Neden kitabı okumadığını söylemedin? | Open Subtitles | لم لم تقولي أنك لم تقرأي الكتاب؟ |
Neden kitabı okumadığını söylemedin? | Open Subtitles | لم لم تقولي أنك لم تقرأي الكتاب؟ |
İtiraz ediyorum. Tanık RHT'yi okumadığını zaten söyledi, sayın yargıç. | Open Subtitles | اعتراض، لقد ذكر الشاهد للتو أنه لم يقرأ الكتاب |
Bana davranış kuralarını okumadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقول أنك لم تقرأ كتاب قوانين السلوك؟ |
Yemek boyunca düşünceni merak edip sonra okumadığını veya okuduysan beğenmediğini öğrenmek istemem. | Open Subtitles | ثم أكتشف أنكَ لم تقرأها أو أنك فعلت ولم تعجبك |
Bu kitaptaki tüm hikâyeleri okudun ve okuyup okumadığını bilmiyorsun? | Open Subtitles | قرأت القصص في هذا الكتاب ولا تعرف إن كنت قرأت الكتاب؟ |
Henüz kitabı okumadığını biliyorum, ama birden uyanıp kendini bir kâbusun içinde bulsan ne yapardın? | Open Subtitles | أعلم أنك لم تقرأي المادة حتى الآن، ولكن... ماذا ستفعلين اذا فجأه استيقظتي؟ وتجدين نفسك تعيشين كابوسا |
Metni okumadığını itiraf eden çocuk, o güne kadar rastladığım en ilginç tartışmanın merkezi olmuştu. | Open Subtitles | نعم الفتى الذى لم يقرأ المقال واعترف بذاللك يصبح مركزا لاكثر المناظرات اهمية |
Bir barınakta kalan ve okuldan sonra gelen arkadaşımız James'in, sınıf düzeyinde okumadığını biliyoruz ve muhtemelen sınıf düzeyinde hiç okumadı. | TED | نحن نعلم أن صديقنا جيمس، الذي يأتي للمكتبة بعد المدرسة ويقيم في مأوى محلي، لا يقرأ على المستوى التعليمي المطلوب وربما لم يقرأ أبدًا على المستوى التعليمي. |
Neden Carrie'ye kitabı okumadığını söylemiyorsun? | Open Subtitles | لم لا تخبر (كاري) فحسب أنك لم تقرأ الكتاب؟ |
okumadığını sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتك لم تقرأ فرضك. |
Ve Lincoln Burrows'la ilgili sana verdiğim bilgiyi okumadığını biliyorum. | Open Subtitles | و أعلم أنك لم تقرأ |
Bunların hepsi otobiyografimde yazıyor, okumadığını söyleme. | Open Subtitles | كل هذا مكتوب في سيرتي الذاتية لا تقل لي بأنك لم تقرأها |
Kitap okuyup okumadığını Bilmiyor musun? | Open Subtitles | ولا تعرف إن كنت قرأت الكتاب؟ |