| Token biraz utandı, ben de buraya onun adına geldim diyebiliriz, yani... | Open Subtitles | حسناً، توكين خجول جداً لذا، أنا هنا بالنيابة عنه من أجل.. تعلمون |
| Ancak eğer istersen onun adına sen konuşabilirsin. | Open Subtitles | ومع ذلك يمكن أن تتحدث بالنيابة عنه أن شئت |
| Lawrence gitmeden önce onun adına seninle konuşmamı rica etti. | Open Subtitles | لورانس سَألَني للكَلام معك نيابة عنه قَبْلَ أَنْ تَركتُ. |
| - onun adına seviniyorum, Charlotte. - Ondan çok hoşlanmışa benziyor. | Open Subtitles | ـ أنا سعيدة للغاية من أجلها ياشارلوت ـ تبدو سعيدة به |
| Bakın bayan, mülk onun adına kiralanmış. | Open Subtitles | انظري.. انظري يا سيدتي،أوراق الملكية مسجلة باسمه |
| İsa benim kurtarıcım, onun adına ait olduğun cehennem çukuruna dönmeni emrediyorum. | Open Subtitles | المسيح هو مثنقذى و بإسمه أُعيدك إلى حُفرة الجحيم التى تنتمى إليها |
| Baban burada değil. Ben onun adına konuşurum. | Open Subtitles | والدكم ليس متواجداً, سأتحدث بالنيابة عنه |
| - İnanıyorum ki, O'Neill onaylardı. onun adına o seçimi yapamayız. | Open Subtitles | نحن لانستطيع إتخاذ هذا القرار بالنيابة عنه ألا يمكنك إستخراج فقط المعلومات القديمة للكمبيوتر |
| Ajan Hotchner onun adına teşekkür etmemi istedi. | Open Subtitles | العميل هوتشنر ارادني ان اقول شكرا لك بالنيابة عنه |
| Senin onun adına iddia ettiğin adamaya kanıt olarak Anubis ne öneriyor? | Open Subtitles | ما الذي سيعرضه أنوبيس كدليل على أنك نيابة عنه هنا؟ |
| onun adına ejderha öldürecek kadar güveniyorum Lord Hagen. | Open Subtitles | أئتمنه بما يكفي لأقتل تنيناً نيابة عنه لورد هيغين |
| Kral'ın rahatsızlığı olduğu sürece, kimsenin onun adına karar verme yetkisi yok. | Open Subtitles | بينما الملك متوعك لا أحد يملك سلطة لاتخاذ القرارات نيابة عنه |
| onun adına evini sattım. Ona para kazandırdım. | Open Subtitles | لقد بعت المنزل من أجلها وكونت لها ثروتها |
| onun adına sevindin, öyle mi? | Open Subtitles | ليس أنني لست سعيدة من أجلها أنا سعيدة لها |
| Okuldaki beyaz saçlı hamile bayanı düşününce onun adına üzüldüm. | Open Subtitles | تعلمي , أنا أفكّر بالفتاة الحامل صاحبة الشّعرِ الرمادي من المدرسة و أنا أشعر بالسّوءِ من أجلها. |
| Biliyorum, kart onun adına. | Open Subtitles | أعلم أنّ البطاقة باسمه ولكنني أريد تفحصّ التكاليف فقط |
| Bir tek gerçek Tanrı olduğu müddetçe onun adına öldürülen insanlar da olmuştur. | Open Subtitles | .. طالما هناك إله حقيقي واحد .. سيكون هناك من يقتل بإسمه |
| Biri onun adına yapmış ve sen buraya gelmeden bir süre önce olmuş. | Open Subtitles | شخصآ نيابة عنها قام بذلك. وكان هذا منذ فترة,من قبل أن تأتي هنا. |
| Sana anlatacak zamanı olmadı, şimdi onun adına da konuşuyorum. | Open Subtitles | هو لم يكن لديه الوقت ليخبرك لذا أن سأتكلم من أجله |
| onun adına kötü olmuş. | Open Subtitles | كلما كان ذلك أسوأ بالنسبة لها هذه ليست مشكلتي |
| Ve bu kız ona kendisini daha iyi, daha genç hissettirecekse, onun adına sevinirim, tamam mı? | Open Subtitles | وإذا كانت هذه الفتاة هي ما يحتاج إليه ليشعر على نحو أفضل عن نفسه، ليشعر الأصغر سنا، أقول جيدة بالنسبة له. |
| Oda onun adına değil ve kredi kartı da onun değil. | Open Subtitles | ولكن الكبائن لا تحمل اسمه وهو غير موجود على بطاقات الائتمان |
| Şimdi de onun adına seni masum insanları öldürmeye zorluyor. | Open Subtitles | يقنعك بأن تقتل أناس أبرياء بإسمها أنا أعلم ماذا أفعل |
| Fakat evi onun adına kaydedemedim çünkü boşanma işlemleri daha tamamlanmamıştı. | Open Subtitles | لكني لم أستطع أن أكتبه باسمها لإن الطلاق لم يتم في ذالك الوقت |
| bu işkenceyi onun adına ben çekeceğim. | Open Subtitles | إنه في العمل وأنا أقبل بأن أتحمّل هذه المذلّة بدلاً عنه |
| Kızıma terbiye verememişim. onun adına özür dilerim. | Open Subtitles | لقد فشلت في ضبطها انا اعتذر بالنيابة عنها |
| O yakışıklı, güçlü ve zengin. onun adına mutlu olmalıyız. | Open Subtitles | إنه غني، مستقر، و وسيم، يجب أن نكون سعداء لأجلها |