Bir keresinde bir anaokulunu ziyaret etmiştim. Üç küçük çocuk, birbiriyle tıpatıp aynı oyuncaklarla oynuyorlardı. | TED | لقد زرت ذات مرة حضانة حيث رأيت ثلاث أطفال يلعبون بلعب بلاستيكية متطابقة. |
Kendinden geçmiş bir topla, yalın ayak oynuyorlardı, kale olarak taş yığmışlardı. | TED | كانوا يلعبون حفاة الأقدام بكرة بالية ومرمى مصنوع من الصخور. |
Poker oynuyorlardı ve adamın elini bildim. | Open Subtitles | كانوا يلعبون الورق و استطعت ان استنتج ما كان معهم |
Top oynuyorlardı. Bilirsiniz, topu ileri geri fırlatma. | Open Subtitles | لقد كانتا تلعبان بالكرة تقذفان بالكرة ذهاباً و إياباً |
Geri döndüğümde, iki çocuk gördüm, sekiz ve on iki yaşında, bilgisayarda bir oyun oynuyorlardı. | TED | إذاً رجعت الى هناك، ووجدت هذين الطفلين، ثمانية أعوام و 12 عام، كانا يلعبان لعبة على الحاسوب. |
- Başından beri bizimle oynuyorlardı. | Open Subtitles | -لقد تلاعبوا بنا من البداية |
Onlar sahada kendileri için değil, şehir için oynuyorlardı. | Open Subtitles | لم يكونوا يلعبون لأنفسهم فقط . كانوا يلعبون لصالح مدينة |
Onlar sahada kendileri için değil, şehir için oynuyorlardı. | Open Subtitles | لم يكونوا يلعبون لأنفسهم فقط . كانوا يلعبون لصالح مدينة |
Geçen gece de bu oyunu oynuyorlardı. | Open Subtitles | هم كانوا يلعبون الليلة الماضية بأكملها أيضا |
Çocuklar domuz ahırını kim temizleyecek diye seçmek için dart oynuyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يلعبون السهام ليعرفوا من سينظف حظيرة الخنازير |
Misket oynuyorlardı. Ben de onlarla oynamak istedim. | Open Subtitles | كانوا يلعبون بالرخام حصلت على البعض وأردت الإنضمام إليهم |
O ve arkadaşları marşandizle cesaret oyunu oynuyorlardı. | Open Subtitles | هو وأصدقائه كانوا يلعبون في سكّة قطار البضائع. |
Bir çeşit eğlenceli bir oyun oynuyorlardı, Yenievli Oyunu... | Open Subtitles | كانوا يلعبون نوعاً من ألعاب المتعة؛ ألعاب حديثي الزواج |
Oyun oynuyorlardı. Görür görmez müdahale ettim. | Open Subtitles | كانوا يلعبون فقط, ادبتهم عندما رأيت هذا فوراً |
Bütün gün evde video oyunu oynuyorlardı. | Open Subtitles | كانوا بالداخل يلعبون ألعاب فيديو طوال اليوم |
O iki olayın arasında borsacıların benim biricik ortak ofisimde Amerikan futbolu oynuyorlardı. | Open Subtitles | حسنا, بين هذا و ذاك متداولينك كانوا يلعبون كرة القدم في ساحة مكاتبي الحبيبة |
Hırsız polis gibi bir şey oynuyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يلعبون الشرطة واللصوص تقريبا |
İnsan başıyla futbol oynuyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يلعبون كرة القدم . برأس آدمي |
- Annemin dişleriyle mi hokey oynuyorlardı? | Open Subtitles | كانوا يلعبون الهوكي بأسنان أمي؟ |
- Ne? Baba, bir karavan vardı ve onunla oynuyorlardı. | Open Subtitles | كانت هناك شاحنة ترفيهيّة تلعبان فوقها يا أبي |
- Hayır, golf oynuyorlardı. | Open Subtitles | أجل، لقد كانا يلعبان الغولف. ثمّ أعطاها نصيحة لكيفيّة ضرب الكرّة. |
- Başından beri bizimle oynuyorlardı. | Open Subtitles | -لقد تلاعبوا بنا من البداية |
Sanırım birlikte tenis oynuyorlardı. | Open Subtitles | أعتقد أنّهما لعبا التنس مع بعضهما |