"nefret ediyorum" - Traduction Turc en Arabe

• اكره
• أكرهه
• أكره أن
• اكرهك
• كم أكره
• أكرهُ
• كرهت
• أكره عندما
• أكرهها
• أكرهكم
• أمقت
• أكره هذا
• أكرهكِ
• إنني أكره
• أكرههم

Birisinin kıçını tekmelemek için hazırım doğrusu. O ibnelerden nefret ediyorum.
حسنٌ، انا مستعد لأركل مؤخرة احدهم سأخبرك ماذا، اكره هؤلاء الحقيرون

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bir süre daha Jim'i yiyor olacaktır.
اكره ان اقول هذا , لك ربما هو سيتسلى على جيم لفترة

Bu adamdan nefret ediyorum. nefret ediyorum. Gerçekten nefret ediyorum.
أنا أكره هذا الرجل، أنا فعلا أكرهه أكره هذا الرجل

Ayrılmaktan nefret ediyorum. Bir daha ne zaman görüşürüz bilememekten.
إننى أكره أن يتوقف ذلك فمتى سنحصل عليه مرة أخرى

Senden nefret etmiyorum senin yüzünden dönüştüğüm kişiden nefret ediyorum.
انا لا اكرهك انا اكره ذلك الشخص الذي جعلتني بسببك

Bu iş bitmedi. Kahretsin, patronum geldi! Ondan nefret ediyorum.
هذا لم ينتهى,سحقاً,أنه مديرى يا آلهى كم أكره,أنه متصنع للغاية

Ailemden uzak kalmaktan nefret ediyorum ama incinmekten iyidir değil mi?
اكره ان اكون بعيده عن اهلي لكن افضل مما تكون مجروحا

Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama orada hiç su yok.
حسناً انا اكره تحطيمك له ولكن لا يوجد ماء هناك

İtiraf etmeliyim ki seni bırakmaktan nefret ediyorum ama vedalaşmalarımızı seviyorum.
واو يجب ان اقر اكره تركى لك ولكنى احب طريقه لقائنا

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bugün Nathan'ın hayatını kurtarmış olabilirsin.
انا اكره ان اقولها ولكنك ربما تكونين انقذت حياة نايثن اليوم

Hey, beyler bayanlar böyle biri olmaktan nefret ediyorum ama bir telefon aldık.
اهلا يا رفاق و رفيقات اكره ان اكون هذا الشخص لكن وردنا اتصال

Bunu sormaktan nefret ediyorum ama sorusu olan var mı?
انا اكره السؤال ولكن اي شخص لديه اي سؤال ؟

Ondan nefret ediyorum, çünkü siz onu biraz fazla abartıyorsunuz.
أكرهه بشدة لأنكم أيها الأولاد تعتقدونه مهماً وهو لايساوي شيئاً

Pek çok yerde yarım tavuklar nahoş şekillerde servis ediliyor, bundan nefret ediyorum.
طريقة تقديم الدجاج في أغلب الأماكن عبارة عن قطعة لحم كريهة أكرهه فحسب

Sana bunu yaptırmaktan nefret ediyorum, ama yaşlı bacaklarım artık çok yorgun.
أكره أن تبحثى و تحملى لى لكن كما ترين أن ساقاى متعبان

Böyle konuşmandan nefret ediyorum. Beni delirtiyor.
اكرهك عندما تتحدثين هكذا ذالك يسبب لي الجنون

Tanrım, o kafeden nefret ediyorum. Nefret ederim demiştim, haklı çıktım.
يا إلهي كم أكره ذلك المكان، قلت أني سأكرهه وكنت محقة، أنا أكرهه

Kendime acimaktan nefret ediyorum. Nefret ettigim seylerden biri bu iste.
إنني أكرهُ الشعور بالأسى على نفسي هذه أحد الأشياء التي أكرهُها

İlk yılımızda aynı odadaydık ve ben o günden beri ondan nefret ediyorum.
لقد كرهت إيفان تقريباً لسنتان الآن، منذ أن عشنّا سوية في سنة المبتدئين.

İnsanlar bunu biliyorsun dediğinde nefret ediyorum. Nasıl bilebilirim ki?
أكره عندما يقول الناس، أعرف ذلك كيف أعرف ذلك ؟

Soluk yüzlü, yapmacık sersem. Ondan nefret ediyorum. Ashley öyle düşünmüyor ama.
ذات الوجه الشاحب و اللسان المعسول، كم أكرهها

Evet, arıların kızmasını hiç istemeyiz. Sizden nefret ediyorum arılar.
نحن لا نريد إغضاب النحل أنا أكرهكم , أيها النحل

Montague'lardan ve senden, o kelimeden, cehennem kadar nefret ediyorum.
إني أمقت لفظة السلام كرهي للجحيم ولأسرة مونتاغيو ولك

Dedikodular doğru olmadığı sürece, ki doğru, senden gerçekten nefret ediyorum.
ومالم تذكر مجلّتكِ إشاعات حقيقية فأنا أكرهكِ لدرجة أكبر

Şimdi buradasın, ama gideceğini biliyorum ve bundan nefret ediyorum.
إنني أكره هذا الجزء أنت مازلت هنا , لكني أعرف انك مغادر , أنا أكره ذلك

Seni incittikleri için onlardan nefret ediyorum.
قاموا بأذيتكم يا ماما وانا أكرههم بسبب ذلك