Yarın gece, atalarımız tarafından inşa edilen mukaddes mağarada bu rüyayı gerçek kılacağım. | Open Subtitles | مساء الغد فى الكهف المقدس المؤسس من اسلافنا سوف اجعل ذلك الحلم واقعا |
İhtiyacım olan kıyafetler verildi ve ne olmam gerektiği söylendi. bu çok değerli ve kutsal görünümlü urba anlaşılarak verildi. bu mukaddes ve önemli bir şeydi. | TED | لقد أٌعطيت الملابس التي أحتاج ان البسها. وقيل لي ما احتاج ان اكون. أُعطيت ذلك الثوب الغالي المقدس الشكل لإرتدائه. للتفاهم انه شيء مقدس أو مهم. |
Yahudilere karşı suç işlemiş bir Nazi'yi yargılamak İsrail'in en mukaddes hakkı. | Open Subtitles | إسرائيل لديها حق مقدس بمحاكمة شخص نازي على جرائمه في حق الشعب اليهودي |
mukaddes Guru? Söylemedi demeyin, bu kestirme peşinizi bırakmayacak. | Open Subtitles | قداستك إصغي لي جيداً, الطريق المختصر سوف يعذبك |
Bizler gizlilik yemininden çok daha mukaddes yeminler ediyoruz. | Open Subtitles | إننا مرتبطين بشيء أكثر قدسية من عقد إفشاء الأسرار. |
Bu mukaddes ayinimizde üzerimdeki bütün büyüyü... | Open Subtitles | بهذا الجماع المقدس أنا أنقل كل ما عندي من السحر لك |
Olur. Birazdan görüşürüz. mukaddes kitabımızda, erkek, kadın kardeşlerin uyum içerisinde yaşamasının güzelliğinden bahsedilir. | Open Subtitles | نعم انا سوف اراكم بعد قليل كتابنا المقدس يقول كم هو جيد |
Atalarımızın mezarları bile ölülerini, bu mukaddes mücadele için görevlendirirler. | Open Subtitles | -ولهذا الكفاح المقدس سيتنازل اباؤنا عن الموتى ليقاتلوا ايضا |
"Ey göklerdeki Babamız, ismin mukaddes olsun. | Open Subtitles | أبانا، الذي تفننّ في الجنة بإسمك المقدس |
Belki dudakların... cinselliğimin mukaddes özünü alarak... onu bitirebilir. | Open Subtitles | قد يكون تذوق شفاهك... والرحيق المقدس للجنس... أن يكتملان |
mukaddes Peder'i taşıyan Adjustortoria koltuğu... | Open Subtitles | حاملين على أكتافهم كرسي البابا المقدس... |
Eğer orada çok ihtişamlı, çok mukaddes bir kutsal emanet sergileyebilirsek bu Aziz Peter'e yolculuk eden tüm o hacıları bölecektir. | Open Subtitles | لو تمكنا من عرض اثر مقدس هناك, يالها من رائعه, ويالها من مقدسه, ذالك سوف يحول رحلة كل هؤلاء الحجاج الى القديس بطرس. |
mukaddes bir yere gelen siz seyyahlar kendilerini incelikli oyunumuzun kollarına bıraksınlar. | Open Subtitles | نسافر جميعاً إلى مكان مقدس انغمسوا معنا في أعمالنا الجميلة |
Çünkü durduğun yer mukaddes topraktır. | Open Subtitles | "فالمكان الذى تقف فيه هو وادى مقدس" |
Çünkü durduğun yer mukaddes topraktır. | Open Subtitles | " فالمكان الذى تقف فيه هو وادى مقدس " |
Çok mukaddes biri mi, tatlım? | Open Subtitles | انه مقدس جداً يا عزيزتى |
mukaddes Guru, Oprah'nın yapımcılarıyla konuştum ve Darren'la Prudence'ı bir dahaki maça kadar birlikte görmezlerse senin yerine Deepak'ı çıkaracaklarmış. | Open Subtitles | قداستك لقد تحدثت مع منتجي برنامج "أوبرا وإذا لم يشاهدوا دورون و برودينس سوياً في اللعبة القادمة مكانك سيذهب إلى ديباك |
Lakin bilmedikleri en büyük hakikat şudur inanç, iman ve vatan sevgisi mukaddes birer emanet gibi neferlerimizin göğsünde saklıdır. | Open Subtitles | لكن الحقيقة التي يجهلونها عنا أن الإيمان و قدسية الوطن سلاحنا الذي سيدحر ترسانتهم |
Mekke' yi mukaddes şehir ilan etti... | Open Subtitles | أعلن مكة المكرمة مكانا مقدسا |
Ey kutsal ve mukaddes kadın insanlığın ebedi tesellisi cömertliği ve zarafetiyle tüm dünyayı besleyen ve sefalet çekenlere büyük karşı şefkat taşıyan sevgi dolu bir anne gibisin. | Open Subtitles | , إيتها السيدة المباركة والمقدسة , دائمة الراحة للبشرية , بفضلك و نعمتك تطعمين العالم أجمع |