| Hayır, gerçekten, sizin bu işlerde gerçek bir sihirbaz olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | لا , حقيقة ,لقد قال انك ساحر فعلا , انت تعلم |
| Üzgünüm rahatsız ettim ama bayan sizin hala uyanık olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | آسف على أزعاجك، السيدة قالت أنك لازلت مستيقظاً. |
| Bay Blakeney Nil'de Amiral Nelson'la olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | عفواً و لكن مستر بلانكلى قال أنك كنت فى الخدمة مع لورد نيلسون فى النيل |
| Biliyor musunuz, ev sahibi kadın bize üst kattaki hanımla ve onun üstündeki beyle dost olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | مالكة العقار تقول أنك صديق للسيد والسيدة في الطابق العلوي |
| Bu seferberlik desteği için, bir devlet bakanı sizin... deli fişek olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | الوزير في الوظن يقول أنكِ حال ميؤوس منكِ بتدعيمك لهذه الحملة |
| Eileen, gazeteci olduğunuzu söyledi Bay Clark. | Open Subtitles | "إيلين" أخبرتني أنك صحفي يا سيد "كلارك" |
| Oğlumuz Nathan, sizin çok iyi olduğunuzu söyledi ve umuyordum ki Tom ve ben daha sağlıklı bir boşanma için uğraşabiliriz. | Open Subtitles | أبننا ناثان قال بأنك رائع وكنت آمل أنه توم وأنا يمكننا العمل نحو طلاق أكثر صحة |
| - Bir doğulu olduğunuzu söyledi - Türkiye'de buluştuğunuzu söyledi | Open Subtitles | اوم ,قال انك من الشرق ولكنه ذكر انه قابلك فى تركيا |
| Yani, doktor iyi olduğunuzu söyledi. Sen ve bebek yani? | Open Subtitles | إذاً الطبيب قال انك بخير , انتِ والطفل ؟ |
| İkinizin iyi arkadaş olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنك و هو كنتما في الواقع مقربين جداً |
| Ve bana Çin'den dönüş yolunda olduğunuzu söyledi? | Open Subtitles | نعم. لقد قالت أنك في رحلة عائدة من الصين؟ |
| Bay Blakeney Nil'de Amiral Nelson'la olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | عفواً و لكن مستر بلانكلى قال أنك كنت فى الخدمة مع لورد نيلسون فى النيل |
| Rüzgâr gibi ara. Affedersiniz. Otel kâtibi sizin alfa bağlantısı olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | معذرة، موظف الفندق قال أنك كنت المشاهد الأول |
| Çok iyi birisi olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | إنها تقول أنك شخص جيد |
| Bayan Button, müdürünüz, Darcy ile yakın olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | أنسة (باتون) , مكتبها الرئيسي يقول أنكِ صديقتها المفضلة |
| Hem onu hem de Raymond'ı tanıyan tek kişinin siz olduğunuzu söyledi, ve ikisi de bir tek size güveniyorlar. | Open Subtitles | أخبرتني أنك الشخص الوحيد الذي يعرفها هي و (ريموند) ، الشخص الوحيد الذي يثقوا به |
| Dr. Cox buradaki en iyi cerrah olduğunuzu söyledi, sorun yok. | Open Subtitles | د. (كوكس) قال بأنك الجرّاح الأفضل هنا لذا لا مانع لدي |
| Öyle mi? Evet. Kolejde, oda arkadaşı olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | بلى، قال أنكما كنتما رفيقان في السكن في الجامعة |
| Kapıcınız beşinci katta olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | الحاجب قال أنكِ ستكونين في الطابق الخامس |
| İyi bir adam olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | قال إنك رجل صالح... |
| Onun için çok özel bir baba olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّك كنت أبّاً مميزاً بالنسبة لها. |
| Annem, sizin eskiden Bay Graves'in sekreteri filan olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | ماما قالت انك كنت سكرتيرة السيد جريفز او ماشابه |
| Ülkedeki en kuvvetli Mafya ailesinin başı olduğunuzu söyledi. - Öyle mi? | Open Subtitles | و قد شهد أنك رئيس واحدة من أقوى عائلات المافيا فى البلاد |
| Kuşlar bana onunla bir süredir arkadaş olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | عصفور صغير أخبرني أنكِ وهي صديقتان منذ فترة. |
| Evet. Norman sizin bekar olduğunuzu söyledi, ben de öyleyim. | Open Subtitles | حسنا , نورمان اخبرني انك لست متزوجة , مثلي تماما |