| Burada olmamızın sebebi bu ancak ilk önce bir oda yapmalıyız. | Open Subtitles | وهذا هو سبب وجودنا هنا، ولكن يجب علينا أولا إفساح المجال. |
| Pekala, burada olmamızın sebebi yarışmacılardan bir tanesi, | Open Subtitles | حسناً، سبب وجودنا هنا أنّ إحدى المتسابقات |
| Burada olmamızın sebebi eski yöntemlerin işe yaramaması. | Open Subtitles | سبب وجودنا كلنا هنا أن الطرق القديمة قد خيبت أملنا |
| Doktor olmamızın sebebi insanlara yardım etmeyi istiyor olmamız. | Open Subtitles | سبب كوننا أطباء لوجود رغبة غريزية لمساعدة الناس |
| Şu an kavgalı olmamızın sebebi benim. Ve.. Ve benim için yaptıklarına hiç teşekkür etmiyordum, bu yüzden teşekkür ederim. | Open Subtitles | أنا سبب كوننا على شجارٍ الآن، ولن أوفّيكَ شكراً على كلّ ما فعلته لي، لذا شكراً لكَ. |
| Sanırım dönüşemiyor olmamızın sebebi benim. | Open Subtitles | أظنني السبب وراء عجزنا عن التحول |
| Gücümün yetmediği bir şeyi. Ama bu uzun zaman önceydi ve burada olmamızın sebebi bu değil. | Open Subtitles | شئ لا استطيع تحمله ، ولكن هذا كان منذ فترة طويلة ، وهذا ليس سبب وجودنا هنا |
| Burada olmamızın sebebi Saylonlar değil miydi zaten? | Open Subtitles | أليس السيلونز سبب وجودنا هنا أساساً ؟ |
| Evet, ama dışarıda olmamızın sebebi bu değil. | Open Subtitles | نعم، ولكن هذا ليس سبب وجودنا هنا |
| Pekâlâ, Arlo, burada olmamızın sebebi şöyle babamın bazı işlerinden Johnny'nin bile haberi yoktu bizler rüştümüzü kazanmadan önce Bo'nun vazgeçmek zorunda kaldığı şeyler... | Open Subtitles | حسناَ " آرلو " سبب وجودنا هنا هنالك أطراف من عمل والدي حتى " جوني " هنا لم يكن مطلعاَ عليها أشياء ربما كان " بو " يتخلى عنها قبل أن نصل للسن |
| Bugün burada olmamızın sebebi hayatımımın sorgulanması değildir. | Open Subtitles | لكن حياتى ليست سبب وجودنا هنا |
| Burada olmamızın sebebi bu. | Open Subtitles | هذا سبب وجودنا هنا. |
| Ama burada olmamızın sebebi o değil. | Open Subtitles | ولكن ليس سبب وجودنا هنا |
| Burada olmamızın sebebi de bu olay zaten. | Open Subtitles | وهذا هو سبب وجودنا هنا |
| Burada olmamızın sebebi Griff. | Open Subtitles | إنه سبب وجودنا هنا |
| Burda olmamızın sebebi o. Bizi buraya kadar o getirdi. | Open Subtitles | -هو سبب وجودنا هنا |
| Burada olmamızın sebebi kendisi, Bay Budge. | Open Subtitles | حسناً، ذلك هو سبب وجودنا هنا .(يا سيد (بادج لقد سمعت أن شخصاً ما قد ...شق حنجرته |
| Burada olmamızın sebebi. | Open Subtitles | سبب وجودنا هنا |
| Ve eğer ifadeni alırsa, kağıttan evler gibi dökülürsün çünkü duygularınla hareket ediyorsun ve şu an bu durumda olmamızın sebebi de bu. | Open Subtitles | وإن فعل ذلك ستسقط كبيت من ورق لأنك شخص تحكمه عواطفه وهذا سبب كوننا في هذه الحالة |
| Sanırım dönüşemiyor olmamızın sebebi benim. | Open Subtitles | أظنني السبب وراء عجزنا عن التحول |