İstisna olduğum için onur duydum, Bayan Pierce. | Open Subtitles | حسناً,يشرفني انك قمت بأستثناء من أجلي ياسيده بيرس. |
Leela, onur duydum ama kendi güvenliğin için hiç kimseye güvenmemelisin, bana bile. | Open Subtitles | هذا يشرفني يا ليلا لكن من أجل سلامتك لا يجب أن تثقي بأي شخص و لا حتى أنا |
Sizi tekrar görmekten onur duydum efendim. | Open Subtitles | لي الشرف ان اراك ثانيةً يا سيدي |
Bu gece burada birçok misafir ağırlama şerefine nail olduğum için onur duydum. | Open Subtitles | لقد تشرفت حقا الليلة بلقاء العديد من الضيوف |
Evlilik teklifinizden onur duydum ve üzerinde çok düşündüm. | Open Subtitles | أنا أشعر بالإطراء حيال عرضك ولقد فكرت في الأمر كثيرًا |
Bay Shue, büyük onur duydum ama Barbra, Yentl'da kendini yönettiğinde... | Open Subtitles | سيد شو ، أنا أتشرف بذلك ولكن باربرا كانت بعمر 40 |
onur duydum. Bir şeyler bulabileceğimize eminim. | Open Subtitles | هذا شرف كبير لي متأكدة من أننا سنجد حلاً |
onur duydum, efendim, ve sizinle tanışmak bir şeref, Bay Poirot, gerçi sizi burada ilgilendirecek pek fazla bir şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | انه لشرف لنا يا سيدى وهو شرف ايضا ان اقابلك سيد بوارو رغم اننى لا اجد الكثير مما قد يثير اهتمامك هنا |
JE: Seninle tanışmak büyük bir ayrıcalık, onur duydum. | TED | خوان: حسناً، كان شرف لي أن ألتقي بك. |
Bana ulaşmalarından onur duydum ve başıma ne gelirse gelsin onların güvenine ihanet etmeyeceğim. | Open Subtitles | يشرفني أنهم وصلوا إلي وسوف أحترم ثقتهم مهما حدث لي |
Bundan onur duydum ama öncesinde sizinle küçük bir meseleyi görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | يشرفني هذا,لكن أريد مناقشة أمر صغير معكِ. |
İkinci bir görüşme için beni tekrar çağırmanızdan onur duydum. | Open Subtitles | يشرفني ذلك كنت أحضر لي العودة لمقابلة ثانية. |
Marshall Üniversitesi'nin yeni baş futbol koçu olmaktan onur duydum. | Open Subtitles | لي الشرف أن أكون رئيس الجهاز التدريبي لفريق جامعة (مارشال) |
Sizinle tanışmak çok güzeldi. onur duydum. | Open Subtitles | كان من الرائع مقابلتك لقد حاز لي الشرف |
Beni çağırdığınız ve benim saha uzmanlığıma güvendiğiniz için onur duydum efendim. | Open Subtitles | لقد تشرفت سيدي بأنك طلبتي و وثقت بي في مجال اختصاصي |
Vay canına! onur duydum... | Open Subtitles | على أولويات واضحة كعميل أشعر بالإطراء |
Bu yüzden bu kampanyanın bizi yılın en iyi yeni ajansı yapmasından çok onur duydum. | Open Subtitles | لذا أنا أتشرف أن هذه الحملة أعطتنا أفضل وكالة جديدة لهذه السنة |
onur duydum, Sayın Başkan, ama kariyerimin henüz başındayım. | Open Subtitles | هذا شرف كبير يا سيدي الرئيس لكن في هذه المرحلة من حياتي المهنية |
Burada durmamız çok iyi oldu. Seninle çalışmaktan onur duydum. | Open Subtitles | الشيئ الجيد نحن نقف هنا انه لشرف بالعمل معك |
onur duydum, General Hakuro. | Open Subtitles | هذا شرف لي , ايها الجنيرال هاكورو |
Simon, bilmeni isterim ki seninle çalışmış olmaktan büyük bir onur duydum. | Open Subtitles | لقد كان شرفاً كبيراً بأن أعمل لأجلك وفي المستقبل , كل مرة |
onur duydum. | Open Subtitles | أنا ليَ الشرف |
onur duydum. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} يشرّفني ذلك. |
İkiniz ile de tanışmaktan onur duydum, efendim. | Open Subtitles | ويشرفني التعرف بكما معاً. |
Tüm bu yıllar boyunca ailenize hizmet etmekten onur duydum. | Open Subtitles | لقدكان من الشرف لي أن أخدم أسرتك, طوال هذه السنين. |
onur duydum, ama ben zaten bir kraliçeyim. | Open Subtitles | هذا يشرفنى و لكننى ملكة بالفعل |
- onur duydum! | Open Subtitles | -يا له من فخر |