| Ben söyleyeyim. Kasım'ın ortasındayız ama hiç Şükran Günü süslemesi yok. | Open Subtitles | سأقول ، بأنه منتصف نوفمبر ولا أري أية زينة لعيد الشكر |
| Bugün okul var ve gün ortasındayız. Neden takip etme gereği duydun? | Open Subtitles | ــ و نفس الشيء يجري عليكِ ــ نحن في منتصف يوم دراسي |
| Sismik bir kaymanın tam ortasındayız ve bu dönemi atlatmamızı sağlayacak bir köprü iş bulmalıyız. | TED | نحن في منتصف مرحلة التغيير الجذري، وعلينا أن نجد شيئًا يخرجنا من وضعنا هذا. |
| Buna ilaveten, ülkenin ormanlık bölgesinin ortasındayız ve halka açık alanlarımız çok berbat. | TED | إضافة إلى ذلك نحن نعيش في وسط منطقة الغابات للبلد، وفضاءاتنا العامة مقرفة؛ |
| Gerçek zamanlı bir soruşturmanın ortasındayız, ve çalışan sayımız az. | Open Subtitles | نحن وسط تحقيق يدور ثانية بثانية وعدد قليل من الموظفين |
| Aslında sizinle ilgilenmekten daha çok ilgilenmem gereken bir krizin ortasındayız. | Open Subtitles | نحن في خضم كارثة قومية وهي تحتاج إلى كل تركيزنا .. |
| burda cinayet soruşturmasının... ortasındayız ve sen içmeye mi gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | نحن بمنتصف تحقيقات في جريمة وأنت تترك العمل بدون إذن ؟ |
| Şu an, günümüzün en büyük sağlık krizlerinden birinin ortasındayız. | TED | الآن، نحن في منتصف أحد أسوأ الأزمات الصحية. |
| Şu anda yapay zekâ konusunda bir rönesansın ortasındayız. | TED | نحن الآن في منتصف عصر نهضة الذكاء الاصطناعي. |
| İyi de yazın ortasındayız. Bu kürklerle ne yapacağım ben? | Open Subtitles | لكننا في منتصف الصيف ماذا سأفعل بمعاطف من الفراء؟ |
| Kışın ortasındayız. Yakıt parasını karşılayamaz. Bir işe ihtiyacı var. | Open Subtitles | نحن في منتصف الشتاء وسيحرمونها من التدفئة، إنّها بحاجة إلى وظيفة سهلة |
| Şubat ayının ortasındayız hava 27 derece Çok güzel. | Open Subtitles | درجة الحراره ثمانيه في الخارج و نحن في منتصف شباط.. |
| Olmaz. Oyuna dönmeliyim. Kıyafetli provasının ortasındayız. | Open Subtitles | لا استطيع انا فى الحقيقه عدت للمسرحيه نحن فى منتصف بروفه بملابس الشخصيات |
| - Birileri arka kapağı açmış. - Uçuşun ortasındayız. | Open Subtitles | فتح شخص ما فتح الفتحة الخلفية نحن منتصف الطيران |
| Zamanımız yok! İkinci dalga geliyor! Bir ölü dalganın ortasındayız! | Open Subtitles | ليس أمامنا وقت، الموجة التالية قادمة نحن وسط سلسلة أمواج |
| Şu anda bu şeyin ortasındayız. Sahip olduğu her bağlantıyla, her bir eşyaya kadar inen, bu tamamen bağlantılı şeyin ortasındayız. | TED | وبذا نكون نحن في وسط هذا الشئ المتشابك كلياً، القريب من كل شئ في شريحة ضئيلة من التوصيلة خاصتها. |
| Bu olamaz. Biz şehrin ortasındayız. | Open Subtitles | . مُستحيل أن يحدث ذلك ليس في وسط المدينة |
| Ne sikime çölün ortasındayız biz? | Open Subtitles | ماذا نفعل هنا بحق الجحيم في وسط الصحراء؟ |
| Fakat şu anda bir konuşmanın ortasındayız. Bize 5 dakika verebilir misiniz? | Open Subtitles | و لكننا فى وسط حديث ما هلا تعطينا خمس دقائق؟ |
| Gerçek şu ki bir obezite salgınının tam ortasındayız ve bu, bizim ülkemizle sınırlı değil, | TED | الحقيقة أننا في خضم وباء السمنة، ولا يقتصر هذا على بلادنا. |
| Teknik anlamda, biz şu anda bir buz çağının ortasındayız. | Open Subtitles | من الناحية التقنية ، نحن بمنتصف عصر الجليد الآن |
| Şu anda bir işin ortasındayız. | Open Subtitles | عظيم، إنه فقط ـ ـ ـ ـ ـ ـ نحن في منتصفِ شيءِ |
| Tamam. Delilik zamanı saat 1 civarı başlar. Bir toplantının ortasındayız. | Open Subtitles | وقت الجنون يبدأ قرابة الساعة الواحدة، نحن بوسط إجتماع الآن |
| Nasıl rahat edersen. Bak, son hazırlanmanın ortasındayız... | Open Subtitles | انظر , نحن فى خضمّ تحضيرات نهائية هنا .. لذا |
| Söylesene ışık neden açık olsun? Burada lanet olası günün ortasındayız. | Open Subtitles | كيف ستكون المصابيح مضاءة نحن في وضح النهار |
| - Yapamam. Operasyonun ortasındayız. | Open Subtitles | لا يُمكنني فعل ذلك ، نحنُ في مُنتصف عملية جراحية |
| Sallanıyor vücutlar fırtınada kalpler çarpıyor eğlencenin tam ortasındayız | Open Subtitles | الاجسام تتمايل مع الايقاع السريع والقلوب تطير مع العاصفة هذا هو حالنا نحن نغرق فى السعادة |
| Obabaşı. Park et. Bir şeyin ortasındayız. | Open Subtitles | إنتظر يا خبير الكشّافة نحن بوسطِ أمر هام هنا |
| Ne ile ilgili? Aslında biz büyük bir işin ortasındayız. | Open Subtitles | نحن في الحقيقة في المنتصفِ شيءِ كبيرِ جداً. |
| Doğru, onlar müttefik değil, ama... onlarla diplomatik görüşmelerin tam ortasındayız. | Open Subtitles | هم لَيسوا حلفائنا، لكن... نحن في وسطِ مُناقشاتِ دبلوماسيةِ مَعهم. |
| Oyunun ortasındayız Elliott. Oyunun ortasında katılamazsın. | Open Subtitles | نحن في المنتصف يا إليوت لا يمكنك اللحاق بنا في المنتصف |
| Bunu hatırlatmaktan nefret ediyorum, ama denizin ortasındayız. | Open Subtitles | أَكْرهُ ذكر ذلك، لَكنَّنا في مكان مجهولِ. |