Aile cinayeti örtbas etmiş ve cinayet sonrası oğullarını okuldan almış olmalı. | Open Subtitles | الاهل كانوا سيغطون الامر وسيكونوا سحبوا ابنهم من الجامعة بعد جريمة القتل |
Yani kadın ondan o kadar nefret ediyor ki oğullarını saklanması için akrabalarının yanına yolladı. | Open Subtitles | تكرهه كثيرا بأنّها أرسلت إبنهم إلى الإختفاء مع أقربائها. |
Bir başka olay ise, oğulları ile gelen gay çiftin kendi oğullarını benim kendi oğlumu sevdiğim gibi derin bir şekilde sevdikleri inkar edilemez gözükmüştü. | TED | في مناسبةٍ أخرى، جاءني زوجان مثليان مع ابنهما، وكان لا يمكنني إنكار بأنهما أحبا ابنهما بنفس الطرق العميقة التي أحببت بها ولدي. |
Komşularımdan, oğullarını, eşlerini, çocuklarını kaybettiklerini duydum. | TED | سمعت من الجيران أنهم فقدوا أبناءهم وأزواجهم وأطفالهم. |
Feyzullah oğullarını mı, yoksa bu iki kızı mı tercih eder? | Open Subtitles | هل تريد يا فيص الله أن يحظى أبنائك بالفرصة أو الفتاتان؟ |
Babalar oğullarını, oğullar da babalarını hayal kırıklığına uğratmaya mahkumdur. | Open Subtitles | الآباء مُقدّر لهم أن يخذلوا أبنائهم والأبناء أن يخذلوا آبائهم |
Onu karşıla. Ben de oğullarını getireceğim. | Open Subtitles | شاكسيه الآن وسأذهب لجلب ابنيك ليعيناك في نزاعاتك |
Her 10 yılda bir yaptığı gibi oğullarını ziyarete gelmişti. | Open Subtitles | لمقابلة أبنائها الإثنان كما تفعل مرة واحدة كل عشر سنوات |
- Mason. oğullarını korumak için her şeyi yapacak biri olduğu çok belliydi. | Open Subtitles | الأمر واضح أنه سيفعل أي شي من أجل أن يحمي أبناءه |
Şimdi, diğer oğullarını ekibe katılmaları için çağırıyor. | Open Subtitles | والأن ينادي على باقي أبنائه للإنظمام إليهم |
Şu an, 3200 km yolu Seattle'dan buraya oğullarını komada bulmak için gelen ailenin yerine kendinizi koyun. | TED | والآن تخيل أنك مكان أبويه الذين سافروا من سياتل، التي تبعد 2000 ميل، ليروا ابنهم في غيبوبة. |
oğullarını ölü olarak bulduğumuzu olayı araştırdığımızı ve kayıplarından dolayı üzgün olduğumuzu söyleyeceğiz. | Open Subtitles | سنقول لهم بأن ابنهم عُثر عليه ميتاً و نحن نستكشف الأمر آسفون على خسارتكم |
oğullarını öldürmek için eğiten bir aile üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل على قضية حيث تقوم عائلة بتهيئة ابنهم كي يقتل |
Onlara de ki oğullarını geri getirmek için... her şeyimi verirdim. | Open Subtitles | أخبرهم انني أود ان افعل أي شئ أي شي ، لإعادة إبنهم |
Onlar Connecticut'tan oğullarını kaybetmiş hoş bir çift. | Open Subtitles | إنهم زوجين لطفاء من كونتكيت و قد فقدوا إبنهم |
Denver'daki bir çiftten, oğullarını geri almak için 5 milyonluk fidye istenmiş. | Open Subtitles | زوجان في دنفر تلقى فقط طلب فدية 5 ملايين $ للحصول على ابنهما الظهر. |
Lordlar, evliliğin için damat adayı olarak oğullarını göndermişler. | Open Subtitles | الأسياد يقدموا أبناءهم ليتقدموا بالزواج بكِ |
Ne olursa olsun oğullarını kendine yakın tutacaksın. | Open Subtitles | أنتِ أبقيتي أبنائك عندك مهما كانتِ متورطة به |
Diğer babalar oğullarını getirmişti ama iki kızım benim için kâfiydi. | Open Subtitles | أخذتي و أختك إلى الألعاب الهندية. كل الآباء الآخرون أحضوا أبنائهم لكن إبنتي الصغيرتين |
Endişelenme, oğullarını kurtaracağım. | Open Subtitles | فلا تخف على ابنيك ولن يصيبهما بأس |
Hermes, oğullarını koruyabilsin diye koçu Nefele'ye verdi. | Open Subtitles | هارمز أعطى الكبش إلى نيقيلي لكي يمكنها أن تنقذ أبنائها |
Kocalarını ya da oğullarını, imparator için ölüme yollamak, en büyük görevdi. | Open Subtitles | أذ كان أرسال الأبناء أو الأزواج ... للموت من أجل الأمبراطور هو الواجب الأكثر سمواً ... |
oğullarını sağ olarak almak istiyorum. | Open Subtitles | .سالت دماء كثيرة حتى الآن .أريد أن آخذ أولادك أحياء |
Evet, biliyorum, psikolojiden nefret edersin, ama bu insanlar, oğullarını yeni kaybettiler. | Open Subtitles | أعلم أنك تكرهين علم النفس ولكن هؤلاء الناس فقدو أبنهم |
Atın ve ipek, fildişi ve tütsü, ve en dik başlı oğullarını bize köle olmaya yolluyor. | Open Subtitles | ذهبهم وحريرهم والعاج والبخور, وافضل ابنائهم ليصبحوا عبيدا لنا. |
oğullarını kaybeden ailenin evi köşeyi dönünce. | Open Subtitles | الأشخاص الذين فقدوا ولدهم يقيمون بالقرب |