"odaklandığım" - Traduction Turc en Arabe

    • أركز
        
    Ama benim en çok odaklandığım şey gelecekte, yüzlerce Dünya bulabilmemizi sağlayabilecek bir kapı açmak. TED والتي أركز عليها كثيرا هو كيف يمكننا فتح بوابة وهذا في المستقبل سنقدر أن نجد مئات من كواكب الأرض
    Özellikle odaklandığım şey, genel olarak sezgisel bir ahlak kuralına yönelik stratejiler kurmanın mantıksız bir sonuca yol açtığı iç çatışmalarınız. Open Subtitles أنا أركز علي الصراعات الداخلية حيث التخطيط الإستراتيجي هو أمر أخلاقي يبدو أنه سيخلق نتيجة
    Sadece iki partnere odaklandığım için mutluyum. Open Subtitles أعتقد بأنكِ تخطيتي مشاكل الثقة أنا مسرورة لأنني أركز فقط على أثنين أحباء
    Özellikle odaklandığım şey, genel olarak sezgisel bir ahlak kuralına yönelik stratejiler kurmanın mantıksız bir sonuca yol açtığı iç çatışmalarınız. Open Subtitles أنا أركز علي الصراعات الداخلية حيث التخطيط الإستراتيجي هو أمر أخلاقي يبدو أنه سيخلق نتيجة
    Ve bugün, odaklandığım şey gelecek için, bundan 10 yıl sonrası için teknoloji. TED و حتى اليوم ما أركز عليه هو تكنولوجيا الغد ولمدة عشر سنوات من الآن .
    Babam öldüğünde, tek odaklandığım şey, hiç yanımda olmamasıydı, ama sen,... sen şanlısın. Open Subtitles عندما مات أبي, كل ما كنت أركز عليه هو كم من القدر لم يتواجد معي, لكن أنت...
    Şu anda kariyerime odaklandığım doğru. Open Subtitles هذا صحيح, انا أركز أكثر الآن على مهنتي
    odaklandığım ortadaki %10'luk kısım. Open Subtitles لكن فى المنتصف 10% هؤلاء هم من أركز عليهم
    Son 16 aydır tuhaf bir biçimde odaklandığım işin özü bu, mahremiyetin neden önemli olduğu sorusu, Edward Snowden'ın, Birleşmiş Devletler ve tüm dünyada bilinmeyen ortaklarının, bir zamanlar emsalsiz bir özgürleşme ve demokratikleşme aracı olarak ilan edilmiş İnterneti, emsalsiz bir rastgele kitlesel denetim alanına dönüştürdüğüne dair ifşalarının olanak sağlamasıyla, küresel bir tartışma bağlamında yükselen bir soru. TED هذا هو مجال العمل الذي قد كنت أركز عليه خلال الـ 16 شهراً الماضية، السؤال عن لماذا تهمنا الخصوصية، سؤالٌ تم إثارته في سياق جدل عالمي جاء إثر تسريبات إدوارد سنودن بأن الولايات المتحدة وشركائها، الغير معروفين بالنسبة للعالم كله، قد حولوا الإنترنت، الذي أذيع مرة أنه الأداة غير المسبوقة للحرية والديمقراطية، إلى مساحة غير مسبوقة من المراقبة الجماعية والعشوائية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus