"orada oturup" - Traduction Turc en Arabe

    • تجلس هناك
        
    • الجلوس هناك
        
    • يجلس هناك
        
    • جلست هناك
        
    • تجلس هنا
        
    • أجلس هناك
        
    • تجلسي هنا
        
    • جالساً هناك
        
    • جالس هناك
        
    • جالسا هنا
        
    • جلستُ هناك
        
    • تجلسي هكذا
        
    • ستجلس هكذا
        
    • ستجلس هنا
        
    • الذي جلسنا
        
    Bayan Hudson'un bahar temizliği emri ile sıcak ve rahat 221B'den ayrılmaya zorlandığın için orada oturup sinirden köpürüyorsun. Open Subtitles انت تجلس هناك وانت ثائر بالحنق لأنك أُجبرت على ترك الراحة والدفء فى شارع 22 بالأمر
    Eğer orada oturup bütün eğlenceyi kaçırmak istiyorsan... Open Subtitles حسنا ، لو كنت تريد أن تجلس هناك و تفقد كل تلك المتعة
    - Genç bayan, orada oturup bana ilk torunumun "piç" olacağını söyleme. Open Subtitles سيدة شابة، لا يمكنك الجلوس هناك وتقول لي أول حفيد بلدي هو ستعمل يكون لقيط.
    Tek yapman gereken orada oturup gizemli görünmek. Open Subtitles كلّ ما عليك هو الجلوس هناك وتبدو غامضاً.
    - Hiç kaçırmaz. orada oturup beyaz İsa'ya dua edip duruyor. Open Subtitles بكل إيمان , يجلس هناك ويصلي إلى السيد الأبيض
    En az yarım saat, orada oturup, kendime baktım. Open Subtitles جلست هناك أحدق في نفسي وحسب، لما لا يقل عن نصف ساعة.
    orada oturup diyor ki: "Bütün bu olup biteni ezberlemem lazım; "bulunduğum yerler, gördüğüm insanlar, duyduğum şeyler..." vesaire. TED إنها تجلس هنا و تقول: سوف أخزن كل ما يحدث, أين كنت, الأشخاص الذين رأيتهم, الأشياء التي سمعتها, و غير ذلك.
    orada oturup saçmalıklarını dinlerken bunun zaman kaybı olduğunu düşünüyordum. Open Subtitles أني أجلس هناك وأستمع للترهات معتقدٌ أن الأمر مضيَعةٌ للوقت
    orada oturup hayatımı suçluyorsun, durumunla ilgili sorumluluğunu bir kere bile olsun kabullenmiyorsun. Open Subtitles تجلس هناك وتلوم الدنيا لبيعها لك يد كريهه ولا مره تحملت المسؤوليه مهما كانت حالتك
    Oyunun gayesi sen orada oturup, bize bahçe temizletmek mi? Open Subtitles لم علينا أن نجمع الأوراق من مرجتك بينما أنت تجلس هناك فقط
    Bütün gün orada oturup, arkadaşının onu ziyaret etmesini bekliyor. Open Subtitles تجلس هناك طوال اليوم في إنتظار صديقها ليأتي لزيارتها
    Nasıl olur da orada oturup o yaratıkların kıçkarını yalarsın? Open Subtitles كيف يمكنك الجلوس هناك و تتملق هؤلاء المخلوقات الفضائية
    orada oturup karına buna yapan adama bakıyor olmayı hayal edebiliyor musun? Open Subtitles أتحتمل الجلوس هناك وتنظر إلى الشخص الذي فعل ذلك بزوجتك؟
    Baban orada oturup sadece onları seyrediyor. Artık buraya gelmiyor. Open Subtitles والدك فقط يجلس هناك يطلق نظره إليها إنه لا يأتي هنا أبدا
    Sürekli orada oturup Gameboy'u ile oynar ve yamyamları hayal eder. Open Subtitles يجلس هناك يوما بعد يوم ويلعب بجيم بوي ويستغرق في أحلام اليقضة عن آكلي لحوم البشر
    Günlerce orada oturup, hayata geri dönmeni bekledim. Open Subtitles جلست هناك يوماً تلو الآخر، أتسائل إن كنت ستعيش
    Şimdi orada oturup, sesini kesmeni istiyorum. Open Subtitles أريدكِ أن تجلسي هنا و تبقين فمكِ مغلقاً إلى الأبد، إتفقنا؟
    Şuna bir bak, orada oturup sanki bunu hiç yapmıyormuş gibi davranıyor. Open Subtitles انظر إليه جالساً هناك وكأنهم لا يقومون بهذا الهراء كلّ يوم
    Zavallı polis. Bütün gün orada oturup geçen mikropları izliyor. Open Subtitles شرطي مسكين, جالس هناك فقط, يراقب المجرمين يدخلون ويخرجون.
    Eğer orada oturup bir saat meditasyon yapmak sana keyif veriyorsa, yap... yap elbet... eğer salamlı sandviçten zevk alıyorsanız yiyin. Open Subtitles وإذا ، يا ولد ، إذا واجهت فقط الفرح جالسا هنا وتتأمل لمدة ساعة ، استحلفك ,افعلها. إذا واجهت الفرح بتناول شطيرة سلامى ، افعلها.
    Düşündüm ki orada oturup senmiş gibi davranırsam, sorumluluklarının yükünü hissedersem yaptıklarını neden yaptığını belki anlarım diye düşündüm. Open Subtitles ظننت أني ربما لو جلستُ هناك وأتظاهر أن أكون أنت سأشعر بثقل مسؤولياتك وربما أفهم سبب فعلك ما تفعله
    - orada oturup durma! Open Subtitles لا تجلسي هكذا -
    - orada oturup hiçbir şey yapmayacak mısın? Open Subtitles -هل ستجلس هكذا ولا تفعل شيئاً ؟
    Ve siz de orada oturup bizi yoketmelerini izleyeceksiniz. Open Subtitles بالرغم من أنك ستجلس هنا وتشاهدهم يدمرونا
    orada oturup çıkardığımız insansı sesleri duyabiliyordum. Hiçbirimiz kımıldamadık. Open Subtitles أستطيع سماع ضجيج الأنسان الذي جلسنا نصنعه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus