ويكيبيديا

    "odadaki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بالغرفة
        
    • في الغرفة
        
    • الحجرة
        
    • في غرفة
        
    • فى الغرفة
        
    • في الغُرفة
        
    • بغرفة
        
    • في القاعة
        
    • في هذه الغرفة
        
    • تلك الغرفة
        
    • بالغرفه
        
    • في الغرفه
        
    • داخل الغرفة
        
    • بتلك الغرفة
        
    • من الغرفة
        
    odadaki herkes, nasıl olduysa başkasının evet dediğine karar verdi. TED كل من كانوا بالغرفة قرروا أن أحدًا غيري قال نعم.
    Burada hücrelere hiçbir şey yapmıyoruz. Yalnızca odadaki ışıkları kapattık ve fotoğraf çektik. Karşımıza şöyle bir sonuç çıktı. TED نحن لم نقم بعمل اي شئ للخلايا لقد قمنا فقط بأخذ الصورة بعد إطفاء النور بالغرفة وهذا مانراه هنا.
    1 numaralı odadaki konuktan 2 numaralı odaya geçmesini rica eder. TED فيطلب من الزبون في الغرفة الأولى أن ينتقل إلى الغرفة الثانية
    odadaki çuvalda hangi bilim adamı var? Doktor Escobar mı? Open Subtitles من العالم في ذلك الكيس في الغرفة الأخرى دكتور ايسكبور؟
    Gözlerin öyle büyük ve güzeldi ki, odadaki kadınların soluğu kesildi. Open Subtitles عينيكِ كانت كبيرة جدًّا و زاهية كلّ السّيّدات في الحجرة شهقن
    Bir odadaki iki kişi 100 kişiden daha çok iş yapar. Open Subtitles شخصين , في غرفة بإمكانهم الحصول علي نتائج أكثر من 100
    Bu odadaki herkese bir şeyler kalıyordu. En fazla birkaç yüz sterlin. Open Subtitles تقريبا كل واحد فى الغرفة وكل واحد ياخذ300 جنيه
    Parmak izleri o odadaki herhangi bir yerden alınmış olabilir. Open Subtitles ومن المؤكد ان ترك بعض من بصماته بمكان ما بالغرفة
    John Dan'in yatağına oturduğu sırada odadaki her şeyi yerinden oynatan bir tren hızla geçer. TED وبينما جون جالس على سرير دان، مر بهما قطار مسرع مسقطاً كل شيء بالغرفة.
    Belki bu odadaki erkeklerin yarısının gelirken uğrayacak kadınları vardır. Open Subtitles ربما نصف الرجال الموجودين بالغرفة يصطحبون فتاه وهم في طريقهم للعمل
    Bu odadaki herkesin saat 5'e kadar yalan makinasına girmesini istiyorum. Open Subtitles أريد جميع من بالغرفة ان يعرضوا على جهاز كشف الكذب بحلول الساعة الخامسة من مساء اليوم
    Madem yan odadaki para babamız göçüp gitti ben de iş dünyasında kariyer yapmaya karar verdim. Open Subtitles بما أن مصدر زرقنا بالغرفة الأخرى أصابه الكساد، فقد قررت السعي وراء مستقبل مهني في التجارة. حقاً؟
    Bu odadaki herkesin, onun hayatı boyunca yaşadığı... ilgi ve kamuoyu baskısını yaşadığını görmek isterdim. Open Subtitles و انا اطلب بكل من بالغرفة ان يعالجوا أمرا الانتباه والدعاية التي عليها فعلهما بحياتها كلها
    Ve eğer beni gitmek istediğim yere götürmezsen bu odadaki herkes ölecek. Open Subtitles سوف أقتل كل من في الغرفة إذا لم تدلني على مكان الذهب
    Bu odadaki tek kız şirin sarı bir kemer takıyor. Open Subtitles الفتاة الوحيدة في الغرفة هيّ التي تلبس حزام أصفر جميل
    Bunu yapmadan önce odadaki bütün Dünya tabanlı ekipmanlarını kapatmamız gerekmiyor mu? Open Subtitles أليس من المفترض أن نطفئ كل الأجهزة الأرضية في الغرفة قبل ذلك؟
    Ama bu odadaki bir şey... şu telefon... televizyon.. Open Subtitles هناك شيء في هذه الحجرة أعني في هذا الهاتف
    Pardon. Sallanan sandalye dolu bir odadaki kedi kadar heyecanlıyım. Open Subtitles آسفة، أنا متوتر مثل قطط في غرفة مليئة بالكراسي الهزازة.
    Sabah 5:05'de yan odadaki yangında Sook ölüyor. Open Subtitles فى 5.05 تندلع النار فى الغرفة التابعة . سوك يموت
    Peki ya odadaki adamın o gördü mü? Open Subtitles ..ماذا عن الرجل الذي كان موجوداً في الغُرفة
    Kız kardeşim eskiden 14 numaralı odadaki bayan için çalışırdı. Open Subtitles أختي الصغيرة دائماً ما كانت تخدم السيدة التى بغرفة 14
    Tahmin ettiğim üzere bu odadaki bazı insanlar bunu daha önce yaptı. TED وأعتقد أن بعض من في القاعة قد جربوا القيام بذلك بالفعل.
    Eğer meclis için aday olursan, bu odadaki hiçbir kadın sana oy vermez. Open Subtitles وإذا بحثت في المكتب، لن تجد امرأة في هذه الغرفة لن تصوت لصالحك.
    Sonradan anlaşıldı ki odadaki ışık normalde olduğundan biraz farklıymış. TED لقد تبين أن الضوء في تلك الغرفة كان مختلف قليلاً.
    Veya odadaki kişileri tanımlamamızı sağlayacak özel bir şey olabilir. Open Subtitles أو يكون شئ شخصى يمكننا من تحديد هوية من بالغرفه
    Victor, 5 numaralı odadaki hastayı kontrol eder misin, lütfen? Open Subtitles فيكتور من فضلك تفحص المريض في الغرفه الخامسه
    Kurbanın odadaki yaşamını canlandırıp gözlem yapmak faydalı olabilir. Open Subtitles تعرف, قد يساعدنا إن كان بإمكاني مراقبة حياة الضحية داخل الغرفة
    O odadaki herkesi suçlayarak kendisini kurtaracak. Open Subtitles تطهر نفسك بسحب كل شخص الذي كان متواجد بتلك الغرفة الى السجن
    Yangın durdurma sistemi saniyeler içinde odadaki tüm oksijeni çekecek. Open Subtitles نظام أخماد النار سيّمتص الأوكسجين من الغرفة في غضون ثواني.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد