"olan bir tek" - Traduction Turc en Arabe

    • الوحيدة التي لديها
        
    • الوحيد الذي لديه
        
    • الوحيدة التي كانت لديها
        
    • واحد فقط مع
        
    • الوحيدين الذي
        
    • الوحيد من
        
    Burada sırları olan bir tek ben değilim. Open Subtitles انا متاكده بأني لستي الوحيدة التي لديها أسرار
    Gizli zulası olan bir tek sen değilsin. Open Subtitles هل لديكِ أي فكرة عن أي نوع يجب علينا شراؤه ؟ اه , حسنًا , إنك لستِ الوحيدة التي لديها مخبأ سري
    Dünya üzerinde hırslı olan bir tek sen varsın gibi davranıyorsun. Open Subtitles و أنا دائما أكون الوغد الحقير أنت تتصرف وكأنك الوحيد الذي لديه طموح
    En güçlümüz sensin. Aramızdan dışarıda yaşama şansı olan bir tek sen varsın. Open Subtitles أنتِ الوحيدة التي كانت لديها فرصة للعيش من قبل
    Selam, görünüşe göre Araf'da gözleri ve kulakları olan bir tek ben yokmuşum. Open Subtitles مرحبا. يبدو أنني لست واحد فقط مع عيون وآذان على العذاب.
    Temiz olan bir tek bu vardı. Open Subtitles كانوا الزوجين النظيفين الوحيدين الذي وجدتهم
    Kriptonlular içinde iyi niyetli olan bir tek sen misin? Open Subtitles هل أنت النصف عاقل الوحيد من العرق الكريبتوني؟
    Erkek arkadaşı olan bir tek sen ol istedin. Open Subtitles أردت أن تكون الوحيدة التي لديها حبيب
    Sorunlu çocuğu olan bir tek bizmişiz gibi "katil" diyip duruyorsun bir de. Open Subtitles "تعرفين, استمري بقول "قاتلة كأننا العائلة الوحيدة التي لديها مشاكل في ابنها
    Sorunları olan bir tek sen değilsin. Open Subtitles تظنين أنك الوحيدة التي لديها مشاكل ؟
    Carter, görünüşe bakılırsa Hector Alvarez ile sorunu olan bir tek sen değilmişsin. Open Subtitles (كارتر)، يبدو أنّكِ لستِ الوحيدة التي لديها شيء عند (هيكتور ألفاريز)
    Carter, görünüşe bakılırsa Hector Alvarez ile sorunu olan bir tek sen değilmişsin. Open Subtitles (كارتر)، يبدو أنّكِ لستِ الوحيدة التي لديها شيء عند (هيكتور ألفاريز)
    O küçük çılgının teknolojisine karşı şansı olan bir tek benim. Open Subtitles وأنا الشخص الوحيد الذي لديه فرصة ليتصدى لتقنية هذا المسخ
    Sen, Bay Robinson burada tehlikede olan bir tek kişi değilsin. Open Subtitles انت سيد " روبنسون" لست الوحيد الذي لديه شيء على المحك
    Kariyeri için herşeyi yapabilecek olan bir tek ben miyim? Open Subtitles هل أنا الشخص الوحيد الذي لديه الشجاعة للقيام بما هو ضروريّ؟ ـ ما هو الأمر الصائب؟
    Aramızdan dışarıda yaşama şansı olan bir tek sen varsın. Open Subtitles أنتِ الوحيدة التي كانت لديها فرصة للعيش من قبل
    Anahtarı olan bir tek sen varsın. Open Subtitles أنت واحد فقط مع مفتاح.
    Ama bu bilgilere sahip olan bir tek biz varız. Open Subtitles ولكننا الوحيدين الذي لدينا المعلومات
    Konuştuğumuz kişiler arasında yaptığı işten memnun olan bir tek sen varsın. Open Subtitles كلاّ، هيهات، طالما هنالكَ مرضىَ يودّون القتال ضدّ المرض رغبة بالحياه. أنتَ الوحيد من بين من تحدثنا إليهم تحبّ عملكَ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus