İnsanın aniden alev alması nadir rastlanan ve bilimsel açıklaması olmayan bir olaydır. | Open Subtitles | فإحتراق أيّ بشري نادر الحدوث وعلميا ً غير قابل للتفسير |
Ama Fransa'daki gibi bir dalga çok nadir bir olaydır. | Open Subtitles | "الموجة التى حدثت في سالح "فرنسا هي نادرة الحدوث |
Bu plak kaydı tarihinde olağanüstü ve eşsiz bir olaydır. | Open Subtitles | لقد كان حدثاً استثنائى .. أن لم يكن نادراً فى تاريخ تسجيل الاسطوانات |
Bir çocuk için felaket bir olaydır zamanı gelene kadar düşünmemize bile gerek olmayan bir şey. | Open Subtitles | ♪ هذا سيكون حدثاً مأساويا لطفل .. لهذا يجب ان لانفكر بهذا |
İnsanların her karşılaşması, bir daha asla aynı şekilde tekrarlanamayacak tek seferlik bir olaydır. | Open Subtitles | ماذا تعنيه؟ كل لقاء مع إنسان هو حدث فردي لا يمكن أن يحدث مجدداً بنفس الطريقة |
Ringaların yumurtlamaları, sahildeki pek çok hayvanın yaşamları için çok önemli bir olaydır. | Open Subtitles | موسم تبويض الرنجة هو حدث بالغ الأهمية في حياة العديد من الحيوانات علي طول الساحل |
Yerel olarak çok büyük bir olaydır. Salı günü krepleri gibi. | Open Subtitles | إنه حدث هام جداً محلياً مثل ثلاثاء المَرْفَع |
Aslında hayır, demek istediğim nadir bir olaydır. | Open Subtitles | اعني.. اعني، انه نادر الحدوث |
Silahların ateşlenmesi Cheyenne'de sıradan bir olaydır Bay Campbell. | Open Subtitles | الطلقات النارية شائعة الحدوث في (شايان) سيد (كامبل) |
Ama çoğu zaman beklenmeyen bir olaydır. | Open Subtitles | لكن بمعظم الحالات يكون حدثاً غير متوقع. |
Haklı olan için ifşa mutluluk verici bir olaydır ilahi gerçeğin fark edilmesi. | Open Subtitles | للمدركين الالهام هو حدث سعيد ادراك الحقيقة المطلقة |
ama bir baloya hazırlanmak başlı başına bir olaydır. | Open Subtitles | لكن الإعداد للحفل هو حدث بذاته |
- Laura Charles ile bir gece olaydır. | Open Subtitles | - ألف ليلة مع لورا تشارلز هو حدث. |
Çok meşhur bir olaydır. | Open Subtitles | .إنه حدث محبوب |