Bu sandığın geçen haftaki erken oylamanın sonucu olduğuna dair... | Open Subtitles | لكنك تقسم أن هذه الأصوات هي من نتائج التصويت المبكر |
oylamanın geçmedeğini ve artık onların desteğini almayacağımızı ama gönülden teşekkür ettiğimizi söyleyeceğiz. | Open Subtitles | لشكرهم بكلّ صدق ولكنّ خرجنا من التصويت بقرار عدم قبول دعمهم بعد الآن |
Öyleyse görüyorsun, oylamanın bir yararı yok, değil mi? | Open Subtitles | هل رأيتِ لا فائدة من التصويت, أليس كذلك؟ |
Sorumluluğum oylamanın yapılmasını sağlamak, sonucu saptırmak değil. | Open Subtitles | مسئوليتي هي أن يكون التصويت عادلاً وليس التلاعب بالنتائج |
Ben de oylamanın bütçe olayları yüzünden hileli geçebileceği konusunda daha endişeliyim. | Open Subtitles | وأنا أكثر اهتماماً بالتحايل على تصويت السندات |
oylamanın son turu, ...12 oy da suçlu ve benim tahminim bu akşam yemeği. | Open Subtitles | آخر جولة من التصويت جميع الـ12 مذنبة, وتخميني هذا سيكون العشاء |
oylamanın çok çekişmeli geçtiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | تعتقد الا كان التصويت حسناً, ذلك لك أقول أنا جداً, متقارباً |
Ve şu an itibariyle, önümüzdeki oylamanın ışığında boş kalan milletvekili koltuklarının nasıl dolacağı konusunda daha endişeliyim. | Open Subtitles | وفي هذه اللحظة أنا أكثر إهتماماً بملء مقعد عضو البلدية في التصويت القادم |
oylamanın yozlaşmasıyla ve gangsterler tarafından satın alınmış senatörlerle ilgili söylentilerden bahsedebilirim. | Open Subtitles | و ربطها بـ التصويت على القمار ؟ أستطيع أن أنشر شائعات , بفساد التصويت . بشراء العصابة لـ أعضاء مجلس الشورى |
Personellerimden birinin NCIS ve Başkent Polisi tarafından tutuklanması yüzünden, liman kapatma tasarısı hakkındaki oylamanın ertelenmesini talep ettim. | Open Subtitles | لقد طالبت بتأجيل التصويت على مشروع قانون غلق الميناء بسبب أعتقال احد الموظفين لدى |
Bir milyon dolar bağışlayacağını ifade eden bir konuşma yapacaksınız, oylamanın kişinin vergi dilimiyle bağlantılı olduğuna inanmadığınızı... | Open Subtitles | ستقوم بإصدار بيان تقول فيها أنك ستعطي مليون دولاراً للجمعيات الخيرية وأنك لا تعتقد أن التصويت يجب |
Bu oylamanın sizler için büyük risk teşkil ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | إني أعرف مدى خطورة هذا التصويت لكم يارفاق. |
oylamanın kaderini değiştirecek şey henüz gerçekleşmedi. | Open Subtitles | الأمر الذي سيقرر هذا التصويت لم يحدث بعد |
Sayın Senatör, oylamanın konusu liyakat olmalı. | Open Subtitles | سيناتور، التصويت يجب أن يركز على مزايايّ، |
Bu oylamanın amacı konusunda, yalan söyleyerek sizi aşağılamayacağım. | Open Subtitles | بخصوص الغرض الرسمي من هذا التصويت لن اهينكم بالكذب عليكم |
Henüz oylamanın ertelenmesi ile ilgili bir duyuru yapılmadı, çünkü hala kara verilemedi. | Open Subtitles | لم يحدث تصريحٌ رسميٌّ بعد ،من أجل تأخير التصويت وذلك بسبب أنّهم لا يزالون يحاولون الإقرار |
oylamanın dördüncü turundaydık. Ünlü beraberlik turu. | Open Subtitles | كنا في التصويت الرابع المعروف بكونه التصويت المسدود |
Hem belki de birisi bu oylamanın hemen öncesinde... | Open Subtitles | أيضا، ربما شخص ما أدركت لحظات قبل التصويت ان، |
SUNUCU: Bu geceki oylamanın sonuçları: | Open Subtitles | لنري نتائج تصويت اليوم و الذي صوّت عليه أكثر من 20،000 منكم |
İyi akşamlar, General. Tuttuğum oylamanın sonuçlarını bildirmek istiyorum. | Open Subtitles | مساء الخير أيها الجنرال , أريد عمل تقرير عن أستفتاء خاص أقوم به |
Yani oylamanın artık geçerliliği kalmadı. | Open Subtitles | اذا فالتصويت نفسه هو موضع نقاش |