odadaki herkes, nasıl olduysa başkasının evet dediğine karar verdi. | TED | كل من كانوا بالغرفة قرروا أن أحدًا غيري قال نعم. |
Burada hücrelere hiçbir şey yapmıyoruz. Yalnızca odadaki ışıkları kapattık ve fotoğraf çektik. Karşımıza şöyle bir sonuç çıktı. | TED | نحن لم نقم بعمل اي شئ للخلايا لقد قمنا فقط بأخذ الصورة بعد إطفاء النور بالغرفة وهذا مانراه هنا. |
1 numaralı odadaki konuktan 2 numaralı odaya geçmesini rica eder. | TED | فيطلب من الزبون في الغرفة الأولى أن ينتقل إلى الغرفة الثانية |
odadaki çuvalda hangi bilim adamı var? Doktor Escobar mı? | Open Subtitles | من العالم في ذلك الكيس في الغرفة الأخرى دكتور ايسكبور؟ |
Gözlerin öyle büyük ve güzeldi ki, odadaki kadınların soluğu kesildi. | Open Subtitles | عينيكِ كانت كبيرة جدًّا و زاهية كلّ السّيّدات في الحجرة شهقن |
Bir odadaki iki kişi 100 kişiden daha çok iş yapar. | Open Subtitles | شخصين , في غرفة بإمكانهم الحصول علي نتائج أكثر من 100 |
Bu odadaki herkese bir şeyler kalıyordu. En fazla birkaç yüz sterlin. | Open Subtitles | تقريبا كل واحد فى الغرفة وكل واحد ياخذ300 جنيه |
Parmak izleri o odadaki herhangi bir yerden alınmış olabilir. | Open Subtitles | ومن المؤكد ان ترك بعض من بصماته بمكان ما بالغرفة |
John Dan'in yatağına oturduğu sırada odadaki her şeyi yerinden oynatan bir tren hızla geçer. | TED | وبينما جون جالس على سرير دان، مر بهما قطار مسرع مسقطاً كل شيء بالغرفة. |
Belki bu odadaki erkeklerin yarısının gelirken uğrayacak kadınları vardır. | Open Subtitles | ربما نصف الرجال الموجودين بالغرفة يصطحبون فتاه وهم في طريقهم للعمل |
Bu odadaki herkesin saat 5'e kadar yalan makinasına girmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد جميع من بالغرفة ان يعرضوا على جهاز كشف الكذب بحلول الساعة الخامسة من مساء اليوم |
Madem yan odadaki para babamız göçüp gitti ben de iş dünyasında kariyer yapmaya karar verdim. | Open Subtitles | بما أن مصدر زرقنا بالغرفة الأخرى أصابه الكساد، فقد قررت السعي وراء مستقبل مهني في التجارة. حقاً؟ |
Bu odadaki herkesin, onun hayatı boyunca yaşadığı... ilgi ve kamuoyu baskısını yaşadığını görmek isterdim. | Open Subtitles | و انا اطلب بكل من بالغرفة ان يعالجوا أمرا الانتباه والدعاية التي عليها فعلهما بحياتها كلها |
Ve eğer beni gitmek istediğim yere götürmezsen bu odadaki herkes ölecek. | Open Subtitles | سوف أقتل كل من في الغرفة إذا لم تدلني على مكان الذهب |
Bu odadaki tek kız şirin sarı bir kemer takıyor. | Open Subtitles | الفتاة الوحيدة في الغرفة هيّ التي تلبس حزام أصفر جميل |
Bunu yapmadan önce odadaki bütün Dünya tabanlı ekipmanlarını kapatmamız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن نطفئ كل الأجهزة الأرضية في الغرفة قبل ذلك؟ |
Ama bu odadaki bir şey... şu telefon... televizyon.. | Open Subtitles | هناك شيء في هذه الحجرة أعني في هذا الهاتف |
Pardon. Sallanan sandalye dolu bir odadaki kedi kadar heyecanlıyım. | Open Subtitles | آسفة، أنا متوتر مثل قطط في غرفة مليئة بالكراسي الهزازة. |
Sabah 5:05'de yan odadaki yangında Sook ölüyor. | Open Subtitles | فى 5.05 تندلع النار فى الغرفة التابعة . سوك يموت |
Peki ya odadaki adamın o gördü mü? | Open Subtitles | ..ماذا عن الرجل الذي كان موجوداً في الغُرفة |
Kız kardeşim eskiden 14 numaralı odadaki bayan için çalışırdı. | Open Subtitles | أختي الصغيرة دائماً ما كانت تخدم السيدة التى بغرفة 14 |
Tahmin ettiğim üzere bu odadaki bazı insanlar bunu daha önce yaptı. | TED | وأعتقد أن بعض من في القاعة قد جربوا القيام بذلك بالفعل. |
Eğer meclis için aday olursan, bu odadaki hiçbir kadın sana oy vermez. | Open Subtitles | وإذا بحثت في المكتب، لن تجد امرأة في هذه الغرفة لن تصوت لصالحك. |
Sonradan anlaşıldı ki odadaki ışık normalde olduğundan biraz farklıymış. | TED | لقد تبين أن الضوء في تلك الغرفة كان مختلف قليلاً. |
Veya odadaki kişileri tanımlamamızı sağlayacak özel bir şey olabilir. | Open Subtitles | أو يكون شئ شخصى يمكننا من تحديد هوية من بالغرفه |
Victor, 5 numaralı odadaki hastayı kontrol eder misin, lütfen? | Open Subtitles | فيكتور من فضلك تفحص المريض في الغرفه الخامسه |
Kurbanın odadaki yaşamını canlandırıp gözlem yapmak faydalı olabilir. | Open Subtitles | تعرف, قد يساعدنا إن كان بإمكاني مراقبة حياة الضحية داخل الغرفة |
O odadaki herkesi suçlayarak kendisini kurtaracak. | Open Subtitles | تطهر نفسك بسحب كل شخص الذي كان متواجد بتلك الغرفة الى السجن |
Yangın durdurma sistemi saniyeler içinde odadaki tüm oksijeni çekecek. | Open Subtitles | نظام أخماد النار سيّمتص الأوكسجين من الغرفة في غضون ثواني. |