Zamanı durdurup oğlumun o anı sonsuza dek yaşamasını isterdim. | Open Subtitles | أردت إيقاف الزمن و ترك ابني يعيش بتلك اللحظة للأبد |
1902'de vahşi bir ayının oyuncak ayıya dönüştüğü o anı düşünün. | TED | لذلك فكروا بتلك اللحظة في العام 1902 مجدداً حين تحول دب مفترس الى دب تيدي. |
Bende bu kadar büyük etki yaratan da bu fotoğraftı, çünkü, bunu hiç unutmayacağım. o anı hatırlayacağım. | TED | وتركت تلك الصورة أثر عميق في نفسي ﻷني لن أنساها إطلاقاً. أتذكر كل لحظة. |
Eminim ki, muhtemelen buradaki herkesin, ya da kesinlikle büyük bir çoğunluğumuzun olduğu gibi, hepimiz ilahi bir deneyimi tecrübe etmişizdir, hayatlarımızın içinde sadece bir an, bir dakika, belki de bir kaç saniye, benliğimizin sınırlarının fesholduğu o anı yasamışızdır. | TED | أنا متأكد ، وربما كل واحد منكم هنا ، أو من المؤكد أن الغالبية الساحقة جدا منكم ، كان لها ما يمكن أن نسميه تجربة روحية ، لحظة في حياتكم ، لبضع ثوان ، وربما لمدة دقيقة ، تلاشت حدود ذاتك. |
Size o anı göstereceğim ve o anın bütün içyüzünü. | TED | سوف اريكم تلك اللحظة و كل المشاهد من تلك اللحظة. |
En iyi zamanı bulabileceğimi söylemiştim, ve bil bakalım, o anı buldum. | Open Subtitles | أخبرتك أني سأجد اللحظة المناسبة و خمن ماذا؟ لقد وجدت تلك اللحظة |
Böylece ne zaman bir anı oluşturulsa, o anı için aktif olan her bir hücre aynı zamanda bu anahtarı da kurmuş oldu. | TED | فكلما تتكون ذاكرة، أي خلايا فعّالة في هذه الذاكرة سوف تحتوي أيضاً على مفتاح التحكم هذا. |
Mısırlılar'ın içten gelerek ibadet ettiği o anı artık tüm ince ayrıntılarıyla anlıyoruz. | Open Subtitles | هذه اللحظة التي كانت تمثل عبادة مصرية بالغريزة الآن، نحن نعلم تفاصيل مذهلة |
Her zaman o anı düşünüyorum, ateş etmem gerekeceği anı. | Open Subtitles | إنني أفكر طوال الوقت بتلك اللحظة التي .يجب أن يطلق الرصاصة فيها |
Daha sonraları gerçekten mahpushane hücresindeyken o anı düşünüp durdum sürekli. | Open Subtitles | لاحقًا، عندما كنت فعلًا داخل الزنزانة بقيت أفكر بتلك اللحظة |
Sana da bazen o anı daha önce yaşamışsın gibi gelir mi? | Open Subtitles | هل سبق أن شعرت بأنّك قد عشت لحظة معيّنة من قبل؟ |
Başladı ama zayıf midem o anı mahvetti. | Open Subtitles | بدأ ل، ولكن بلدي أقل من الحديد النابالم المعدة لحظة. |
o anı hatırlıyorum çünkü hayatımdaki önemli anlardan birisi o an çünkü çocuklarınız oldu mu, önce bebeklik evresindedirler ve her yere sıçarlar. | Open Subtitles | أتذكر تلك اللحظة لأنها كانت مؤثرة في حياتي عندما يكون لديك أطفال ، فإنهم في البداية يكونون صغار و يتغوطون في كل مكان |
Sadece evlenme teklifi ederken o anı tekrar yaratmak istemiştim. | Open Subtitles | أردت فقط إعادة خلق أجواء تلك اللحظة عند التقدم لها |
Her anı oluşumu gerçekleştiğinde, belirli o anı için aktif olan herhangi bir hücre de, aynı zamanda bu ışığa duyarlı anahtarı kurmuş olacak, böylece bu hücreleri, burada gördüğünüz gibi, lazeri çevirerek kontrol edebiliriz. | TED | فكلما تتكون ذاكرة، أي خلية نشطة في هذه الذاكرة سوف يكون لديها أيضاً هذا المفتاح الحساس للضوء مثبَّت لديها بحيث نستطيع التحكم بهذه الخلايا بومضة من الليزر كالذي ترونه. |
Ama sizin için, o anı canlandırdık, haftalık basketbol maçımızda üç hafta önce. | TED | لكن لكم، نحن صوغنا تلك اللحظة في مبارتنا لكرة السلة قبل حوالي ثلاثة اسابيع. |
Ya da o anı birlikte yaratmamız. | Open Subtitles | لكن علينا تحيُّن اللحظة المناسبة أو صنعها معًا. |