Kızınızın hastalığına sebep olduğunu düşündüğümüz tek çevresel etken sizin ona verdikleriniz. | Open Subtitles | المسببات البيئية الوحيدة التي نعتقد أنها سببت حالة إبنتك هي التي حقنتيها داخلها |
Fakat çizginin diğer tarafında, özellikle insan olarak algıladığımız bazı yetenekleri gerektiren işlerimiz var ve bunlar güvenli olduğunu düşündüğümüz işler. | TED | ولكن على الجانب الآخر من هذا الخَّط، لدينا كل الوظائف التي تتطلب بعض القدرة والتي نعتبرها إنسانية خالصة، وهذه هي الوظائف التي نعتقد أنها بمأمن. |
Gizlenme mekanı olduğunu düşündüğümüz bir binaya baskına gidiyoruz. | Open Subtitles | إلى أين تذهبين؟ سنغير على مبنى نظن أنه ملجأ. |
Diaz'le birlikte Douglass Sokak katilleri hakkında bilgisi olduğunu düşündüğümüz biriyle görüşmeye gideceğiz. | Open Subtitles | لنستجوب سجيناً نظن أنه يملك معلومات تخص جريمة قتل شارع دوغلاس |
Yangın hasarlı mobilyalarımız, yangın hasarlı yangın alarmlarımız, erimiş figür oyuncaklarımız, havalandırma olduğunu düşündüğümüz bir şeyimiz, ve ne olduğunu çözmeniz gereken bir sürü kutularımız var. | Open Subtitles | دمى مشاهير ، شيء نظنه كان مبرد هواء وصناديق كثيرة مبهمة |
Gitmeden önce Trubel bu grubun üyesi olduğunu düşündüğümüz birkaç kişiyi teşhis etti. | Open Subtitles | قبل أن تغادر، تمكنت "تروبل" من التعرف على بعضهم. والذين نعتقد بأنهم أفراد من المجموعة. |
Bu çok önemli." diyorum. İlk özette besin, yakıt ve su için küresel çözümler olduğunu düşündüğümüz şeyleri sundum. | TED | لذلك، في الملخص الأول قدمت لكم ما نعتقد أنه حل عالمي للغذاء، و الوقود، و الماء. |
Bizim olduğunu düşündüğümüz anlar bile, sen sadece elde etmek istediğin şey için çalışıyordun. | Open Subtitles | حتى اللحظات التي ظننت أنها ملكنا... أنت تعمل لتحصل على ما تريد |
Yani kültürümüzde tam da çok seksi olduğunu düşündüğümüz davranışlar insanları bizzat yorgun, letarjik, depresif ve iktidarsız bırakanlardır ve bu hiç de eğlenceli değildir. | TED | لذا, تلك السلوكيات الخاصة التي نعتقد أنها تجعلنا مثيرين في حضارتنا ومجتمعنا هي نفسها التي تترك الناس يشعرون بالتعب, والخمول, والإكتئاب, والعجز الجنسي, وهذا ليس جيداً البته. |
Fakat bu grafiğe dikkat ederseniz oldukça benzer olduğunu düşündüğümüz ülkelerin çok farklı davranışlar sergilediğini görebilirsiniz. | TED | لكن إن رأيتم هذا الرسم البياني يمكنكم رؤية أن البلدان التي نعتقد أنها متشابهة جداً في الواقع تعرض سلوكاً مختلفاً للغاية. |
Bir: Şu 20. yüzyıl ödülleri, iş dünyasının doğal bir parçası olduğunu düşündüğümüz motive ediciler, işe yarıyor ama şaşırtıcı derecede az alanda. | TED | واحد: مكافآت القرن العشرين، تلك المحفزات التي نعتقد أنها جزء طبيعي من العمل، تنجح، لكنها بكل غرابة تنتج في إطار ضيق جداً من الظروف. |
apaçık ortada olduğunu düşündüğümüz şeyleri yeniden gözden geçirmemizi gerektirir. | TED | الأمور التي نعتقد أنها واضحة. |
Takımım, Çin destroyerinde olduğunu düşündüğümüz bir cihaz için dalışa gitti. | Open Subtitles | فريقي ذهب غوصًا في البحث عن غرض نظن أنه على متن السفينة الحربية الصينية |
Sahip olduğumuz ile sahip olduğumuzu düşündüğümüz arasında bilgi boşluğu var demek. Ama en az bir o kadar boşluk da neyin doğru olduğunu düşündüğümüz ve neye sahip olduğumuzu düşündüğümüz arasında var. | TED | هذا يعني أن لدينا فجوة معرفية بين ما لدينا وما نظن أنه لدينا، ولكن لدينا فجوة على الأقل بنفس الحجم بين ما نظنه عادلًا وما نظن أنه لدينا. |
Ne olduğunu düşündüğümüz önemli değil | Open Subtitles | ليس مهمًا ما نظن أنه حدث |
Aklını kaybetmek üzere olduğunu düşündüğümüz adam aslında olağanüstü çığır açıcı bir buluş yapmış. | Open Subtitles | ما كنا نظنه كان رجلاً على حافة العقلانية، كان فعلاً رجلاً على شفا... انفراجه تطويرية غير عادية |
Ama bizim olduğunu düşündüğümüz bir frekanstaki yayındı. | Open Subtitles | نعتقد بأنهم منا |
Buna kalbimizi ve ruhumuzu verdik, gecelerimizi, hafta sonlarımızı kullanıp bir sürü analiz yaptık ve iyi olduğunu düşündüğümüz bir strateji oluşturduk. | TED | نضع قلوبنا وأرواحنا عليه، وننجز الكثير من التحاليل في ليالينا وعطلنا ونضع كل ما نعتقد أنه استراتيجية جيدة. |
Bizim olduğunu düşündüğümüz anlar bile, sen sadece elde etmek istediğin şey için çalışıyordun. | Open Subtitles | حتى اللحظات التي ظننت أنها ملكنا... |