | Open Subtitles | وأنها كانت حقاً مُعجزة وأؤلئك الأطباءُ كان مخطئين |
| Orléans bir mucizeydi. | Open Subtitles | انتصارها فى اورليانز كان معجزه |
| - Onu zamanında bulmamız bir mucizeydi. | Open Subtitles | كانت معجزة عندما وجدناه بالوقت المناسب و أنا أقول إنه هو |
| Hatırlarsanız, ikinizin de sağ kalması küçük bir mucizeydi. | Open Subtitles | كما تتذكر , لقد كانت معجزة أن أحد منكم نجى من هذه الحادثه |
| Bir yetim olarak büyüyüp... okula alınmak da büyük bir mucizeydi, ama.. | Open Subtitles | بعد أن تربيت كيتيمة وعندما قبلتموني لأدرس هنا كان ذلك معجزة كافية بالنسبة لي |
| Böyle bir öğüt, kısa yaşamımda bir mucizeydi. | Open Subtitles | نصيحة كهذه، إنّها معجزة أنّي عشتُ الفترة التي عشتها |
| Ama bu bebekten önce senin hamile olman bir çok yönden gerçek bir mucizeydi. | Open Subtitles | بذلك من قبل لكن مع الطفل حملك كان معجزة حقيقية من عدة نواحي |
| Şunu kabul edelim ki Aslında bu ailenin hala birlikte olmasını sağlayan şey, çarpışan iki kurşunun olmasından çok bir mucizeydi. | Open Subtitles | لنعترف بأن عدم إنهيار عائلتنا يعتبر معجزة كرصاصتي التي أنقذت الأنفس |
| Bunlar olurken benim ayık olmam bile bir mucizeydi. | Open Subtitles | انها معجزة نوعا ما انني بقيت بدون شراب طوال هذه الفترة |
| Bir çok tüp bebek denemesi yaptık. Bu bebek bir mucizeydi. | Open Subtitles | جربنا الكثير من التلقيح الصناعي هذا الطفل معجزة |
| Lord Hazretlerinin sinirine hakim olması bence bir mucizeydi. | Open Subtitles | أعتقد أنها كانت معجزة بأن سيادتهُ تحكم بأعصابهِ |
| Durman mucizeydi çünkü orada donarak ölebilirdim ya da daha kötüsü olabilirdi. | Open Subtitles | إنها معجزة أن تضطروا للتوقف لأنني كنت قد أتجمد من البرد هناك .. أو أسوأ من ذلك |
| Sehpaya başımı çarpmamam kesinlikle bir mucizeydi. | Open Subtitles | إنها معجزة صغيرة أنني لم أؤذي رأسي على مائدة القهوة |
| Mahkemede olanlara bir mucizeydi. Neden bunu göremiyorsun. | Open Subtitles | ما حدث في المحكمة كان معجزة لماذا لا يمكنك رؤية هذا؟ |
| Anneannem için, çamaşır makinası bir mucizeydi. | TED | بالنسبة لجدتي .. كانت تلك الآلة معجزة |
| Bu yüzden bütün yüzleri unutman bir mucizeydi. | Open Subtitles | وكان ذلك أشبه بمعجزة أن تفقدي إدراك كل تلك الوجوه بسبب ذلك |
| Şimdikinden kat be kat ölümcül bir salgını başlatmamış olması büyük bir mucizeydi. | Open Subtitles | كانَت مُعجزة بأنّه لم يبدأ التفشّي بضعف مائة مرّة عن هذه المرّة. |
| Bence koluna yeniden kavuşman bir mucizeydi. | Open Subtitles | أؤمن بأن حصولك على ذراعك كان معجزه |
| Yaşaması bir mucizeydi. Annesinin bebeği battaniyeye sardığını hatırlıyorum. | Open Subtitles | إنها لمعجزة لتنجو أذكر أن أمه وضعتها في بطانيته |
| Evet ve bu bir mucizeydi. | Open Subtitles | نعم ، وكانت أشبه بالمعجزة |