"olay da" - Traduction Turc en Arabe

    • بيت القصيد
        
    • هو الأمر
        
    • هي المشكلة
        
    • هو الامر
        
    • هو القصد
        
    • هي النقطة
        
    • هنا تكمُن
        
    • هو المقصد
        
    • هو مربط الفرس
        
    • هى الفكرة
        
    Blaylock ifadesi alınırken, Edelstein'in de kendi filmini yapmaya hakkı var dedi ve Olay da bu zaten. Open Subtitles وبليلاك ،في شهادته قال لادلشتاين الحق لصنع فيلم خاص فيه ، وهذا هو بيت القصيد
    Evet, Olay da bu. Kimsenin arabası olmamalı. Open Subtitles نعم، ذلك هو بيت القصيد يجب ألا يكون عند أحد سيارة
    Olay da burada zaten. Hipnoz ile, isteğin dışında birşey yaptıramam. Open Subtitles لكن هذا هو الأمر فبالتنويم المغناطيسي لا يمكنني تنويمك ضد إرادتك
    Biliyorum, Olay da burada yasaları incelemek için avukatları kullanabiliriz ama doğru ile yanlışın ayrımını gerçekten bilen kişiler gerekli bize. Open Subtitles أعلم , ولكن ها هو الأمر يمكننا الإستعانة بمحامون لتنفيذ القانون ولكن نحتاج حقاً لأشخاص يعلمون الفرق بين الصواب والخطأ
    Sigara içtiğini bile bilmiyordum. İçmiyordum. Olay da bu zaten. Open Subtitles لم أكن أعرف حتى أنكِ تدخنين - لم أكن أدخن هذه هي المشكلة -
    Her şeyi senin açından görebiliyorum. Olay da bu. Open Subtitles .. اي كل شي من جانبك , هذا هو الامر
    Evet yoktu. Olay da bu zaten. Open Subtitles ،أجل، كلا، لن تعلم بها ذلك هو القصد منها
    - Biz her günümüzü böyle geçiriyoruz. - Olay da bu işte. Open Subtitles هكذا نمضي كل يوم هذه هي النقطة رون
    Şey, bence Olay da bu zaten. Open Subtitles حسناً، أعتقد أن ذلك هو بيت القصيد
    Etmediler tabii. Olay da bu ya. Open Subtitles أجل، بالطبع لم يعلنوا هذا هو بيت القصيد
    Benim için önemli, Olay da o zaten. Open Subtitles إنه كذلك بالنسبة لي هذا هو بيت القصيد
    Olay da o. Bebeği yanında götürdü. Open Subtitles هنا بيت القصيد, لقد أخذته معها
    Olay da bu. TED هذا هو بيت القصيد.
    Eminim bu seni, üslerine sevdiriyordur. Olay da bu. Open Subtitles ـ أراهن بأن هذا يقربك من الناس ـ هذا هو الأمر
    Biliyorum. Olay da bu ya. Open Subtitles أعلم, و هذا هو الأمر, لا يمكنني تدبر ذلك,
    Zaten Olay da bu, öyle hissediyorum. Blogunu da okudum derken. Open Subtitles ذلك هو الأمر, أنا أشعر بانني كذلك, من قرائتي لمدونتك.
    Olay da bu... Seni daha fazla kollamak zorunda olmak istemiyorum. Open Subtitles ...حسناً، هذا هو الأمر لا أريد أن أقوم بتغطيتك بعد الآن
    Nerede olduğunu bilmiyorum. Olay da bu. Open Subtitles ،لا اعرف اين هو هذه هي المشكلة
    Biliyorum. Olay da bu ya. Open Subtitles أعلم , تلك هي المشكلة
    Olay da bu zaten baba. Ortada çocuk yok. Open Subtitles أبي هذا هو الامر ، لا يوجد هناك أطفال ناضجين فقط...
    Olay da bu, Chloe. Davis'in hala hayatta olduğunu düşünmeye başladım. Open Subtitles هذا هو القصد يا (كلوي)، أظنّ أنه ما يزال حياً.
    - Olay da bu zaten, Claire. Çok aşırıydı. Open Subtitles تلك هي النقطة,كلير كانت مبالغة
    Olay da bu. Open Subtitles هنا تكمُن العجب.
    Ama arkadaşların seni hatırlar, Olay da orada. Open Subtitles لكن أصدقائك سوف يتذكرونك، هذا هو المقصد.
    Hiçbir şeye. Olay da bu, E. Open Subtitles لا شيء بتاتاً، هذا هو مربط الفرس
    - Olay da bu ya. - Anlamıyorum. Open Subtitles هذه هى الفكرة لا أفهم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus