Fakat nihayetinde bazı sistematik nedenlerden ötürü bunun işe yaramadığı sonucuna vardım. | TED | ولكن وصلت في النهاية إلى استنتاج أنها لم تنجح فقط لأسباب منهجية. |
Bilesin diye söylüyorum, ona bunu yanlış nedenlerden ötürü yaptığını söyledim. | Open Subtitles | يجب ان اقول اني اخبرته انه يفعل هذا لأسباب خاطئه .. |
Bunları yanlış nedenlerden ötürü yapsa da gerçek değil diye bir şey yok. | Open Subtitles | حتى إن كان يقوم بالامر لأسباب خاطئة هذا لا يعني أنها ليست الحقيقة |
Yanlış nedenlerden ötürü iyi davranıyorsun. Onun yemek yapamadığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنت طيبة للأسباب الخاطئة أنتِ تعرفين أنها لا تطبخ |
Etik nedenlerden ötürü sevdiğin işi bıraktın. | Open Subtitles | لقد تركتِ مهنةَ تحبينها لأسبابٍ أخلاقية. |
Sakın insanların anlaşılması güç nedenlerden ötürü bazı şeyler yaptığını söyleme. | Open Subtitles | ولا تكررى ماقلته سابقا.. ان الناس احيانا تفعل اشياء لاسباب معقدة. |
Brezilya ve Japonya'da, eşsiz kültür ve dilbilimsel nedenlerden ötürü. | TED | في البرازيل واليابان، لأسباب تندرج تحت تفردهم الثقافي واللغوي |
Bir, hastaları çoğu zaman tamamen makul nedenlerden ötürü depresyondaydı, yalnızlık gibi. | TED | لأسباب منطقية ومفهومة تمامًا، كالشعور بالوحدة. |
Bu iki şeyi duyduğumda hem kişisel hem de bilimsel nedenlerden ötürü oldukça endişelenmiştim. | TED | فعندما سمعت هذين الخبرين إنزعجت للغاية, لأسباب شخصية و أيضاً أسباب علمية. |
Bu sadece, şey çeşitli nedenlerden ötürü, sizden tek istediğimiz tüm bu şeyleri unutmanız ve de kimseye bahsetmemenizdir! | Open Subtitles | لأسباب مختلفه نريد منكِ أن تلتزمي معنا بنسيان كل شيء عن هذا الأمر ولا تذكريه لأي أحد |
Kişisel nedenlerden ötürü yeni bir ortak istiyorum desem? | Open Subtitles | ماذا لو قلت أننى أريد شريك جديد لأسباب شخصية؟ ليس هناك أسباب شخصية إلا أنك لا تحبه. |
Aklıma gelemeyecek nedenlerden ötürü, siz beyler, kendinizi benim idarem altında buldunuz. | Open Subtitles | لأسباب خارجة عن إرادتيّ لاأطيقها. أنتم أيها السادة المُحترمين وجدتم أنفسكم تحت إدارتي. |
Geleneksel olarak, temizleme işlemi için bir leğen kullanılırdı ancak hijyenik nedenlerden ötürü günümüzde, vücudu silmek için steril bezler kullanıyoruz. | Open Subtitles | حسب التقاليد، فإن حوض الإستحمام كان يستخدم في التطهير ..ولكن لأسباب صحية ..فإننا نستخدم اليوم أقمشة معقمة |
Genellikle deli gibi çalışırım, uzun saatler, ama şu anda normal nedenlerden ötürü izindeyim. | Open Subtitles | بالعادة اعمل بجنون ,لكن الان أرتاح لأسباب طبيعيه |
Palavra bunlar. Kendimce bazı nedenlerden ötürü onları ben kendim uydurdum. | Open Subtitles | إن هذا سخيف لقد قمت بكل هذا لأسباب شخصية |
Randevum bir takım nedenlerden ötürü erken bitti ve iç çamaşarı için sana teşekkür etmek amacıyla bir içki ısmarlamak istiyorum, ilginçtir ama tam da bedenime uydu. | Open Subtitles | أنتهي موعدي باكراً لأسباب راقية .. و.. أنا في ذاك المكان وأريد أن أشتري لك شراباً لأشكرك علي شراءك اللباس الداخلي ليّ |
Ahlaki nedenlerden ötürü kendilerine fırınlarda bir yer açmış olan insanları kapsayan yeni Kategori 0'ı tanımlıyor. | Open Subtitles | يعرف الفئة الجديدة يقصد بها الناس الذين كسبوا لأنفسهم مكاناَ في الأفران لأسباب خلود |
Yani, soruşturma için tabii ki de başka nedenlerden ötürü izlemek isteyeceğinizden demiyorum yapmazsınız herhâlde. | Open Subtitles | أعني، لأغراض التحقيق، كما هو واضح ليس إذا أردتِ مشاهدته لأسباب أخرى فلا تستطيع ذلك |
Bazıları onun dinsel nedenlerden ötürü pişmiş patates yiyemediğini düşünüyor. | Open Subtitles | ...البعض يقول بانه لا يستطيع أكل البطاطا المهروسه لأسباب دينيه |
Fakat şarkıda bahsi geçen nedenlerden ötürü değil. | Open Subtitles | ولكن ليس للأسباب التي في الأغنية.. |
Doğru nedenlerden ötürü yaptığına kendini inandırmak? | Open Subtitles | تخبر نفسك أنك فعلت ذلك للأسباب الصحيحة؟ |
Bunları bencilce nedenlerden ötürü yaptım, Simon. İyi görünmemi sağlıyordun. | Open Subtitles | قمتُ بذلكَ لأسبابٍ أنانية يا (سايمون) فأنتَ تجعلني أبدو جيداً |
Açıklayamadığımız nedenlerden ötürü onu kaybediyoruz. | Open Subtitles | لاسباب لا يمكننا تفسيرها نحن نفقدها |