"oynayan" - Traduction Turc en Arabe

    • لعب
        
    • تلعب
        
    • لعبت
        
    • بدور
        
    • يلعبون
        
    • يلعبان
        
    • سيلعب
        
    • لعبوا
        
    • يلعب مع
        
    • يمارس
        
    • ولعب
        
    • الذي يلعب
        
    • تلعبين
        
    • اللاعب
        
    • يلعب لعبة
        
    Fakat daha güçlüyü oynayan duygusal bakımından daha karmaşık olan dişi karakteri. Open Subtitles ولكن لعب دور الأقوى اكثر تعقيدا عاطفيا وقائدا للمراءة يبدوا صحيحا جدا
    Delphi birçok Yunan efsanesinde kilit rol oynayan kutsal bir tapınaktır. Open Subtitles انه معبد مقدس لعب دور أساسى فى العديد من الأساطير اليونانية
    Kuzey Kutup Dairesi'nin aşağı bölgelerinden golf oynayan bir kaz sürüyü yönetiyor. Open Subtitles الأوزة التي تلعب الغولف من المناطق البعيدة في الدائرة القطبية تقُود القطيع.
    Bu yüzden sineğin beynindeki Eleştirmen rolünü oynayan hücreleri belirlemek için yola çıktık. TED لذلك بدأنا في تعريف الخلايا في عقل الذبابة التي تلعب دور النقد .
    Frankie Valli' yi oynayan adamın çok hoş olduğunu söylemiştim. Open Subtitles وأعتقد أن الرجل الذي لعبت فرانكي فالي كان لطيف جدا.
    Dinle bak, Gob'u dizide abisini oynayan elemanla aldatıyor olabilir. Open Subtitles يعقتد أنّها تقوم بخيانته مع الشخص الذي يقوم بدور أخيها
    Apartmana giderken yanlış yerden dönmüştüm ve dışarıda futbol oynayan bu çocukları gördüm. TED كان ذلك عندما ضللت الطريق لهذا المجمع السكني، ورأيت هؤلاء الأطفال يلعبون الكرة،
    "Yarasa" Yasu'yu oynayan adama ne oldu? Open Subtitles ماذا حدث لذلك الرجل الذي لعب دور ياسو الخفاش؟
    Kafasında perukla İsa'yı oynayan şu garip herif değil miydi bu? Open Subtitles أليس هو الشخص المميز الذى لعب دور المسيح بشعر مستعار ذات مرة ؟
    Dipteki Düşman'da Robert Mitchum ile oynayan düşman denizaltının komutanını kimdi? Open Subtitles من لعب دور قائد الغواصة الألمانية في فيلم العدو بالأعماق مع روبرت ميتشم ؟
    Hokey oynayan maymunu izlemeliyiz! Çok komik! Open Subtitles يجب أن نري القرد الذي لعب موسيقي ذلك سيكون مضحكاً
    Anthony Bella, hani Nicky'yi oynayan adam? Open Subtitles وانطوني بيلا الشخص اللذي لعب مع القيصر نيكي
    Fareler oynar, fakat şunu bilmiyor olabilirsiniz oyun oynayan fareler daha büyük bir beyne sahip olur ve görevleri daha çabuk öğrenirler. Veya yetenekleri. TED الجرذان تلعب، لكن ما قد لا تعلمونه هو أن الجرذان التي تلعب بكثرة لها أدمغة أكبر ويتعلمون المهام بشكل أفضل، المهارات.
    Ama şunu bilmiyor olabilirsiniz oyun oynayan ayılar daha uzun süre hayatta kalabilir. TED لكن ما قد لا تعلمونه ، أن الدببة التي تلعب أكثر تعيش لفترة أطول.
    Bir öğretmen bulamadım. Bulabildiğim tek kişi eskiden muhasebeci olan 22 yaşında her zaman onlarla oyun oynayan bir kızdı. TED لم استطع ايجاد استاذ، و لكني وجدت صديقة لهم و هي محاسبة تبلغ من العمر 22 عاماً و كانت دائماً تلعب معهم.
    Ve şu nişanlıyı oynayan kız, çok seksiydi. Open Subtitles وتلك الفتاة التي لعبت دور المخطوبة، كانت مثيرة
    İsa'yı oynayan aktörün bâzı garip tercihleri vardı. Open Subtitles الممثل الذي قام بدور يسوع قام باختيارات غريبة.
    Geniş ekran bir televizyonun kutusunda oynayan çocuklar görmüştüm ve çalabilmek için o televizyonu kimin aldığını öğrenmeye çalışıyordum. Open Subtitles شاهدت بعض الأطفال يلعبون على تلفاز كبير و حاولت معرفة من اشتراه حتى أرى إن كنت أتمكن من سرقته
    Bu sabahın ilk saatlerinde başka bir koya bakmaya gittim ve suda bir yetişkinle oynayan iki küçük yavru buldum. Open Subtitles ذهبتُ لأستطلع في خليج صغيرِ آخرِ في هذا الصباح الباكر و وجدتُ جروين صغيرين يلعبان في الماء مع بالغِ واحد.
    Seni oynayan aktörler ölürken bile sert olmanı ister. Open Subtitles الممثل الذي سيلعب دورك يريدك أن تموت كبطل
    Şu an sadece gay karakteri oynayan heteroseksüel aktörleri sayıyorsun. Open Subtitles حسناً، أنتَ تذكرُ ممثّلين أسوياء فقط لعبوا شخصيّاتِ شواذّ.
    Bir çocukla oyun oynayan birinin eğleneceğini düşünürsün ama onun gözleri ölü gibiydi. Open Subtitles هل تظني أن شخصا يلعب مع طفل سيستمتع بالأمر، لكن عينيه كانتا ميتتانِ.
    Eğer bu doğru olsaydı cinsel organıyla düzenli olarak oynayan bir çocuğun. Open Subtitles لو كان صحيحا، الصبي الذي يمارس عضوه الجنسي بتكرار
    - İyi top oynar. - Evet! Şu 49'lularda oynayan zenci çocuk. Open Subtitles ـ انه لاعب ماهر ـ نعم ذلك الزنجي الذي سبق ولعب مع فريق محترف
    Çamurlu bir bölgeye baraka inşa etmekten başka bir seçenekleri yoktu, bu da dışarıda oyun oynayan Hany'nin kardeşi Ashraf. TED لا خيار أمامهم إلا بناء كوخ على جانب حقل موحل، وها هو أشرف شقيق هاني، الذي يلعب بالخارج.
    Arka bahçede, evin çevresinde oynayan çok küçük bir kız. Open Subtitles طفلة صغيرة جداً تلعبين فى الفناء الخلفى للبيت
    - Birincide oynayan adam kim? Open Subtitles اللاعب الذي يبدأ أولاً من يكون؟
    Şimdi iki dokunmatik ekranla bir oyun oynayan şempanzeleri kullanarak bunu kontrol edeceğiz. TED لذلك سوف نتحقق من ذلك من خلال جعل الشمبانزي يلعب لعبة بلمس اثنين من شاشات تعمل باللمس.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus