"olduğu sürece" - Traduction Turc en Arabe

    • طالما أنه
        
    • طالما هناك
        
    • طالما هو
        
    • طالما هي
        
    • ما دامت
        
    • طالما أنّ
        
    • طالما كانت
        
    • طالما كان
        
    • وطالما
        
    • طالما ان
        
    • طالما لديهم
        
    • طالما يوجد
        
    • طالما يكون
        
    • طالما أنت
        
    • مادامت
        
    adamın kim olduğu hiç farketmez, seninle birlikte olduğu sürece." Open Subtitles لن يكون هناك فرق من سيكون الشخص طالما أنه معك
    Görmesi ya da duyması için bir şans olduğu sürece, sonsuza dek. Open Subtitles لايهم العدد، طالما هناك فرصة لها ولو ضئيلة لتستطيع أن ترى أو تسمع
    Yasal olduğu sürece, ona yardım için her şeye açıktım. Open Subtitles طالما هو قانوني، أنا كنت منفتح إلى أيّ شئ يساعده.
    Bu deliler evinde olduğu sürece, bırak o tarafa geçmeyi yanından bile ayrılmam. Open Subtitles طالما هي هنا في هذا المكان ..لايهم ، لن أعبر إلى عالم الأموات
    Bu cihazlar orada bulunduğu ya da böyle bir şüphe olduğu sürece bu topraklara gerçek manada ulaşamazsınız. TED ما دامت هذه الأجهزة هناك، أو أن هناك اشتباه في وجود الألغام الأرضية، لا يمكنك دخول الأرض.
    Katil dışarıda olduğu sürece onu güvenli bir yerde tutmalıyım. Open Subtitles طالما أنّ لدينا قاتل طليق، فإنّي أحتاجه في مكانٍ آمن.
    Bak, başından beri bununla ilgili dürüst olduğu sürece onunla parası için ilgilenip ilgilenmediği umurumda değil. Open Subtitles أنظريّ, أن لا أكترث أن كانت تتطلع لأمواله طالما كانت تتطلع لذلك من البداية.
    "Gündüzleri, yasal olduğu sürece canım ne isterse onu yapıyorum." Open Subtitles في وقت النهار , أنا حُرّ بأن أفعل ما أرغب به طالما كان الامر غير مخالف للقانون
    İnanıyorum ki, bu çalışma azmine sahip olan her adam gerçekçi olduğu sürece istediği her şeyi elde edebilir. Open Subtitles و أعتقد أن أيّ رجل على استعداد للعمل بجد و الجهد لوقت طويل سوف يحقق هدفه طالما أنه واقعي
    İnsanlar, Nike ve sınırlı sayıda olduğu sürece alırız diye şaka yapıyorlar. TED مدمنوا الأحذية الرياضية لديهم نكتة طالما أنه Nike و اصدار محدود، اشتريه.
    Seks ve uyuşturucular olduğu sürece, rock'n'roll suz idare edebilirim sanırım. Open Subtitles طالما,هناك جنس ومخدرات أستطيع أن أتعايش بدون الروك آند رول.
    Bir ilişki, ne kadar yıpranmış olursa olsun ortada aşk olduğu sürece bir şeyleri düzeltmek için her zaman umut vardır. Open Subtitles مهما كان حطّمَ علاقة، طالما هناك حبّ، هناك دائماً أمل يُعيدُه سوية.
    Bir işbirliği önermeyeceğim. Komuta onda olduğu sürece. Open Subtitles أنا لن أوصي بالتحالف ليس طالما هو المسؤول
    O hayatta olduğu sürece hep arkamızı kontrol edeceğiz. Open Subtitles نحن سَنَستمرُّ بالنَظْر على أكتافِنا طالما هو حيُّ.
    O hayatta olduğu sürece, asıl kahraman olamayacaksın. Open Subtitles طالما هي على قيد الحياة فلن تنال أبداً القصة الرئيسية..
    Eğlendirici olduğu sürece yalan olup olmadığına aldırmam. Open Subtitles أنا لا أهتم اذا كانت كذبة ما دامت مسلّية
    O marka olduğu sürece çantayı kimin ürettiğini önemsemezler. Open Subtitles لا يهمّهنّ من صنع الحقائب طالما أنّ عليها ذلك التوقيع. والأمر نفسه مع اللوحات.
    İnsanlar güçleri olduğu sürece koşup kaçarlar. Open Subtitles يركضون ويهربون طالما كانت لديهم القوة الكافية
    Karşısındaki engel her ne olursa olsun, yardıma ihtiyacı olan insanlar olduğu sürece, dinlenmeyecek tek bir kişi vardı: Open Subtitles مهما كانت العقبات طالما كان هنالك أناس يبكون طالبين النجدة كان هناك رجل واحد لن يرتاح
    ve okullar, kızın hayatında bir tehdit ya da zararın bir parçası olduğu sürece kız, okula karşı koymaya meyilli olur. TED وطالما تبدو المدرسة كتهديد، أو كجزء من نسيج الأذى في حياة الفتاة، فإنها ستميلُ إلى المقاومة.
    Vicdanın rahat olduğu sürece. Open Subtitles طالما ان ضميرك مرتاح فهذا سبب كافي لعدم راحة ضميري
    Haznelerinde yeterli kuru barut kaldığı ve tetiği çekecek takatleri olduğu sürece önlerine gelen kadın erkek, çoluk çocuk, herkesi öldürüyorlar. Open Subtitles طالما لديهم بارود كافى فى قواريرهم وقوة لسحب الزناد سيقتلوا كل رجل وامراة وطفل يواجهم
    Gördüğün gibi inanç, güven ve peri tozu olduğu sürece Kanca asla kazanamayacak. Open Subtitles وكما ترى يا دانى هوك لا ينتصر ابدا طالما يوجد اخلاص و شجاعة و تراب متألق
    Hayatta olduğu sürece asla senin peşini bırakmayacaktır. Open Subtitles طالما يكون على قيد الحياة فلن يتوقفوا عن البحث عنك
    Neyin gerçek olduğunu bilmediğin sürece onu incitme ihtimalin olduğu sürece, deneyeceğim. Open Subtitles طالما أنت لا تعرفين ما هو حقيقى طالما زادت إحتمالات أن تؤذيه سوف أحاول
    Sonra şişe büyülü olduğu sürece tek yapmak gereken içine bir kibrit atmak. Open Subtitles عندها مادامت الحاوية تحتَ التعويذة وكل ماعليكِ فعله بعدها هو رميها في المعركة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus