Hiçliğin ortasındaki bir grup ağacın içinde o koruda böyle sürünmüş. | Open Subtitles | وزحف في الوحل بين مجموعة من الأشجار في منتصف مكان مجهول |
Yeni bir gece kulübü ve tüm kadınlar dans zeminin ortasındaki bir cam odadalar ve tüm erkekler onları izleyip besliyor. | Open Subtitles | إنه نادي ليلي جديد ، و كل النساء داخل غرف زجاج في منتصف حلبة الرقص و كل الرجال يشاهدونهم و يطعمونهم |
Binlerce iplikten oluşan bir suç ağının ortasındaki bir örümcek. | Open Subtitles | عنكبوت في منتصف الشبكة شبكة جنائية ذات الآلاف من الخيوط |
Hayatım boyunca asla çölün ortasındaki bir Eskimo olacağım aklıma gelmemişti bir şeyi, başka bir şeyi onun ıstırabından kurtarmak için öldürmek zorunda olduğunu bilen bir Eskimo. | Open Subtitles | لم أفكر مطلقاً في حياتي أنني سأكون رجل إسكيمو في وسط الصحراء ومعرفة أنني يجب أن أقتل أحداً، أن أخرجه من تعاسته |
Önce bir araba enkazındaydım, Ve bir dakika sonra da Ormanın ortasındaki bir korsan gemisinde miyim yani? | Open Subtitles | في لحظة كنت داخل سيّارة و بعد لحظات أصبحت داخل مركب قراصنة في وسط الأدغال؟ |
O adamın kalbi denizin ortasındaki bir kaya gibi yoksa benden bu kadar bu kadar uzaklaşmazdı. | Open Subtitles | *ذلك الرجل لديه قلب* *مثل حصاة مرمية بالبحر* *أو لم يكن ليتمادى من أجلي* |
Hiçliğin ortasındaki bir grup ağacın içinde o koruda böyle sürünmüş. | Open Subtitles | وزحف في الوحل بين مجموعة من الأشجار في منتصف مكان مجهول |
20'lerinin ortasındaki bir kadına göre iyi para kazanıyormuş. | Open Subtitles | بالنسبة لامرأة في منتصف العشرينات من الواضح أنها تجني مالاً وفيراً |
Bizi tarlanın ortasındaki bir mukavva kutuya yönlendirdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنّه قادنا إلى صندوق في منتصف حقل |
Geçen sene ormanın ortasındaki bir devlet maden ünitesinde silahlı bir koruma ile güvende tutuluyordu. | Open Subtitles | في العام الماضي وضعت في نفق مؤمن في منجم تابع للدولة تحت حراسة من الجيش في منتصف الغابة |
Kulübün ortasındaki bir koltukta çırılçıplak otursaydınız hatırlardım. | Open Subtitles | أترى , كنت لأتذكر أن تكونوا عراة على أريكتك في منتصف النادي |
Sonu Pasifik'in ortasındaki bir adada berber dükkânı almamla sonuçlanan uzun ve sıkıcı bir hikâye. | Open Subtitles | ،يوجد قصة طويلة و مملة هناك واحدة انتهت بي مالكاً لصالون حلاقة على صخرة في منتصف المحيط الهادي |
50'li yaşlarının ortasındaki bir adamı arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن رجل في منتصف خمسينيات |
Drone'ların geminin ortasındaki bir avuç Wraith'e bir şey yapabileceğini zannetmiyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن طلقات الكرسي ستفعل شيء مع هؤلاء الـ"ريث" في منتصف السفينة |
Hayatının ortasındaki bir adam için bunlar büyük sorunlar. | Open Subtitles | هذه مشاكل كبيرة لشخص في منتصف عمره |
Ormanın ortasındaki bir çıkmaz yoldur orası. | Open Subtitles | حسنا ,انها تقع بنهاية مسدودة في وسط الغابة. |
galaksinin ortasındaki bir dış gezegenin yüzeyinde dolanan hayvanımsı insansınız.. | Open Subtitles | أنت حيوان بشريّ، يهرول على سّطح هذا الكوكب في الخارج في وسط المجرة. |
Hiçliğin ortasındaki bir grup ağacın içinde o koruda böyle sürünmüş. | Open Subtitles | ثمّ بدأ بالزحف إلى مكان موحل به مجموعة من الأشجار.. في وسط العدم.. |
Aslında adadan çok, Atlas okyanusunun ortasındaki bir tuz kayası. | Open Subtitles | صخرة ملحية في وسط المحيط الأطلسي |
Pasifik Okyanusu'nun ortasındaki bir adada dünyaya geldik. | Open Subtitles | في جزيرة تقع في وسط المحيط الهادئ |
O adamın kalbi denizin ortasındaki bir kaya gibi yoksa benden bu kadar bu kadar uzaklaşmazdı. | Open Subtitles | *ذلك الرجل لديه قلب* *مثل حصاة مرمية بالبحر* *أو لم يكن ليتمادى من أجلي* |