Bu çağın en önemli duyurusunu yapma şerefine nail oluyorum! | Open Subtitles | لى الشرف لاعلان اكبر حدث لاعلان اكبر حدث فى ايرا |
Onu geri getiren olarak, bu şerefe sen nail olacaksın evlâdım. | Open Subtitles | انت يا بني من اعدتها لذا يجب ان تنال هذا الشرف |
Bir şeyler içme ihtiyacı içindeyiz, siz de ilk olma şerefine nail oldunuz. | Open Subtitles | ,يبدوا اننا نحتاج الى شراباً انت سيدي لديك الشرف لخدمتنا في الجوله الاوله |
Henüz 21 yaşındayken müjdelenen güzel kumandan olma şerefine nail olacak Mehmet'in doğduğu sene mucizelerle dolu pek çok şey olmuştu. | Open Subtitles | فى ذلك العام الذى وُلد فيه قائدنا المبارك (محمد الفاتح) الذى تولى الحكم وهو فى الحادى والعشرين من عمره... حدثت العديد من المعجزات |
Amerika, 1995'lerden beri Mars'a 4 adet keşif aracı yerleştirdi ve ben onların üçünde çalışma şerefine nail oldum. | TED | وضعت الولايات المتحدة أربع مركبات متجوّلة على المريخ منذ منتصف التسعينات، وكان لي شرف العمل على ثلاث منهم. |
Bence bu onura sen nail olmalısın. | Open Subtitles | أظنّك يجب أن تكوني مَن تتشرّف بتقديمها. |
Kendimi şimdi mi vurayım yoksa bu onura sen mi nail olmak istersin? | Open Subtitles | هل عليً أن أطلق النار على نفسي أو أعطيك الشرف لفعل ذلك ؟ |
Ama artık menajer olmaktan şüpheliyim, sanırım bu onura siz nail olacaksınız. | Open Subtitles | بِقدْر إهتمامى بذلك الآمر ، فيمكنك نيل هذا الشرف بدءاً من هذة اللحظة |
İzin verirseniz, bu gece burada güzel kızınıza tebriklerini ilk sunan kişi olma onuruna nail olmak isterim. | Open Subtitles | وأستميحكم الشرف لِكى أكون البادىء فى تقديّمْ تهانيىّ إلى ابنتِكَ الحسناء |
Ve ayrıca, Paddy's'in birinci İlan Panosu Model Yarışması'na katılma şerefine nail oldunuz. | Open Subtitles | ولذلك،مُنح لكم الشرف لتنافسوا في المُسابقة الأولي لملهي"بادي"لإختيارالعارضة المقبلة للوحة الأعلانية -كم الأجر؟ |
Ve bu sebeple senden, karım olma şerefini bana nail etmeni istiyorum. | Open Subtitles | وبذكر هذا الأمر,أود أن أطلب منك إن كنت ستمنحينني الشرف بأن تكوني.. زوجتي |
Tanıklık edeceksin. Çünkü ilk görgü tanığı olma onuruna nail oldun. | Open Subtitles | يجب أن تدلي بشهادة، بسبب إنك ستحصل على الشرف بإنك ستكون أول شاهد |
Böylesine kutsal bir şerefe nail olmam için kutsanmış olmalıyım. | Open Subtitles | لا بد أنني مبارك لأتلقى مثل هذا الشرف المقدس |
Leydim, siz bir yönetici ve savaşçı olarak bu dünyaya geldiniz... biz de bunu görme şerefine nail olduk. | Open Subtitles | سيدتي، لقد وُلِدتِ كرجل دولةٍ ومحاربة ولقد شهدنا ذلك الشرف |
- Peki o halde AnnaBeth Nass sana iyi geceler öpücüğü verme şerefine nail olmamı ister misin? | Open Subtitles | حسناً إذاً أنابيث ناس هل تعطينى الشرف لتقبيلك قبلة الوداع لليله |
Bu şerefe eşinin nail olması daha uygun olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيكون من المناسب للزوج للقيام مرتبة الشرف. |
Ama bu şerefe nail olan kişi bence kesinlikle Lindsay Edgecombe. | Open Subtitles | لكنني أعتقد أن الشرف يعود إلى ليندسي ادجيكومب |
Redmond Barry, Lyndon Kontesini kiliseye götürme şerefine nail oldu. | Open Subtitles | ريدموند باري" كان لدية الشرف" "ليتقدم للمذبح لكونتيسة "ليندون |
Ne yazık ki bu şerefe nail değilim. | Open Subtitles | أخشى أننى لا أريد نيل هذا الشرف. |
Henüz 21 yaşındayken müjdelenen güzel kumandan olma... ..şerefine nail olacak Mehmet'in doğduğu sene mucizelerle dolu pek çok şey olmuştu. | Open Subtitles | فى ذلك العام الذى وُلد فيه قائدنا المبارك (محمد الفاتح) الذى تولى الحكم وهو فى الحادى والعشرين من عمره... حدثت العديد من المعجزات |
Günümüzde en gelişmiş transistörler 65 nanometre ve ben, Moore Yasasını 10 nanometrelere kadar devam ettirme güveni veren şirketlere yatırım yapma sevincine nail oldum. | TED | أحدث ترانزستورات موجودة اليوم هي 65 نانوميتر , و قد رأينا , وكان لي الشرف للاستثمار فيها , شركات أولتني ثقة كبيرة للعمل على إتساع مدي قانون مور على طول الطريق تقريبا الى مقياس عشرة نانوميتر . |
Lütfen hepiniz şu ana kadar söylediklerimi unutun ki ta Palm Beach'ten buraya kadar uçan Bayan Hazel Tinsley ilk konuşmayı yapma şerefine nail olsun. | Open Subtitles | هل بإمكان الجميع نسيان ما قلته حتى السيدة (هايزل تينسلي)، التي باركتنا بحضورها من البالم بيتش، أن تتشرّف بالبدء بالكلام؟ |