Bana çizgi roman okuduğunu söylemen beni sana aşık edemez. | Open Subtitles | أن تخبرني أنك تقرأ قصص مصورة ليس بالضبط ما سيأسرني |
- Kütüphaneden günde dört kitap okuduğunu söylediler. | Open Subtitles | إنهم يقولون في المكتبة أنك تقرأ أربع كتب في اليوم |
DeSilva, bana hayatını alacak yöntem hakkında birkaç şey okuduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال ديسيلفا لي انه قد قرأت عن الأسلوب الذي سيستغرق حياته. |
Mike'ın bütün bu kitapları eğlence için mi okuduğunu sanıyorsun? | Open Subtitles | كنت تعتقد ميكي يقرأ كل تلك الكتب من أجل المتعة؟ |
Tüm telgrafları okuduğunu ve mesajlardan, içinde bulunduğumuz güçlükleri anladığını görmüştüm. | Open Subtitles | وجدت أنه قرأ جميع البرقيات المتبادلة وفهم من هذه البرقيات حجم الصعوبات التى كنا مقبلين عليها |
Yaşlı üzgün kadın bloglarını okuduğunu söyleme bana lütfen. | Open Subtitles | لا تقولي لي انك تقرأين مدونات العجائز الحزينة تلك |
İstihbaratın notlarını okuduğunu bilmem iyi oldu Prinsloo. | Open Subtitles | إنه لمن الجيد ان أراك تقرأ ما بين السطور يا برينز |
Tuvalette ne okuduğunu sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي أن أسأل ماذا تقرأ وأنت في الحمّام؟ |
Nereye gitsem insanların altıncı sayfayı okuduğunu fark ediyorum. | Open Subtitles | في كل مكان أذهب أليه يبدو أن الناس قد قرأت الصفحه سته |
Karanlık Kız sana, hikayemizi okuduğunu söyledi mi? | Open Subtitles | هل اخبرتك الفتاه الداكنه بإنها قد قرأت قصتنا 782 01: 09: 18,120 |
Ve ilk okuduğunda birinci sayfayı okuduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | وأيضاً,لا أعتقد أنك قرأت الصفحة الأولى عندما قرأتيه من قبل |
Ölürken bir arkadaşı geliyor ve İncil okuduğunu görüyor. | Open Subtitles | كان يحتضر فأتى صديق ورآه يقرأ فى الكتاب المقدس |
Birinin ödevi okuduğunu bilmek daima heyecan vericidir. | Open Subtitles | دائماً أتحمّس حينما أري شخصاً يقرأ كثيراً |
- Gözetlememe gerek yok. Bir partideydim ve bir adam, karımın yazdığı kitaptan bir bölüm okuduğunu söyledi. | Open Subtitles | كلا، لقد كنت في حفلة وقال أحد الأصدقاء أنه قرأ فصل أولي |
Birinin kitabımı okuduğunu ve bir oyun oynadığını düşündüm. | Open Subtitles | شعرت أن شخصا ما قد قرأ كتابى و يلعب لعبه |
Bir şeyler okuduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | عندما أتيت لقد قلتِ بأنكِ تقرأين شيئًا أو ما شابه |
Ashleigh Kristen'in şu anda Yale'de avukatlık okuduğunu atladı. | Open Subtitles | آشلي أهملتْ ذِكْر حقيقةِ بأن كريستين تدرس القانونُ الآن في يايل. |
Bende çocukken meteoroloji okuduğunu hatırlamıyorum. | Open Subtitles | و لا أتذكر انك درست علم الأرصاد الجوية و انت طفل أيضاً .لكننيأؤكدلك. |
Bir beyefendi kesimiyle senin çok okuduğunu düşünür. | Open Subtitles | وبقصّة شعرٍ محترمة, سوف تظن بأنّك قد قرأته أيضاً. |
Ne okuduğunu bilmiyorum ya da televizyonda ne seyrettiğini. | Open Subtitles | لم أكن أعرف ما يقرأه أو البرنامج الذي كان يشاهده |
Dora'nın bütün o Cumartesi geceleri ne okuduğunu buldum. | Open Subtitles | لقد اكتشفت ماالذي كانت تقرأه دورا كل ليلة سبت |
Lütfen bana tuhaf fantazi günlüğünü okuduğunu söyle. | Open Subtitles | من فضلك قولي لي أنّكِ قرأتِ بعض الجموح الغريب في مذكراتها. |
Kızı Fatıma'ya her yıl Ramazan ayında Cebrail'in Kuran'ı kendisine okuduğunu ve onu tekrarlamasını istediğini söyledi. | Open Subtitles | فقد أخبر إبنته فاطمة بأنه كل عام خلال شهر رمضان كان جبريل يقرأ له القراّن ويطلب من محمد أن يتلو ما قرأه عليه |
Patronu, salı günü bunu okuduğunu, çarşamba günü de ayrıldığını söyledi. | Open Subtitles | رئيسه قال انه قرأها الثلاثاء واستقال اليوم الاربعاء |
Jerry UCLA'da hukuk okuduğunu söyledi. | Open Subtitles | جيري أخبرنا بأنك تدرسين الحقوق بجامعة كاليفورنيا |
Ama şu aylak karının Kutsal Kitap okuduğunu görünce... umutsuz vaka olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | وها أنت تجلسين بكسل تقرئين الكتاب المقدس وتعتقدين أنه لا يزال هناك أمل |