Çok iyi olduğumu söyledi ve annem bana bunu aldı. | Open Subtitles | لقد قال أنني أبلي حسنًا، لذا اشترت لي والدتي هذا. |
Bana eridiğini söyledi, özellikle o bana güzel olduğumu söyledi. - O adını bilmiyordu. | Open Subtitles | تلاشيت تقريباً, خصوصاً عندما قال أنني جميلة |
Bankadaki kadın, kredi vermek için arzulanmayan biri olduğumu söyledi. | Open Subtitles | المرأة بالمصرف قالت أنني غير مرشحة للقرض |
Elbisemi giymeye başladığımda kendisine 100 dolar borcum olduğumu söyledi. | Open Subtitles | عندما بدات بلبس ملابسي هي قالت بأنني مدين لها ب100 |
Benim de patron olduğumu söyledi. Ve şimdi Cleveland'ın hakettiğini alma zamanı. | Open Subtitles | قال أني أنا الرئيس كذالك لقد آن الاوان لكلفلند ان يستعيد حقه |
Stan Amca paranoyak olduğumu söyledi, fakat kitaba göre de Gravity Falls'un karanlık bir yüzü var. | Open Subtitles | عمي ستان قال انني كنت مرعوبا لكن تبعا لهذا الكتاب كرافيتي فولز فيها الجانب المظلم |
Çok tatlı biri alkolik olduğumu söyledi ve bu hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | ,شخص ما لطيف جداً أخبرني أنني سكّير و لم يعجبني ذلك |
O da deli olduğumu söyledi. Sürekli söylediği tek şey vardı. | Open Subtitles | وبالمقابل قال أنني مجنونة وأن كل ما كان يعنيه هو أننا سننجب طفلاً جديداً |
Hız cezamı görmezden geldi, cesur olduğumu söyledi. | Open Subtitles | أقنعته بعدم تحرير مخالفة سرعة لي، قال أنني شجاعة |
Yargıç bana hayatında gördüğü en zavallı insan olduğumu söyledi. | Open Subtitles | القاضي قال أنني أسوأ رجل يود رؤيته في المحكمة حضانة شفقة |
Benim bir avcı olduğumu söyledi. Ben hayvan mıyım Tommy? | Open Subtitles | لقد قالت أنني مفترسة جنسية هل انا حيوانة تومي؟ |
Zirve toplantısına katılacağını ve benim yetkili olduğumu söyledi. | Open Subtitles | قالت أن لديها إجتماع قمة قالت أنني المسؤولة |
Olanların benim suçum olduğunu söyledi. Asıl sorunun ben olduğumu söyledi... | Open Subtitles | لقد قالت بأن كل شيء كان غلطتي لقد قالت بأنني أنا أساس المشكلة |
Greg çok talepkar olduğumu söyledi. Öyleyim, değil mi? | Open Subtitles | غريغ، ، قال أني متطلبة جداً أنا كذا، اليس كذلك؟ |
Ve domuz gibi sağlık olduğumu söyledi üç tane kaburga çatlağı ve kırık bir ayak parmağı dışında ki o parmak da kırık olan diğer ikisinin yanında olan. | Open Subtitles | ولقد قال انني مُعافى من كل شيء بإسثناء 3 اضلاع مكسورة وإصبع قدم مكسور إلى جانب |
Yoluma çıkacak her türlü tehlikeye ve herkese karşı korunmuş olduğumu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنني سأكون محميّاً، ضد أي شيء يقف في طريقي. |
Biri kafama silah dayadı, ölmeyi hak eden değersiz, aşağılık bir pislik parçası olduğumu söyledi. | Open Subtitles | أحدهم وضع السلاح على رأسي أخبرني أني قمامة عديم القيمة وحثالة مثلي يستحق الموت |
Çoğu, yatakta, çok düşünceli ve tatlı olduğumu söyledi. | Open Subtitles | سأخبرك بشيء أخر. أكثر من واحدة أخبرتني أنني فعلاً, مراعي لشعور الآخرين, وجيد في الفراش |
Bir adam gelip oradaki en güzel kız olduğumu söyledi. | Open Subtitles | اقترب رجل مني وقال أنني كنت أجمل فتاة في المكان |
Hayır, ama doktor iyi yolda olduğumu söyledi. | Open Subtitles | لا , الطبيب قال اننى تقدمت جيدا |
Şanslı olduğumu söyledi. İstersem bu atlayışı yapmayabilirmişim. | Open Subtitles | قال اني محظوظ لا استطيع الا اشارك في هذه العميله ان اردت |
Kocasına ve ona karşı kaba olduğumu söyledi. | Open Subtitles | قالت أني كنتُ أسيء معاملتها ومعاملة زوجها |
Beni sevdiğini, çok üzgün olduğunu ve onun için sadece benim olduğumu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال لي أنه يحبني وأنه يعتذر عما بدر منه وأنني الفتاة الوحيدة في حياته |
Bana East Nehri'nin enfes manzarasına bakan Park Avenue'deki teras katlarından birine layık olduğumu söyledi. | Open Subtitles | قال أننى أنتمى إلى منزل راقى فى حى بارك فينى يطل على منظر شرق النهر الرائع |
Doktor çok iyi olduğumu söyledi. | Open Subtitles | الطبيب قال أنّني معافاه تماماً. |