Pekâlâ, düşüncem şu. onlarda gül var, güllerde de polen. | Open Subtitles | إليك ما افكر به, لديهم الأزهار و الأزهار لديها القوة |
İhtiyacımız olan şey onlarda olabilir. Orası 200 mil uzaklıkta. | Open Subtitles | . ربما لديهم مانحتاجه هذا سيسغرق قيادة لمسافة 200 ميل |
Bunların ne anlama geldiğini bilmiyorum. Ama cevapların onlarda olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أعلم حتى ما يعنيه هذا، لكنّي أعلم أنّ لديهم الأجوبة. |
Ezilen kişiye gülmeyi öğrenerek büyüdük, çünkü aslında onlarda kendimizi gördük. | TED | تربينا وتعلمنا بأن نشجع وندعم ضحايا الظلم والإضطهاد لأننا نرى أنفسنا فيهم. |
Müzik setini götürdüğün yere götürme. Bir haftadır onlarda. | Open Subtitles | لا تأخذيه حيثما أخذتي جهاز التسجيل فلايزال عندهم منذ أسبوع |
Bunların ne anlama geldiğini bilmiyorum. Ama cevapların onlarda olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أعلم حتى ما يعنيه هذا، لكنّي أعلم أنّ لديهم الأجوبة. |
onlarda ise elmalı şeker ayıcıkları vardı sen de şeker salatası yapmıştın. | Open Subtitles | وكل ما لديهم كان دببة حلوى على شكل تفاح وصنعت سلطة حلوى |
onlarda artmış enfeksiyon riski ve kanser riski vardır. | TED | لديهم زيادة خطر العدوى ، وزيادة خطر الأمراض الخبيثة. |
onlarda olan mikrofinans. | TED | كل ما لديهم هي تمويلات المشاريع الصغرى، |
Uzayan kasların pek çoğu onlarda yok, bunlar ağırlık kaldırabilen kaslar; onlar retraktör kaslarına güveniyor, kendilerini çekmek için. | TED | ليس لديهم الكثير من العضلات الباسطة التى تتحمل الوزن بدلًا من ذلك يعتمدون على العضلات الكامشات لرفع أنفسهم. |
onlarda hepsinden var, elektrik, ışık, daha neler neler. | Open Subtitles | لديهم القطعة القوّة، الإضاءة، سمها ما شئت |
onlarda sadece bıçak vardı. Onları polise teslim edebilirdin. | Open Subtitles | كان لديهم سكين فقط كان يمكنك اخذه و تسلمهم الى الشرطة |
Büyük mağazayı ara. onlarda bir sürü platform var. | Open Subtitles | إتصلي بالمكتب الذي ينظم الاستعراضات لديهم أطواف كثيرة |
Yanılıyorsun, Juventus çok daha iyi, onlarda Schillaci var. | Open Subtitles | أنت مخطأ، يوفنتوس أفضل بكثير ، لديهم سكيلاتشي |
onlarda metrik sistem var. Çeyreklik ne demek bilemezler. | Open Subtitles | لديهم النظام المتري ولا يعرفون اصلا معني الكوارتير باوندر |
Yani sorun onlarda. Sen onlara ulaşmaya çalışıyorsun ama onlar bağlanmıyor. | Open Subtitles | إذا , العيب فيهم , أنتِ تحاولي التوصل إليهم وأنهم لا يصلوا إليكِ |
Antik karbon parçacıkları, ve onlarda sıradışı bir şey vardı. | Open Subtitles | كانت عبارة عن كتل من الكاربون القديم وكان هناك شيئ غير عادي فيهم |
O an, cesareti kendinde bulamadığında onlarda bulacaksın. | Open Subtitles | في تلك اللحظة حينما لا تجدها في داخلك ستجدها فيهم |
onlarda o gece ordaydı Birincisi onların... halen uçağın düşme sebebini anlayamadıklarını biliyorsun. | Open Subtitles | لقد كانوا هناك بالأمس و هذا يعنى أولا، ليس عندهم فكرة عن سبب تحطم الطائرة |
Ben de sizlere bu önemli anda en çok etkilendiğim kesişme ile ilgili konuşacağım, ki onlarda eğlence ve robotik. | TED | لذلك أود أن أحدثكم هذه الليلة حول تقاطع أجد جُل حماستي وشغفي منصب بهما هذه اللحظة ، وهما الترفيه والروبوتات. |
Eğer onlara karşı açık olursam, onlarda bana karşı açık olur. Evet. | Open Subtitles | إن كنت منفتحاً معهما سيقومان بالمثل |
Üç milyonum onlarda şimdi. | Open Subtitles | إنهما الآن يملكان 3 ملايين دولار خاصة بي. |
Dinle, bu herifler, üç milyon onlarda. | Open Subtitles | إسمع، هذان الرجلان، إن الملايين الثلاثة بحوزتهما. |
Dedim ki, " Hangisine yatırım yapmak istiyorsunuz, Apple II'ye mi Mac'e mi?" onlarda Apple II dediler. | Open Subtitles | لقد قلت : "هل تريد أن تستثمر في "أبل 2" أم (ماك)؟" إنهم أختاروا "أبل 2". |
Hatta, yemeğin kontrolü onlarda. | Open Subtitles | هم بالحقيقة يريدون ان يتحكمون بكل الاطعمة |
Muhtemelen Amber ya da Perry ile birlikte. Yani sıra onlarda. | Open Subtitles | لا أعرف تبدو و كأنها هي أعتقد أنها ذاهبة إليك |
Hançerin onlarda olduğunu söyle tamam mı? | Open Subtitles | -أخبرهم أنّهما حصلا على الخنجر، اتّفقنا؟ |