"ona inanıyorum" - Traduction Turc en Arabe

• أصدقه
• أصدقها
• صدقته
• أصدّقها
• أصدّقه
• ثقة به
• اصدقه
• أنا أؤمن به
• أثق فيها
• انا اصدقها

- Biliyorsunuz, o yaparım dedi ve ben ona inanıyorum.
لأنه قال أن بإمكانه أن يفعل ذلك بي ، وأنا أصدقه

Arabanızın yakınlarında olmadığını söyledi, ve ona inanıyorum.
لقد أخبرني أنه لم يقترب من سيارتك وأنا أصدقه

Konuşmaktansa ölü biri olmayı tercih edeceğimi söyledi ve ona inanıyorum.
يقول أنه يفضّل الموت عن الكلام وأنا أصدقه

Senin bir pislik olduğunu söylüyor. ona inanıyorum, ama seni de seviyorum.
،إنها تقول أنك كذاب، وبصراحة أنا أصدقها وأحبك أيضاً

Hayır, o yalnızca sattığını söyledi, ben de ona inanıyorum.
لا، لقد أخبرني بأنه يبيعهم فقط و لقد صدقته

Ortağının dediğine göre Huff'ın aile ile ilgisi yokmuş. ona inanıyorum.
قالت شريكته أنّ لا علاقة له مع العائلة وأنا أصدّقها.

Evli olmadığını söylüyor. Bir değeri var mı bilmem ama ona inanıyorum.
إنه يقول بأنه غير متزوج ، وبرغم أن رأيي غير مهم ، ولكني أصدّقه

Evet. Ne gördüğünü biliyor ve ona inanıyorum. Ve dinle.
أجل و لكنه يعرف ما قد رآه و أنا أصدقه و اسمع دخلت إلى تلك الشقة

Bir buçuk yıl önce David Palmer bana böyle demişti. Ve ona inanıyorum.
و هذا ما أخبرنى به الرئيس بالمر قبل عام و نصف و أنا أصدقه

Hayır, ona inanıyorum. Beslenmeden kodlamayı bitiremez.
لا ، أنا أصدقه لا يمكنه الانتهاء من التكويد دون غذاء

Ama oraya nasıl girdiğini bilmediğini söylüyorsa, ona inanıyorum.
الى تلك الغرفة ، فأنا أصدقه ربما شخصا ما وضعه هناك

Bunları birini korumak için sakladığını söylemişti. Kim olduğunu bilmemekle beraber ona inanıyorum.
قال أنه احتفظ بهذه لحماية شخص ما، لا أعرف من، لكنّي أصدقه

Kapıyı kapat, Mike. - Boktan herifin teki ama ona inanıyorum.
" أغلق الباب " مايك هذا الرجل تافه جداَ لكنني أصدقه

Seninle olmak istemediğini söylemiş, ben de ona inanıyorum.
قالت أنها لم تعد تريد البقاء معك و أنا أصدقها

Annesi kalbinde, onun böyle bir şey yapmayacağını biliyor. Ve ben de ona inanıyorum.
كانت تعلم من قبلها انه لم يفعل أنا أصدقها

ve bunu kiliseden hırsızlık yaptığının ilk sefer olmadığını anlattığında ona inanıyorum
و أنا أصدقها عندما قالت أن هذه ليست أول مرة تسرق من الكنيسة

Molly'nin nerede olduğu hakkında bir fikri olmadığını söyledi ve ben ona inanıyorum.
قد قال أنّه لا يعلم بمكان (مولي)، و أنا قدّ صدقته.

Aslında ona inanıyorum.
في الحقيقة، بدأت أصدّقها

- Tony. - ona inanıyorum. Ve sadece Benjy de değil.
إنني أصدّقه ولا يتعلق الأمر بـ(بانجي) فقط

Ben, ona inanıyorum.
اقول ، كن لديك ثقة به

Charles'la konuştum ve bu söylentileri kendisinin sızdırmadığını söyledi ve ona inanıyorum.
تحدثت مع تشارلز و هو لم سضع تلك القصص و انا اصدقه

Bu adamı tanıyorum. ona inanıyorum.
أنا أعرف هذا الرجل أنا أؤمن به

Genç ama ona inanıyorum.
-حسنا.. إنها صغيرة السن .. لكني أثق فيها

Eğer bir şeyler gördüğünü söylüyorsa, ben ona inanıyorum.
اذا هي قالت انها رأت شيئاً انا اصدقها.