"olduğuna inanıyoruz" - Traduction Turc en Arabe

    • نعتقد أن
        
    • نعتقد أنه
        
    • نعتقد أنّ
        
    • نؤمن بأن
        
    • نعتقد أنها
        
    • نظن أن
        
    • نعتقد بأن
        
    • نعتقد ان
        
    • للاعتقاد ان
        
    • نعتقد أنهم
        
    • نعتقد بأنه
        
    • ونعتقد بأنه
        
    • ونظن أن هذا
        
    • ونعتقد أن
        
    • نظن ان
        
    Herkesin kendi düşüncesi uyarınca ibadet etme hakkı olduğuna inanıyoruz, fakat inanç özgürlüğü, insanların inanışlarını suiistimal etme hakkı vermez! Open Subtitles نحن نعتقد أن كل شخص لديه الحق في العبادة وفقا لضميره لكن حرية الدين ليست رخصة للاعتداء على إيمان الشعب
    - Anlamıyorum. - İki adamımızın o gemide olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles أنا لا أفهم نعتقد أن أثنان منا على متن السفينه
    Ne olursa olsun, biz onun doğal bir cisim olduğuna inanıyoruz, ama yapay olmadığını da kanıtlayamıyoruz. TED أيًا كان ذلك، نعتقد أنه أمر طبيعي، لكن في الواقع لا يمكننا إثبات أنه ليس شيئًا اصطناعيًا.
    Akli anormalliğinin, fiziksel olanla bağlantılı olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles نعتقد أنّ اعتلالكِ العقليّ له صلة باعتلالكِ الجسديّ
    Ama biz bunları yapıyoruz, çünkü bunların önemli olduğuna inanıyoruz, birlikte yaptığımız eylemlerimiz ve seçimlerimiz başkalarını etkileyebilir ve kollektif bir şekilde tesir edebiliriz. TED لكننا نقوم بهذه الأشياء لأننا نؤمن بأن أعمالنا منطقية، وبأن خياراتنا قد تؤثر على أراء الآخرين وعلى نحو جماعي، ما التأثيرالذي يمكننا القيام به.
    Bu bizim gibi bir Silikon Vadisi şirketi için oldukça normal ama biz bunun bir uzay şirketi için bir ilk olduğuna inanıyoruz. TED لكنه أمر طبيعي لشركة مثلنا بسيليكون فالي لكن نعتقد أنها سابقة بتاريخ شركات الفضاء
    Test pilotunun öldüğüne ve senin onu öldürmek için sebebin olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles نظن أن طياركم الإختباري قد مات و نظن أنه لديك الدافع لقتله
    Hedefin, Prensin kasası olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles نحن نعتقد بأن مؤتمنات الأمير كانت هي الهدف
    KTA'nın, yani Kadim Teknolojileri Aktivasyonunun sürekli olan tek bir genle olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles نحن نعتقد أن تنشيط تقنيات الإنشنتس سببه وجود جين واحد فعال بصفة دائمة
    Hakim ve mahkemenin atadığı avukatın bize epey karşı olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles نحن نعتقد أن القضاة ومحامي ماركو الذي عيّنته المحكمة يتحيزون ضدّنا.
    Öyleyse işte temalar. Tüm düzenliliklerin altında yatan birleşik bir kuram olduğuna inanıyoruz. TED إذا ها هو الموضوع. نعتقد أن هناك نظرية موحدة تحكم كل النظم.
    Efendim, bu tehdidin gerçek olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles ، سيدى ، مع الإحترام لك . نعتقد أن هذا التهديد حقيقى
    Eğer ikinci bir tetikçi varsa... o halde tanımı itibarıyla bir komplo var demektir... ki sanık Clay Shaw'un da bu işin içinde olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles و إذا كان هناك رامي ثاني إذن حسب التعريف لابد أن تكون مؤامرة التي نعتقد أن المتهم, كلاي شو متورط فيها
    Ama biz silahlı saldırının nedeninin kartel lideri Memo Lucero'yu kaçırmak olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles لكننا نعتقد أن المسلّحون كانوا قادرين للقفز على زعيم الأحتكار * ميمو ليكروا*
    Son 10 yılda finanse ettiğimiz şirketlerin gelişen dünyadaki en iyi medya şirketleri olduğuna inanıyoruz. TED نحن نعتقد أنه في السنوات العشر الأخيرة مَثَّلت الشّركات التي قمنا بتمويلها أَفضل شركات وسائل الإعلام في العالم النامي.
    Bu mesajı gönderme tarzını düşünürsek, örgütün içinde önemli bir yere sahip olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles بإعتبار هذه الوسائل المُرسلة في الرسالة نحن نعتقد أنه لديه تصريح أمني عالي داخل المنظمة
    Bu ve diğer sebeplerden ötürü bu davadaki kaçırılma olayının paravan olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles إذن لذلك ولأسباب أخرى ، نعتقد أنّ الإختطاف في هذه القضيّة عبارة عن تظاهر
    Pazarların bu sihirli kap gibi olduğuna inanıyoruz, sadece bir emre itaat eder: Daha çok para kazanmak. TED نؤمن بأن الأسواق هي هذا الوعاء السحري تمتثل لأمر واحد فقط: جني المزيد من الأموال.
    Yani, evrenin o en gerideki ilk zamanlarında çok basit ve anlaşılabilir olduğuna inanıyoruz. TED لذلك، بالعودة في أوقات مبكرة من الكون، نعتقد أنها كانت بسيطة جداً و قابلة للفهم.
    Bu adamın bir şekilde bilinç kaybıyla ilintili olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles نظن أن لهذا الرجل صلة بفقدان الوعي بطريقة ما
    Hedefin, Prensin kasası olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles نحن نعتقد بأن مؤتمنات الأمير كانت هي الهدف
    Bu senin için bir şok olabilir,... ..ama biz inanıyoruz ki senin büyük büyük büyük büyük büyük büyük büyük dedenin buradan gitmiş olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles لكننا نعتقد ان جدك العظيم العظيم العظيم العظيم العظيم العظيم ربما جاء من هنا
    Enfeksiyonunun bir suikast girişimi olduğuna inanıyoruz ve ikinci bir girişimi engellemenin en iyi yolunun bu olduğunu düşündük. Open Subtitles لدينا ما يدفعنا للاعتقاد ان اصابتها بالعدوى كانت محاولة اغتيال وفكرنا ان هذه افضل وسيلة لمنع اي هجوم ثاني
    Bir soygun planladıklarına ve hedefin yolda olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles نعتقد أنهم لديهم خطة للسرقة والهدف شيء عابر
    Amacının, önemli birine yapılacak suikast ya da terör saldırısı olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles لكن نوعية الأسلحة التي طلبها أكثر خطورة نعتقد بأنه إما إرهابي أو قاتل
    İmalatçısının Ray'in peşinde olduğu imalatçı olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles ونعتقد بأنه هو الطاهي " الذي كان يلاحقه " رايموند
    Gönderdiği e-postanın o video olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles ونظن أن هذا الفيديو هو الملف المرفق بالرسالة الإليكترونية
    Grup sistemi içerisinde başarıyı daim etmenin en iyi yolunun test sonucunda belirlenen grubu seçmek olduğuna inanıyoruz Open Subtitles ونعتقد أن اختيار الفصيلة يتضح من الاختبار وهو أفضل طريقة لضمان النجاح داخل منظومة الفصيلة.
    Silah seçiminden yola çıkarak silahlar konusunda tecrübeli olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles بسبب اختياره لهذا النوع من الاسلحة نظن ان لديه خبرة بالمسدسات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus