"ocakta" - Traduction Turc en Arabe

    • الموقد
        
    • الفرن
        
    • في يناير
        
    • فرن
        
    • كانون الثاني
        
    • جانفي
        
    • موقد
        
    • يناير الماضي
        
    • من يناير
        
    • على النار
        
    ocakta pişen yemeği unuttuk. Open Subtitles حسناً يا مارثا ، يجب ألا ندع ما . على الموقد حتى يغلى بزيادة
    ocakta, ateşi hep harlı tutarız. Böylece goriller onu kıpırdatmak istemez. Open Subtitles فى هذا الموقد , ستبقى النار مشتعلة دائماً بهذة الطريقة , لن يستطيع الألمان تحريكها
    Mutfakta ocakta pişen akşam yemeğinin kokusunu duyabilecekleri normal bir ev istiyorlar. TED أرادوا أن يعيشوا في منزل طبيعي حيث يشمون رائحة العشاء في الفرن في المطبخ
    Üç ayağı vardı. Daha koşuyordur kesin. Çayın ocakta oğlum. Open Subtitles إن لديه ثلاثة سيقان, وهو ما يزال يجري على الاغلب الشاي الخاص بك فوق الفرن, بُني
    Üzülmeyin. Gelecek dönem ocakta başlıyor. Open Subtitles حسناً، لا مشكلة، أعني أن الفصل الدراسي القادم يبدأ في يناير أو
    Biraz kahvemiz ve ocakta yemek var,istersen Open Subtitles لدينا قهوة وبعض الحبوب على الموقد اذا كنت ترغب
    Tamam. İstersen ocakta sıcak kahve var. Open Subtitles حسنا، هناك قهوة ساخنة على الموقد إن كنت تريد تناولها
    Haydi, ocakta yemek var. Tatlım, gelecek misin? Open Subtitles هيا, العشاء على الموقد أتريد أن تأتي يا عزيزي؟
    - Eğer ocakta pişiriyorsan bu yeni sevgilinin yatakta Richard'dan daha iyi olduğu anlamına mı gelir? Open Subtitles إذا كنت تطبخين على الموقد هل يعني ان صديقك الجديد افضل من ريتشارد؟
    Acıkırsanız ocakta tatlı patates bisküvitinden var. May'in spesyalindendir. Open Subtitles إذا ما جعتما ، يوجد بعض من بسكويت البطاطا الحلوه على الموقد ، انهم من اختصاص ماي
    Gözlemeler ocakta gerisini sen kendin hallet. Open Subtitles هناك فطائر الحبوب على الموقد. اذهب وساعد نفسك
    Bu borularda kaçak varsa ve gaz içinde birikirse ocakta patlamaya hazır bir bomba haline gelir. Open Subtitles عندما يحدث تسرب في احد الامدادات فان الغاز يزداد بداخله وكان الفرن يقع هناك.. مثل قنبله مستعده للإنفجار
    Bu borularda kaçak varsa ve gaz içinde birikirse ocakta patlamaya hazır bir bomba haline gelir. Open Subtitles عندما يحدث تسرب في احد الامدادات فان الغاز يزداد بداخله وكان الفرن يقع هناك.. مثل قنبله مستعده للإنفجار
    ocakta kurabiyem var ama istersen sen içeri gelebilirsin. Open Subtitles لدي شيء في الفرن لكنّ يمكنك الدخول إن أردتِ
    Ama madem aşağıya iniyoruz, bu şeyi ocakta yakıyoruz. Open Subtitles ولكن إن كنا سننزل إلى هنا فلسوف نحرق ذلك الشئ في الفرن
    Beyaz Saray'a ocakta kim gelecek olursa olsun Doyle'un boru hattının hiç ilerleme şansı yok. Open Subtitles خط بترول دويل ليس لديه فرصة بصرف النظر عن الرئيس المنتخب في يناير لقادم
    ocakta kömür küreyeceğim, anne. Onları giyeceğimi pek sanmıyorum. Open Subtitles سأكون التقط الفحم في فرن يا امي لا اعتقد انني سأرتديهم
    - Aynı uçak, 3 ocakta bizi geri getirecek. Open Subtitles أنتظر دقيقة ونفس الطائرة ستعيدنا في الثالث من كانون الثاني
    ocakta bütün sekizinci sınıfları kapsayacak şekilde genişletebilirdik. Open Subtitles بحلول جانفي بوسعنا التوسّع بأربعة فصول لتغطية الصف الثامن بأكمله
    Nasıl bir budala başında durmadan yağlı tavayı ocakta bırakır? Open Subtitles أية أحمق يضع مقلاة مليئة بالزيت على موقد بدون متابعه؟
    Kamp yapmadık. Ama ocakta Montreal'deydik. Open Subtitles لا تخييم لكنّنا كنّا في (مونتريال) يناير الماضي
    Mahkeme günü belirlendi. Bugün duydum. 9 ocakta. Open Subtitles لقد حددوا موعد للقضية لقد عرفت الموعد للتو أنه فى التاسع من يناير
    ocakta bir şey mi unuttun? Ben mi? Open Subtitles هل تركتي شيئا على النار ثانية ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus