Birisinin kıçını tekmelemek için hazırım doğrusu. O ibnelerden nefret ediyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، انا مستعد لأركل مؤخرة احدهم سأخبرك ماذا، اكره هؤلاء الحقيرون |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bir süre daha Jim'i yiyor olacaktır. | Open Subtitles | اكره ان اقول هذا , لك ربما هو سيتسلى على جيم لفترة |
Bu adamdan nefret ediyorum. nefret ediyorum. Gerçekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا أكره هذا الرجل، أنا فعلا أكرهه أكره هذا الرجل |
Ayrılmaktan nefret ediyorum. Bir daha ne zaman görüşürüz bilememekten. | Open Subtitles | إننى أكره أن يتوقف ذلك فمتى سنحصل عليه مرة أخرى |
Senden nefret etmiyorum senin yüzünden dönüştüğüm kişiden nefret ediyorum. | Open Subtitles | انا لا اكرهك انا اكره ذلك الشخص الذي جعلتني بسببك |
Bu iş bitmedi. Kahretsin, patronum geldi! Ondan nefret ediyorum. | Open Subtitles | هذا لم ينتهى,سحقاً,أنه مديرى يا آلهى كم أكره,أنه متصنع للغاية |
Ailemden uzak kalmaktan nefret ediyorum ama incinmekten iyidir değil mi? | Open Subtitles | اكره ان اكون بعيده عن اهلي لكن افضل مما تكون مجروحا |
Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama orada hiç su yok. | Open Subtitles | حسناً انا اكره تحطيمك له ولكن لا يوجد ماء هناك |
İtiraf etmeliyim ki seni bırakmaktan nefret ediyorum ama vedalaşmalarımızı seviyorum. | Open Subtitles | واو يجب ان اقر اكره تركى لك ولكنى احب طريقه لقائنا |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bugün Nathan'ın hayatını kurtarmış olabilirsin. | Open Subtitles | انا اكره ان اقولها ولكنك ربما تكونين انقذت حياة نايثن اليوم |
Hey, beyler bayanlar böyle biri olmaktan nefret ediyorum ama bir telefon aldık. | Open Subtitles | اهلا يا رفاق و رفيقات اكره ان اكون هذا الشخص لكن وردنا اتصال |
Bunu sormaktan nefret ediyorum ama sorusu olan var mı? | Open Subtitles | انا اكره السؤال ولكن اي شخص لديه اي سؤال ؟ |
Ondan nefret ediyorum, çünkü siz onu biraz fazla abartıyorsunuz. | Open Subtitles | أكرهه بشدة لأنكم أيها الأولاد تعتقدونه مهماً وهو لايساوي شيئاً |
Pek çok yerde yarım tavuklar nahoş şekillerde servis ediliyor, bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | طريقة تقديم الدجاج في أغلب الأماكن عبارة عن قطعة لحم كريهة أكرهه فحسب |
Sana bunu yaptırmaktan nefret ediyorum, ama yaşlı bacaklarım artık çok yorgun. | Open Subtitles | أكره أن تبحثى و تحملى لى لكن كما ترين أن ساقاى متعبان |
Böyle konuşmandan nefret ediyorum. Beni delirtiyor. | Open Subtitles | اكرهك عندما تتحدثين هكذا ذالك يسبب لي الجنون |
Tanrım, o kafeden nefret ediyorum. Nefret ederim demiştim, haklı çıktım. | Open Subtitles | يا إلهي كم أكره ذلك المكان، قلت أني سأكرهه وكنت محقة، أنا أكرهه |
Kendime acimaktan nefret ediyorum. Nefret ettigim seylerden biri bu iste. | Open Subtitles | إنني أكرهُ الشعور بالأسى على نفسي هذه أحد الأشياء التي أكرهُها |
İlk yılımızda aynı odadaydık ve ben o günden beri ondan nefret ediyorum. | Open Subtitles | لقد كرهت إيفان تقريباً لسنتان الآن، منذ أن عشنّا سوية في سنة المبتدئين. |
İnsanlar bunu biliyorsun dediğinde nefret ediyorum. Nasıl bilebilirim ki? | Open Subtitles | أكره عندما يقول الناس، أعرف ذلك كيف أعرف ذلك ؟ |
Soluk yüzlü, yapmacık sersem. Ondan nefret ediyorum. Ashley öyle düşünmüyor ama. | Open Subtitles | ذات الوجه الشاحب و اللسان المعسول، كم أكرهها |
Evet, arıların kızmasını hiç istemeyiz. Sizden nefret ediyorum arılar. | Open Subtitles | نحن لا نريد إغضاب النحل أنا أكرهكم , أيها النحل |
Montague'lardan ve senden, o kelimeden, cehennem kadar nefret ediyorum. | TED | إني أمقت لفظة السلام كرهي للجحيم ولأسرة مونتاغيو ولك |
Dedikodular doğru olmadığı sürece, ki doğru, senden gerçekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | ومالم تذكر مجلّتكِ إشاعات حقيقية فأنا أكرهكِ لدرجة أكبر |
Şimdi buradasın, ama gideceğini biliyorum ve bundan nefret ediyorum. | Open Subtitles | إنني أكره هذا الجزء أنت مازلت هنا , لكني أعرف انك مغادر , أنا أكره ذلك |
Seni incittikleri için onlardan nefret ediyorum. | Open Subtitles | قاموا بأذيتكم يا ماما وانا أكرههم بسبب ذلك |