| Hiç seni muhbirim yapmasaydım ne olurdu diye düşündün mü? | Open Subtitles | اتسائلت يوماً ما كان ليحدث لو لم تكن مخبري الخاص؟ |
| Hiç seni muhbirim yapmasaydım ne olurdu diye düşündün mü? | Open Subtitles | اتسائلت يوماً ما كان ليحدث لو لم تكن مخبري الخاص؟ |
| Bilmiyorum, Çin mahallesine gidip muhbirim Damien'ı görmeliyim. | Open Subtitles | لا أدري. علي التوجه للحي الصيني للإطمئنان على مخبري السري ديمين. |
| Şimdi olmaz, tatlım. Dinleme cihazı takan bir muhbirim var. | Open Subtitles | كلا ، لا أستطيع أيتها الجميلة لدي مخبر يرتدي جهاز تنصت |
| muhbirim benim için suç dünyasına bir giriş değil sadece. | Open Subtitles | مُخبري هو أكثر من مجرد مدخل إلى عالم الجريمة |
| Benim muhbirim de dahil olmak üzere birçok kadını öldürdü. | Open Subtitles | وقتل مخبرتي والعديد من النساء الأخريات |
| Kocanı satman lazım. Ben ne suçluyum ne de bir muhbirim. | Open Subtitles | يجب أن تتخلي عن زوجك لست مذنبة ولست واشية |
| Benim muhbirim olmayı bırakırsan. | Open Subtitles | بإمكاننا ذلك، لو توقفتِ عن كونكِ مُخبرتي السريّة. |
| Neyse ki benim muhbirim kendisi gibi olanları ayırt edebiliyor. | Open Subtitles | لحسن الحظ ، استطاع مخبري الشخصي على التعرف على روح مشابهة |
| Eğer muhbirim kabul ederse son çare olarak bunu kullanabiliriz. | Open Subtitles | حسنًا، يمكننا إستخدام ذلك كإحتياطي إذا مخبري شُطب. |
| Neyse ki benim muhbirim kendisi gibi olanları ayırt edebiliyor. | Open Subtitles | لحسن الحظ ، استطاع مخبري الشخصي على التعرف على روح مشابهة |
| Bir hafta sonra da özel muhbirim Astoria'da karısıyla birlikte öldürüldü. | Open Subtitles | بعدها بأسبوع، مخبري السريّ تم إغتياله في "أستوريا". هو و زوجته. |
| Bunun senin işin olduğunu biliyorum, ama teknik olarak o benim muhbirim. | Open Subtitles | أعلم أنه فريق عملك ولكن أساساً هو مخبري السري. |
| Evet, bir muhbirim olduğunu gösteren kanıtımı öne sürmedikçe ve tüm araştırmayı tehlikeye atmadıkça bir şey olmayacak. | Open Subtitles | والذي بدوره سوف يفضح مخبري , وسوف يلحق بالخطر على كامل التحقيق |
| - Her şeyi. Bombacının serbest bırakılması için muhbirim ile yaptığım görüşmeyi nasıl kullandığını da. | Open Subtitles | كلّ شيء، بما في ذلك كيف استخدمت تسجيلًا بين مخبري وبيني لتفرجي عن مفجّرك |
| Pakistan'daki muhbirim yayınlanan bir bildiriyi gönderdi. | Open Subtitles | مخبر خاص بي من باكستان راسلني بلغني بأنه كان يتداول داخل صفوف |
| Bana ait muhbirim olmasını çok istiyordum. | Open Subtitles | أنا فقط أرغب بشدة في أن يكون لي مخبر |
| Ölü muhbirim bu mafyanın üyesiydi ve bana hakimin öldürüleceğini bir ay önce söyledi. | Open Subtitles | مُخبري الميّت، عضو في العصابة التي نتحدّث عنها، قد أخطرني أنّه سيتمّ إغتيال القاضي قبل شهر. |
| - Konuştuğunuz adam benim muhbirim. | Open Subtitles | "هيئة الجرائم المنظّمة". هذا الرّجل الذي تحدّثه هو مُخبري السّرّيّ. |
| muhbirim az önce Patty Hewes'ü vurdu. | Open Subtitles | لقد أطلقت مخبرتي النار على (باتي هيوز) لتوّها! |
| muhbirim. Raylan adına çalışan bir muhbirim. | Open Subtitles | إنني واشية لقد أصبحت مُخبرة لـ (ريلين) |
| Mary Curtis sürekli muhbirim değildi. | Open Subtitles | (ماري كورتيس) لم تكن مُخبرتي على الدوام. |
| Ben bir muhbirim. | Open Subtitles | أنا مُخبرة سريّة. |
| Sadık muhbirim geleceğinizi bildirmişti. | Open Subtitles | مخبرى الموالى اعلمنى انكم قادمون حسناً, اذاً نحن نشكرك على كرم ضيافتك |
| Ama içeride muhbirim vardı. | Open Subtitles | ولكن كانت لديَّ مخبرة بالداخل |