İki gün sonra şafakta Karanlık Orman'da olacağım. | Open Subtitles | بعد يومين , سأكون متخفياً في الغابة عند الفجر |
Büyülü Orman'da doğdum ve bir ağacın içindeki bir portalla, bir laneti kırabileyim diye gönderildim. | Open Subtitles | وُلدتُ في الغابة المسحورة و أُرسلتُ عبرَ بوّابة في شجرة لأتمكّن مِنْ إبطال لعنة |
Sanırım Büyülü Orman'da öğrendiklerimi ona anlatmamış olabilirim. | Open Subtitles | لعلّي لمْ أخبرها تماماً بما اكتشفته في الغابة المسحورة |
Büyülü Orman'da aramızda yaşananları hiçkimse bilmemeli. | Open Subtitles | يجب ألّا يعرف أحد بما جرى بيننا في الغابة المسحورة |
Bunu yaparsan söylediğin gibi sonsuza kadar Kızıl Orman'da yaşayabiliriz. | Open Subtitles | افعلها.. وسنستطيع العيش للأبد في الغابة الحمراء كما قُلت. |
Kara Orman'da kızımın yanında kalmaya gidiyorum. | Open Subtitles | سأذهب للعيش مع ابنتي في الغابة السوداء |
Karanlık Orman'da işime yaramaz ki! | Open Subtitles | إنّها عديمة النفع إليّ في الغابة المظلمة، ضائعة! |
Büyülü Orman'da oldukları kesin. | Open Subtitles | إنّهما في الغابة المسحورة هذا مؤكّد. |
Büyülü Orman'da benim için anlam ifade eden hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لمْ يكن لي شيء في الغابة المسحورة |
En son Büyülü Orman'da bulunduğumda yeni doğmuş kızım lanetten kaçabilsin diye onu sihirli bir gardolaba koyabilmek için bir kara şövalyeyle dövüşmüştüm. | Open Subtitles | أثناء تواجدي السابق في الغابة المسحورة بارزتُ فارساً أسود لأضع ابنتي المولودة حديثاً... |
Kizil Orman'da tekrar bulusalim. | Open Subtitles | سوف نلتقي ثانية، في الغابة الحمراء |
Kızıl Orman'da tekrar buluşalım. | Open Subtitles | سنلتقي مجددا في الغابة الحمراء |
Yasak Orman'da 3 uzun ağaç. | Open Subtitles | ثلاثة أشجار طويلة في الغابة المحرمة. |
Monroe ve ben bunu Kara Orman'da bulduk. | Open Subtitles | مونرو ولقد وجدت هذه في الغابة السوداء. |
Kara Orman'da Nick ve ben bir şeyler bulduk. | Open Subtitles | أنا و نيك وجدنا شيئا في الغابة السوداء |
Kırmızı Orman'da huzura ereceksin. | Open Subtitles | ستجدي السلام في الغابة الحمراء |
Karanlık Orman'da beni bekliyor. | Open Subtitles | إنه ينتظرني في الغابة |
Karanlık Orman'da gücüm etkisiz kalır. | Open Subtitles | ليس لي قوى في الغابة المظلمة. |
Biz Büyülü Orman'da değiliz. Burası Var Olmayan Ülke. | Open Subtitles | لسنا في الغابة المسحورة هذه "نفرلاند" |
Bu iyi kalplilik saçmalık, Pamuk. Büyülü Orman'da işe yarayabilir. | Open Subtitles | يبدو هراءً جيّداً (سنو) قد ينفع في الغابة المسحورة |